Hesabım
    Mavi En Sıcak Renktir
    Ortalama puan
    4,0
    136 Puanlama
    Mavi En Sıcak Renktir hakkında görüşlerin ?

    19 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    6 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    29 Haziran 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Jul Maroh'un "Le bleu est une couleur chaude" (2010) isimli çizgi romanından uyarlayarak Ghalya Lacroix ile birlikte yazan Abdellatif Kechiche'in yönetmen koltuğunda oturduğu "La vie d'Adèle / Blue Is the Warmest Colour"; LGBTQ+ kategorideki, romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 4 milyon Avroluk bir bütçeyle çekilerek Cannes Film Festivali'nin tarihinde ilk kez, "Altın Palmiye" ödülünün, sadece yönetmen Abdellatif Kechiche'e değil de, kayda değer derecedeki "cesaret ve başarıları" sebebiyle başrollerdeki Léa Seydoux ile Adèle Exarchopoulos'a da verildiği bu filme; Criterion Collection tarafından itinayla elden geçirilerek, 1080p formatındaki pırıl pırıl bir hale dönüştürülen ve (25 Şubat 2014) tarihinde de satış ağına dahil edilen şahsi koleksiyonumuzdaki resmi Blu - ray kopyası üzerinden biraz daha yakından bakalım...

    ***

    On beş yaşındaki bir lise öğrencisi olan Adèle (Adèle Exarchopoulos); kendisine abayı yakmış olan son sınıftaki delikanlılardan, Thomas (Jérémie Laheurte) ile arkadaşlığını ilerletmektedir...

    Günlük yaşamını sürdürmekte olan Adèle:

    Bir gün sokaklarda dolanarak, Thomas ile olan randevusuna doğru yol alırken; yaşça kendisinden biraz daha büyük, kısa ve mavi saçlı bir kadınla karşılaşır...

    Ki bu karşılaşma esnasında, gerek Adèle ve gerekse de mavi saçlı Emma (Léa Seydoux); o an için nedenini bilmeseler de, fırtınasına yakalandıkları kimyasal bir çekimin etkisiyle, birbirlerine tekrar tekrar bakmaktan kendilerini alamazlar...

    ***

    Bu bakışma faslının ardından Adèle ile Thomas; sözleştikleri şekilde meydanda buluşarak, bir dönerciye giderler...

    Hiç de hoş bir görüntü oluşturmamasına karşın, sosyo - kültürel standartlarını yansıtması çerçevesinde:

    Menüdeki makarna, tavuk vs. gibi yemek çeşitleri sayesinde düşük gelir grubuna mensup bir işçi ailesinin (Baba / Aurélien Recoing - Anne / Catherine Salée) kızı olduğunu anladığımız Adèle; bırak salçadan turuncuya dönmüş olan ağzının çeperlerini silmek gayesiyle peçete kullanmayı, yalanarak yeme ve parmaklarını kürdana dönüştürerek dişlerini karıştırdığı beslenme tarzını, döner dürüm yerken de sürdürür...

    Üstelik her seferinde de Kechiche; insanın midesini bulandıran bu iğrenç sahneleri, neredeyse gözümüzün içine sokar...

    ***

    Ardından da...

    Öpüşerek film izleyecekleri bir sinema salonuna giderler...

    Ancak her nasılsa Adèle'in aklı, artık rüyalarına da girmeye başlamış olan mavi saçlı kadına takılıp kalmıştır...

    ***

    Derken...

    Sınıfındaki Béatrice (Alma Jodorowsky), Amélie (Fanny Maurin) ve Laetitia (Maelys Cabezon) gibi diğer kızların da merakla bekledikleri, ilk cinsel temas da gerçekleşir...

    ***

    Fakat Adèle açısından bir şeylerin ters gitmekte olduğunu, eşcinselliğini gizlemeyen arkadaşlarından Valentin (Sandor Funtek) ile yaptığı konuşmadan anlıyoruz...

    ***

    Çok geçmez...

    Ve...

    Adèle ile Thomas; salya sümük bir vaziyet de olsalar da, ilişkilerine son noktayı da koyuverirler...

    ***

    Kendine yeni bir çıkış yolu arayan Adèle, arkadaşlarından Béatrice'in kendisine olan yaklaşımını yanlış değerlendirir...

    Halbuki Béatrice, bir lezbiyen değildir ve aralarındaki öpüşme, kendiliğinden gelişmiştir...

    Yalnız bu son gelişme üzerine Adèle, cinsel kimliğinin farkına varmış gibidir...

