Gereksiz bir Straw Dogs yeniden çevrimi gibi...
Yazar: Oktay Ege KozakArınma Gecesi (The Purge) için getirilen hemen hemen bütün olumsuz eleştiriler, ilgi çekici orjinal bir fikri, tipik bir ev istilası gerilimine dönüştürme noktasında toplanıyor. Bu bakımdan haklı olabilirler, sonuçta filmin bariz düşük bütçesi büyük ihtimalle senaryonun yarattığı spekülatif konseptin bir mekana odaklanmasına, bu yüzden Köpekler (Straw Dogs) veya Ziyaretçiler (The Strangers) gibi ev istilası korku filmi türüne uyarlanmasına sebep oldu.
Bence asıl problem yazar/yönetmen James DeMonaco’nun yarattığı ilginç fikrin kendisinin korku türünün gerektirdiği görsel ekstrem şiddet için kullanılması haricinde ne yeterli bir mantıkla, ne de iğneleyici bir enerjiyle kullanılmaması. Filmin konusunu kısaca özetleyecek olursak, yakın bir gelecekte ABD’de şiddet ve suç oranı neredeyse sıfıra inmiştir. Bunun sebebi olarak da her sene 12 saat boyunca cinayet dahil bütün şiddetin yasal olduğu "Arınma Gecesi" gösterilmektedir. Teoriye göre insanlar senede bir gece, içlerindeki negatif enerjiyi boşaltıp istedikleri her şeyi yaparlarsa o yılın geri kalanı boyunca daha barışçıl olacaklardır.
Bu teorinin spekülatif kurmaca platformunda bile işe yaraması için dünyadaki bütün suçların psikolojik olduğunu kabul etmek lazım, ki çoğu suçun gerçekte ekonomik bağlantılı olduğunu düşünürsek bu teklifi bir filmde bile kabul etmek zor. Filmin yarattığı ABD devleti, "senede bir Arınma Gecesi’ni yaratmakla beraber uyuşturucu satışı veya soygun gibi suçlardan para kazanan suçlulara da mı yıllık maaşlarını yatırıyor?" sorusu akıllara geliyor.
Belki de otoriter bir devlet bütün suçluları hapse atmıştır, ama bu konuda bir bilgi vermiyor yönetmen bize. Zenginlerin fakir ve evsizleri öldürdüğü bir sınıf savaşına göndermeler var, fakat bu elementler ne yeterince bilgi verici, ne de olabileceği kadar iğneleyici. Detaya fazla inmişim gibi görünebilir, sonuçta bir korku filminden bahsediyoruz. Fakat senaryonun yarattığı ana kavram yeterince veri ve enerji ile inşa edilmeyince, bütün hikaye yapısı darmadağın oluyor.
Yazık ki bu kadar absürd bir konseptten iğneleyici kara komedi ile dolu bir eğlencelik çıkabilirdi. Tür filmlerine politik ve sosyal iğnelemeler doldurmaktan haz alan George A. Romero veya Paul Verhoeven gibi yönetmenler, bu konudan bayağı iş çıkarırlardı diye tahmin ediyorum.
Fakat DeMonaco’nun ellerinde film, iki yıl içinde ikinci bir Straw Dogs yeniden çekimine dönüşüyor. Koruma sistemleri satan James Sandin (Ethan Hawke), eşi Mary (Lena Headey) ile ailesini Arınma Gecesi için hazırlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde James ve Mary’nin oğlu Charlie (Max Burkholder), bir grup katilden kaçmakta olan evsiz bir adama yardım eder. Ev istilası korku filmlerine özgü, acayip maskeler takan katiller grubu, evsiz adam kendilerine verilmezse Sandin ailesini öldürecektir.
Bu noktadan sonra bu türe ait olan herhangi bir filmi izlediyseniz hikayenin akışını sonuna kadar tahmin etmeniz zor olmayacak. DeMonaco, beklenmedik bir sürpriz son sunmaya uğraşıyor, fakat filmin o ana kadar düz ilerliyor ki ciddi tonu, bu denli kara komedi stili bir sonun altından kalkmaya yetmiyor.
Kanımca Arınma Gecesi, ortalama bir tür filmi olmaktan ileri gidemiyor. İlla da bir ev istilası korku filmi görmek isterseniz orjinal Straw Dogs’u tavsiye ederim.