Senaryosunu da yazan Pelin Esmer'in yönetmen koltuğunda oturduğu “Gözetleme Kulesi”; iki farklı insanın, geçmişlerinden gelen trajedilerinin birbirine eklemlendiği bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçe ile çekildiği her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Filmin ana karakterlerinden, aslen Amasyalı bir marangoz olan Nihat (Olgun Şimşek), gece yolculuğu yaptığı otobüsten; gün ağarmışken, Tosya'dan hemen sonraki minaresiz bir caminin de bulunduğu Dipsizgöl sapağında elindeki çantasıyla inerek, yemyeşil ormanlığın tepesindeki Gözetleme Kulesine doğru yayan yönelir...
Akşam olup da, çantasını boşaltarak kulübeye yerleşmeye başladığında Nihat; Yörükkaya (seslendiren Ahmet Rıfat Şungar), Harmanlı (seslendiren Hakkı Kurtuluş), Dağlı (seslendiren Serdar Orçin) ve Sugözü (seslendiren Berk Hakman) Gözetleme Kuleleri arasındaki telsiz haberleşmelerine kulak misafiri olur...
Ve...
Dipsizgöl adına da, hiçbir geçmiş deneyiminin bulunmadığı orman bekçiliği işine yeni başlamış olan Nihat; telsizin başına geçerek, kulelerdeki diğer meslektaşlarının sorularını birer birer yanıtlar...
***
Diğer baş karakterimiz Seher (Nilay Erdönmez), Bolu Üniversitesi Edebiyat Bölümü öğrencisi olup; Tosya Seyahat şirketi bünyesindeki, yerel bir market ile lokantayı da işleten Ahmet'e (Menderes Samancılar) ait bir otobüste, dayısı İsmail'in referansıyla hosteslik yapmakta ve Tosya otogarındaki, kendisine tahsis edilmiş olan bir odada yatıp kalkmaktadır...
***
Her iki karaktere de, bu işleri neden tercih ettikleri sorulduğunda verdikleri cevap; "Ne bileyim, öyle denk geldi" şeklindedir...
***
Neyse...
Kuleye erzak almak üzere Tosya'ya inmiş olan Nihat ile yeni bir sefere hazırlanan Seher'in yolları, çok daha net bir biçimde; sabah çaylarını yudumlayacakları, Kadir ustanın (Mehmet Mola) aşçılığını yaptığı otogarın lokanta kafesinde, bir kez daha kesişir...
Bir kez daha diyoruz...
Zira Nihat, Seher'in hosteslik yaptığı otobüs ile gelmiştir Dipsizgöl'e...
***
Derken...
Kuleler arasındaki, rutin telsiz konuşmalarından biri esnasında; daha önce evlenmiş olduğunu da öğrendiğimiz Nihat'ın, susmayı yeğlediği için çocuğu olup olmadığına dair bir bilgiye sahip olamıyoruz...
Bu arada Nihat'ın şefi Murat (Mehmet Bozdoğan) ile yaptığı sohbet de; kendisini haftada bir günlüğüne değiştirmesi gereken öteki bekçi Muzaffer'in, bir fabrikada işe girmiş olduğu için yaklaşık bir aydır kuleye adım atmadığı ortaya çıkıyor...
Fakat yine de, tek başına yaşamayı seven halinden memnundur Nihat...
Zaten bizim anlatmayı kesmiş olduğumuz kısımda; ortaya çıkacak olan üzücü sebeple, inzivaya çekilmeyi özellikle kendisi tercih etmiştir...
***
Çok geçmez...
Biyolojik olarak yorulmaya başlaması yüzünden hosteslikten bunalan Seher patronu Ahmet'e, Kadir ustanın yanında çalışmak istediğini söylerken; otobüsün şoförü de (Kadir Çermik), memleketteki amcaoğlunun düğünü için izin talebinde bulunmaktadır...
Elbette her ikisini de geri çevirecektir patronları Ahmet...
***
Ama bir süre sonra...
Ücretini tahsil edemeyen Kadir işi bırakınca, Seher'i lokantanın mutfağına almak zorunda kalacaktır da aynı Ahmet...
***
Günübirliğine izin alan Seher; annesi (Laçin Ceylan), babası (Rıza Akın) ve kardeşi Çağlar'ın yaşamakta oldukları, Şenpazar'a geçer...
Seher'in, doğup büyüdüğü aile ocağına gidişinin temel nedeni de; Bolu'da kalmakta olduğu dayısının evinden ayrılarak, üç kız arkadaşıyla birlikte bir ev kiralamak istediğini belirtmektir...
Çünkü annesi ile babasının fazlasıyla güvenerek, kalması için yanına yolladıkları Bolu'daki dayısı İsmail; ırzına geçmek suretiyle, hamile bırakmıştır yeğeni Seher'i...
Dakika 40...
Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz, Olgun Şimşek ile Nilay Erdönmez'in göz dolduran performansları ve Anadolu'nun acı gerçeklerinden, akrabalar arasındaki enseste yapılan vurgu dışında pek de bir anlam ifade etmeyen filmin geride kalanın da siz değerli sinemasever dostları; 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,