    ***

    Arkadaşlarının seslenmelerine aldırmadan okuldan ayrılmakta olan Adèle'in iyice dağıldığını fark eden Valentine; yolunu keserek onu, eşcinsel erkeklerin takılarak dans etmekte oldukları bir bara götürür...

    Herkes havaya girmişken, oradan ayrılan Adèle kendini; birkaç sokak ötedeki, bir lezbiyen barına atıverir...

    Şaşkın gözlerle etrafına bakınan Adèle, nihayet aradığını bulur...

    Evet...

    Güzel Sanatlarda dördüncü sınıf öğrencisi olan mavi saçlı kadın da oradadır...

    ***

    Diğer kadınların tacizlerinden korumak amacıyla Emma; Adèle'i, kuzeni olarak tanıtır barda ve sanki yıllardan beri birbirlerine aşinaymışçasına da, sıkı bir sohbete başlarlar...

    Lafın arasında Emma, Adèle'in okumakta olduğu Pasteur Lisesi'nin adını da öğrenir...

    Hatta ertesi gün okul önündeki, ilk buluşma da gerçekleşir...

    Dakika 57...

    ***

    Farkındayız biraz erken kestik...

    Zira "spoiler" vererek ağızlarınızın tadını kaçırmak istemiyoruz...

    ***

    Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin, geride kalanında sizleri; 122 dakikalık destansı özelliklere sahip olan bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Fırsat bulup da filmi bugüne kadar izleyememiş olan sinemasever dostlara, "Lütfen homofobiklerin yaptıkları olumsuz yorumlar ile verdikleri düşük puanlara aldırmayın" diyoruz...

    Keyifli seyirler,
    mehmet53
    mehmet53

    Takipçi 126 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    17 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    uzun bir süre aklınızdan çıkmayacak muhteşem bir filmdi ana karakterin gözünden bütün olayları izliyoruz ve filmin hiçbir yerinde filmden kopmuyoruz her şey çok gerçekçi bir anlatımla sergilenmiş ister istemez kendinizi filmin içinde buluyorsunuz tavsiye ederim kesinlikle izleyin
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    Yarattığı sükseyi hak ettiğini düşünüyorum. Neredeyse her sahnesi, her karakteri hakkında uzun uzadıya konuşulmayı hak eden bir film yapmış Kechihe. İki muhteşem performans var en başta. Çok zor iki karakterin altından başarıyla kalkıyorlar. Bireysel ve toplumsal meseleler var. Bir genç kadının ince ince, özenle işlenmiş hikayesi. Adele'in yaşamına lise yıllarından 22-23 yaşlarına gelene kadar bizler de dahil oluyoruz. Arkadaşları, ailesi, flörtleri, aşkı, sevinçleri ve hayal kırıklıkları. Yaşamına dair her şey boşluk bırakılmadan bize sunuluyor. Mutlaka izlenmesi ve tecrübe edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan bir sanat filmi olarak görüyorum, ama bir yandan da çok hafif, su gibi akan, sanat filmlerinin o bilindik "ağır"lığından uzak. Hayatın içinden karakterler. Başarılı, eksiksiz-fazlasız bir senaryo. Yakın çekimlerin filme ne kadar büyük katkısı olduğunu tecrübe ettikten sonra daha iyi anlayacaksınız. Gerçekten çok yerinde bir tercih. Kaliteyi anında yükselten bir özellik olmuş ve hem filme hem karakterlere çok yakışmış. Kesin olan şey bu eserin uzun yıllar unutulmayacağı.
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    4 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Herkese hitap etmeyen bir film,yönetmen karakter analizlerinde ve duyguları yansıtmada neredeyse mükemmel bir iş çıkarmış,3 saate yaklaşan süresi ve aksiyon filmi olmamasına rağmen hiç bir zaman sıkmadı ve Emma arasındaki ilişki gibi görünse de aslında tam olarak anlatılan bu değil;adele'in yaşadığı hayal kırıklıkları,deneyimleri,aşksız yapamayışı,sınıfsal çatışmalar,toplumsal baskılar neredeyse yönetmen güncel her konuya parmak basmıs ve aldığı ödüller de zaten karşımızda önemli bir film olduğunu kanıtlıyor,yoğun erotik sahneler içerdiği için ailece izlenmeyecek;tek başınıza izlemenizi gerektiricek bir yapım.8/10
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    izlerim izlerim 10 saat olsa yine izlerim.Lezbiyen,eşcinsel,gay vs anlayamayan kabullenemeyen kapalı zihniyetlerin anlayabileceği bir film değil.Bu konuyu anlatabilen en güzel film deyip geçerim arkadaş.İnsanı duygularının arasında boğan bir film ve karakterlerin yerine kendinizi koyabilirseniz ağlayabilirsiniz anlayabilirsiniz ve etkisinden uzun bir süre çıkamayabilirsiniz.Filmin sonunda anlayışınızın daha çok artacağından ve bugüne kadar duyarlı olamadığınız konusuna şüpheyle üzülüp kendinizi sorgulayabilirsiniz.Mutlaka izlenmesi gereken bir film.
    Julie Maroh'un grafik romanından uyarlanan Mavi En Sıcak Renktir, çizgi-romanı da okumuş biri olarak, tamamıyla sadık bir uyarlama. Abdellatif Kechice'in "Balıklı Bulgur"unu izleyip bayılmıştım, aynı hissi tekrar yaşadım bu filmle. Sorun şu: Özgürlük ! Cevap ise: Özgürlüğü kısıtlanan günümüz gençliğinin kendilerine çıkış yolu arayıp, dar ve engel yolları (ki bunlar yanlış kararlar ve beraberinde getirdiği pişmanlıklar, sorumluluklar vs. keşkeler...) ele alıyor. Adele'nin adı gibi (adaletli) olduğunu düşünmek epey zor. Karakter birazcık ikircikli kalıyor. Önce yapıyor, sonra pişman. Kimimiz öyle değiliz ki, yaptıklarımızla başa çıkmaya gücümüz olmaz çoğu. Uzun süre konusuna katılmıyorum. Herhalde bir o kadar daha süre eklense izlerdim. Titiz işçilik her kare de kendini gösteriyor. LGBT sinemasının en iyi temsilcilerinden olduğu kabul etmekle beraber, filmi diken üzerinde izleyebilirsiniz. Zira, işlediği konu ve karakterler, insanın suratına atılmış okkalı bir tokat kadar acıtıyor. Hele ki, final karesinde bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
    Evrim E
    Evrim E

