Kadınlar tarafından, kadınlara dair...
Yazar: Hande KaraAlacakaranlık, Kurt ve Kız gibi filmlere imza atan Catherine Hardwicke’in yönetiminde çekilen Seni Şimdiden Özledim odağında kanser gibi acı verici bir olaydan bahsetse de, iç karartmamaya gayretli hatta yer yer gülümseten detaylarla bezeli bir film. Oldukça doğal oyunculuklara desteklenen senaryo Morwenna Banks’in Goodbye isimli radyo tiyatrosundan yazarın kendisi tarafından beyazperdeye uyarlanmış.
Çocukluktan itibaren yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Milly ve Jess, 30’lu yaşlarının ortasına gelmiş, farklı hayatlar süren, ancak birbirlerinden kopmayan iki yakın arkadaştır. Jess’e nazaran daha çılgın ve özgür bir hayat süren Milly, müzisyen gençlik aşkı ile evlenmiş, iki çocuğu ile mutlu bir aile tablosu çizmekte, Jess ise nehirde yüzen bir evde erkek arkadaşıyla yaşamakta ve bir gün çocuk sahibi olabilmenin hayalini kurmaktadır.
Jess rutin doktor kontrolleri sırasında göğüs kanseri olduğunu öğrenir ve zorlu bir tedavi sürecine başlar. Aynı dönemde Milly de tedavilerin meyvesini alır ve hamile olduğunu öğrenir. En yakın arkadaşı gözlerinin önünde eriyip giderken, içinde yeni bir can büyümektedir.
Hayatın döngüsüne dikkat çeken ve sonsuz dostluğu ön plana çıkaran Seni Şimdiden Özledim’in dokunaklı hikayesi tahmin edilemeyen bir hikaye değil. Sonunu oldukça açık eden gidişata rağmen, izlemekten sıkılmadığınız filmler vardır, Seni Şimdiden Özledim de onlardan biri aslında. Kanser filmlere oldukça sık konu olan, ancak sadece üzücü kısımları ile perdeye yansıyan bir hastalık. Elbette kanserin iyi bir tarafı yok, ancak Seni Şimdiden Özledim’de Milly ve eşi Kit’in çocuklarına durumu anlatma ve tedavi süreci ile başa çıkma yöntemleri öyle başarılı ki, keşke bu acıyı yaşayan herkes böyle davranabilse diye içinizden geçiriyorsunuz.
Başrollerde yer alan Toni Collette ve Drew Barrymore’un kimyaları oldukça tutmuş. Jess rolünde ilk olarak Jennifer Aniston’ın, Milly rolünde de Rachel Weisz’ın yer aldığını göz önüne alırsak, Collette ve Barrymore ikilisi çok daha isabetli bir seçim olmuş. Özellikle Toni Collette oldukça doğal bir oyun sergilerken, film için saçlarını sıfıra vurdurduğundan, bir de bir dönemin en alımlı oyuncularından biri olan Jacqueline Bisset’i izlemenin verdiği keyiften de bahsetmeden geçmeyelim.
Kimilerine 50/50’nin kadın versiyonu gibi gelebilecek olan ya da 80’lerin komedi-dramı Beaches ile karşılaştırılan Seni Şimdiden Özledim, İngiltere kırsalı görüntüleri, Uğultulu Tepeler ve E.T. göndermeleri ve müzikleri ile, özellikle de Losing My Religion şarkısı ile izleyicide hoş hisler uyandıran, kadınlar hakkında, kadınlar tarafından yapılan bir film.
50/50