Hesabım
    Karlar Ülkesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Karlar Ülkesi

    Çok sevdiğimiz Karlar Ülkesi, karaoke özelliği ile çocuklara farklı bir deneyim sunuyor!

    Yazar: Funda Sularöz

    Bazı filmler vardır, birden fazla izlemeyi severiz. Hele söz konusu çocuklarsa, gözlemlediğim kadarıyla, sevdikleri animasyonların her sahnesini ezberleyene kadar izlemekten bıkmıyorlar. Tüm zamanların en iyi açılışını yapan animasyon Karlar Ülkesi (Frozen) de 2013 yılında vizyona girdiğinden beri çocukların ve hatta büyüklerin kalbine girdi. Filmin başarısı pazarlamasına taşındı ve ticari ürünleriyle hayatımızda fiziksel olarak da var olmaya devam etti.

    Broadway’de de yer alma planlarını duyduğumuz 2 Oscar kazanan filmin karaokeli versiyonu, tüm bu başarıların üzerine vizyonda tekrar yerini aldı. Müzikal bir animasyon olarak şarkılarının başarısını göz önünde tuttuğumuzda akıllıca bir hareket.

    Karlar Ülkesi bir masal aleminde geçiyor. İleride kraliçe olacak Elsa’nın kontrol edemediği bir gücü vardır; kar yağdırabiliyor, hiçbir şeyden buz yaratabiliyordur. Bir gün kardeşi Prenses Anna ile oynarken ona istemeden de olsa zarar verince kendini dünyaya kapatır. 18 yaşında taç giyme töreninde artık halk ve kardeşi ile bağ kurma zamanı gelmiştir. Elsa’nın bu kontrol edilemeyen yeteneği törende ortaya çıkınca Elsa kendini soyutlamak için krallığı terk eder ve sonsuz bir kış mevsimi başlatır. Anna ise onu geri döndürmek için elinden geleni yapmak üzere ablasının peşine düşer...

    Hans Christian Andersen’ın Karlar Kraliçesi’nden yola çıkılarak yaratılan filmde yer alan trollerin özgünlüğü, iyi kalpli kardan adam Olaf’ın filme kattığı eğlence ve yaratılan dünyanın nakış gibi işlenmesi, filmin müzikal tarafının yanı sıra gücünü oluşturan unsurlar. Çocukluğumuzda gördüğümüz ve “keşke gerçek olsa” diye düşündüğümüz kış manzaralı çizim kartpostalların tek kareden çıkıp bir filme dönüştüğünü düşünün... Bir de bu Disney elinden çıkınca, insanın o dünyadan ayrılası gelmiyor.

    Filmin diğer bir gücüyse; bir erkek tarafından kurtarılmayı bekleyen prenseslerin varlığı yerine kendisi harekete geçen, kendini içinde keşfeden karakterlerin yer alması. Bu da hikayeyi ataerkil bir yapıdan kadının kendine ve birbirine yetebildiği bir noktaya taşıyor. Hikayenin tüm bu gücüne rağmen Disney, ana karakterleri gerçek insanların fiziksel özelliklerden çok daha farklı bir çizgide var etmeye devam etmekten kendini alamamış. Bu da maalesef örnek teşkil edebilecek karakterler ile çocuklar arasında ulaşılamaz bir mesafe koyuyor.

    Sonuç olarak, çok sevdiğimiz bu filmin tekrar vizyona girerken farklılaşan özelliği olan karaoke filme farklı bir deneyim katacaktır. Özellikle küçük çocuklar, film izlerken yerinde duramayıp, 3D özelliği olan filmlerde de ellerini ekrana doğru uzatarak filme dokunmaya çalışıyor. Bir de bunun üzerine şarkılara eşlik ettiklerinde, filme daha çok katılıp daha çok eğlenme şansını yakalayacaklardır.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top