    Takipçi 52 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    26 Temmuz 2017 tarihinde eklendi
    Filmin başlardaki işleyişi cidden hoştu, edebiyat, felsefe konuşmaları filmi bir kademe üste çıkartıyordu, öğretmenlerin sorduğu farklı sorular da buna yardımcı oluyordu.
    Lakin sonra film felsefeyi, edebiyatı azalttı, dram yönü biraz daha ağır basmaya başladı biliyorum bu bir dram filmi lakin bu işleyişi bozdu ve anlarsınız ya kötü bir tat bıraktı.
    Ve filmin başlarında bir gencin kimlik oluşturmasını, bu zaman içerisinde olanları, toplum baskısını vs. görüyorduk, bu kısımlar cidden güzeldi 8/10 puanlık bölümlerdi, lakin bu bölüm pek uzun sürmedi 3 saatlik filmin 40 dakikası böyle geçmiştir.
    Filmin konusunu vs. biliyoruz lakin sex sahneleri ve 1-2 sahne gereğinden fazla uzatılmıştı, yani bu sahneleri bu kadar uzatmanın bir manası, getirisi yoktu.
    Kamera açıları, klasikti yani pek bir özelliği, övülecek yanı yoktu.
    Müzikler hoştu, yani sadece hoştu bu da pek bir getiri sağlamıyor filme.
    Everard B.
    Everard B.

    Takipçi 18 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Mart 2016 tarihinde eklendi
    Mavi En Sıcak Renktir, son yılların en iyi aşk filmi, yılın en mükemmel filmi ve duygusal açıdan kusursuz en iyi filmlerden bir tanesi.
    Burak H.
    Burak H.

    Takipçi 121 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Kasım 2013 tarihinde eklendi
    Hiç şüphe yok ki Kechiche’nin bir çizgi romandan uyarladığı bu estetik filmi Mavi En Sıcak Renktir, eşcinsel sinemasında son yıllarda kendini gösteren akımın bayrak taşıyıcısı olacak kadar iddialıyken özellikle içinde bulunduğumuz dönemin en başarılı işlerinden biri. Üç saat boyunca Adele’in yaşantısına dahil olmak, bir sinema seyircisinin salondan içeri girerken arzu ettiği her şeyi karşılıyor. Sevincin, hüznün, umudun ve hayal kırıklıklarının bu bütünleşmiş sunumu, hiçbir şeyin bitmediğini ve ne yazık ki bitmeyeceğini gösteriyor. Bunu yaparken de seyircisinin yaşamından parçaları, Adele’inkine ortak olduğu koltukta bırakıyor. En kötüsü de o işte.
    Banu Fatma Alkan
    Banu Fatma Alkan

    Takipçi 4 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    1 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    *** Klasik, sıkıcı avrupa sineması işte. Sanki 3 saatlik filmi sinema sanatından nefret edesiniz diye çekmişler. Aldığı ödüllerin ve aşırı ses getirmesinin nedeni lezbiyen bir aşkı anlatmasının yanında -hatta daha da etkili- dakikalarca süren sevişme sahneleri bence. Hikaye dramatik ve ilgi çekici ama bence yönetmen kızın duygusunu ekrana aktaramamış. 3 yıldızı tamamen Adele'nin dayanılmaz güzelliğine veriyorum.
    Oğuzhan I.
    Oğuzhan I.

