Öncelikle Rob Marshall'a Karayip Korsanları 4 ve Oscarlı Chicago gibi filmlerden aşinayız. Dolgun oyuncu ekibini zaten biliyoruz. Ortaya iyi veya oldukça enteresan bir işin çıkacağının kokusunu başından bilir gibiydik. Öyle de oldu. Filmin konusu ve bu konuyu bir yere bağlama stili oldukça başarılı.
Filmin konusu şöyle: "Bir fırıncı ve eşi çocuk sahibi olmak istemektedirler ama cadının laneti yüzünden olamazlar. Bir gün cadı, bir koşul ile çiftin yanlarına gelir ve onlardan 4 şey ister. Bunlar; süt kadar beyaz bir inek, kan kadar kırmızı olan bir pelerin, mısır kadar sarı saç ve altın kadar saf olan bir ayakkabı. Ve bunları bulmaları için cadı, fırıncıyı ormana yönlendirir. Aradığını orada bulmaya çalışacaktır.
Aslında film, şu açıdan muhteşem ve oldukça yaratıcı; Pamuk Prenses, Sinderella, Rapunzel ve Jack ile Fasulye Sırığı gibi masalları birleştirerek ortak bir nokta yaratmış: Orman! Hatta film bu yan masal karakterlerini o kadar başarılı bir şekilde işlemiş ki, sadece onlardan ibaret bir film ortaya çıkabilirmiş. Disney'in diğer filmlerine göre daha naif ve titiz bir şekilde işlenmiş.
Ayrıca dediğim gibi, filmin oyuncu kadrosunda yok yok! Filmin başrolünde James Corden ve Emily Blunt var. Corden ve Blunt ikilisi birbirine uyumlu olmuş. İyi oyunculuklar sergilemişler. Sonraki başrollerde Anna Kendrick ve Chris Pine var. Kadrodan sırayla gidiyorum. Anna Kendrick, normal bir şekilde oynamış ve akılda kalıcı bir karaktere imza atmış. Ayrıca şarkı sahneleri de iyiydi ki zaten onu Pitch Perfect'den biliyoruz. Chris Pine ise fazla iyi olmamış. Şarkı sahnelerinde elinden geleni yapmış ama ortalamayı zor tuttumuş. Oyunculuğu ise eh işte. Asıl bomba ise şimdi. Meryl Streep, Tracy Ullman ve Johnny Depp var kadroda. Streep iyi oynamış, şarkı sahnelerinde de oldukça başarılı. Gerçi Streep bu film ile 19. Oscar adaylığını aldı ama o kadar da abartılacak bir şey yoktu. Tracy Ullman da öyleydi. İyiydi ama fazla abartılacak bir şeyi yoktu. Depp'e ise diyecek yok zaten. Harika bir oyuncu, akılda kalıcı bir performansa imza atmış. Tek kötü taraf ise filmde 5 dakika gözükmesi. Ama filme ayrı bir renk katmış. Ayrıca çocuk oyuncular Daniel Huttlestone ve Lilla Crawford da kayda değer bir oyunculuğa imza atmışlar.
Ayrıca filmde müzikal türü de en üst düzeyde. Filmin yarısından fazlası müzikal. Eğer müzikal sevmiyorsanız, film pek size göre değil. Çünkü birçok konuşma müzikal şeklinde, "Bunlar niye böyle konuşuyor?" derdine düşebilirsiniz. Zaten konusundan da anlaşılacağı gibi daha çok çocuk filmi düzeyinde. Aslında filme çocuklar için demek de tam doğru olmaz, çünkü filmdeki dramatik sahneler de bol. Bu yüzden daha çok 8 ile 15 yaşındakilere hitap ettiğini düşünüyorum bu filmin. Eğer ciddi bir film arıyorsanız yanlış adrestesiniz yani.
Bir de şunu demeyi unuttum; Film aslında nihai yani masallarda olan mutlu sona 75. dakikada varıyor. Ama filmin süresi 125 dakika? İşte burada film U dönüşü yaparak Jack ve Fasülye Sırığı'ndaki devlere karşı bir savaşa girişiliyor. İşte bu beklenmedik bir şeydi. Bu yüzden dikkatleri yine filme veriyoruz ve sürükleyici olduğu için de sıkılmıyoruz.
Bu arada filmde bu anlattığım etkenler işin başarılı kısmıydı peki kötü tarafları yok muydu? Vardı. Mesela filmin finali biraz aceleye gelmiş hissi veriyor. Ayrıca böyle bir dünyada konu daha geniş ve müzikaller daha da başarılı olabilirdi hissi verebiliyor. Ama bunların dışında iyi filmdi tabii. Sadece abartılacak fazla bir yanı yok.
Açıkçası, ben bu filmi izlerken epey zevk aldım. Oyalayıcı ve fantastik olan, masal tadında başarılı bir müzikal film ortaya çıkmış. Eğer türün hayranıysanız, sizi bu film yeterince tatmin edecektir. Film arıyorsanız, iyi bir tercih olur Into The Woods (Sihirli Orman). İyi seyirler.
Not: Film Oscar'da daha çok "En İyi Makyaj" dalında ödül alacaktır bence. Bu arada, filmi sinemada izleyebilirsiniz. Ama abartılmasına gerek yok diyorsanız, ev sinemasında da iyi bir sonuç alabilirsiniz izlerken.