    Takipçi 5 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    2 Nisan 2014 tarihinde eklendi
    konu olarak farklı iyi de sayılır ama filmden zevk aldığımı soyliyemem fransız sinemasının klasik hali bence karakterterlerin duyguyu yedirme olayı fena sayılmaz.
    rayaz
    rayaz

    32 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    11 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    Açıkçası beklentimin çok altında buludum. Aşırı derece de pornografik sahneleri rahatsız ediciydi ve filmden soğumama sebep oldu. Gereksiz yere uzatılmış sahneler insanda izleme zevki bırakmıyor. Klasik erotik Fransız filmi gibi. Neresinde dram var anlayamadım. Bir de Cannes'da ödül aldı. Hakkettiğini düşünmüyorum.
    Nusret Akçura
    Nusret Akçura

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    14 Kasım 2013 tarihinde eklendi
    Film çok güzel. Tek eleştirim, porno tarzındaki gereğinden fazla uzun ve detaylı verilen lezbiyen sevişme sahneleri. Bu sahnelerin seyircinin bu kadar gözünün içine sokulmasına gerek yoktu.
    fasulyedensinema
    fasulyedensinema

    11 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    7 Nisan 2014 tarihinde eklendi
    Adele cinsel kimliğini keşfetmeye başlayan bir lise öğrencisidir. Erkeklerle çıkar fakat sadece cinsel bir tatmin aldığını daha fazlasının olmadığını fark eder. Hayalperest ve edebiyata düşkün olan Adele sürekli daha fazlasını hayal etmektedir.
    Adele karakteri, çocukluktan ergenliğe geçişi ve ne istediğini bulmaya çalışan küçük bir kızın kadın haline dönüşümünü çok güzel yansıtmış, filmi izlerseniz bana katılacaksınız muhtemelen.
    lala
    lala

    5 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    28 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Çok farklı bir konu ele alınmış. Güzel olduğunu söyleyebilirim fakat bazı sahnelerde sıkıldığımı da söylemeden geçemeyeceğim. spoiler: Ve özellikle emmayla sonradan tekrar buluştukları sahne biraz saçma geldi sanki kızın kafasını karıştırmaya gitti gibi oysa o da onu aldattı.
    onun haricinde güzel filimdi ama herkese hitap etmiycek bir konusu vardı.
    oya bilir
    oya bilir

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    İçinde ergenlik, büyüme, keşfetme, aşk, sınıf farklılıkları, sanat gibi türlü türlü konular barından dolu dolu bir film. Basit bir bakış açısıyla film iki kadının aşk hikayesinden ibaret gibi görünse de öyle değil. Çünkü her ne kadar filmin en can alıcı yeri Adele'in Emma ile olan aşkı olsa da o da diğerleri gibi Adele için bir basamak. Filme lezbiyen filmi gözüyle bakmak da doğru değil bu yüzden. Zaten Adele lezbiyen değil, ayrıca aşkı işleyiş biçimine de bakacak olursak sanki iki kadın değil de bir kadınla bir erkeğin ilişkisi gibi doğaldı. Eşcinsellikle ilgili herhangi bir vurgu yapılmamış.
    Sınıfsal farklılık mevzusu baya ön plana çıkmış. Çok da güzel çıkmış. Meslekleri, mutluluk sebepleri, yedikleri yemekler, hatta en sonunda duyguları bile ait oldukları toplumsal sınıf altında şekilleniyor.
    Ve filmdeki detaylar...
    spoiler: Adele'in neredeyse film boyunca mavi giyinmesi (kavga edip ayrıldıkları gün hariç). Emma'dan ayrıldıktan sonra kendini denizin maviliğine bırakması. Bankta öpüştükleri sahnede arkadan vuran ışık. Dudakları ayrıldığında güneşin aradan girip tüm görüntüyü engellemesi. Ama öpüşürlerken her şeyin belirgin olması. Yani Adele biriyle olduğu sürece buluyor kendini. Ve birini sevdiğinde öpüşmek, dokunmak, sevişmek istiyor. Ancak öyle anlatabiliyor duygularını. Pek konuşkan değil zaten.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top