En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
2,0
17 Aralık 2014 tarihinde eklendi
Filmin ve anlattıklarının benim açımdan önemini baştan söyleyeyim: II. Dünya Savaşı ile ilgili tüm dönem filmleri ilgimi çekiyor. Bu bir. İkincisi de bir şekilde içinden "sanat" geçen tüm filmler ilgimi çekiyor. İşte bu iki sebepten tercih edip izlediğim bir filmdi son Clooney yapımı. Tanıdığım sanatçıların tanıdığım eserleri, tanıdığım şehirlerde kovalamaca konusu olunca, hakkını yemeyelim kadro da perde albenisi yüksek isimlerden oluşuyor üstüne üstlük, keyifli bir şekilde bitirdim filmi. Ancak sinemasal anlamda baktığımda, yani girişte belirttiğim iki husustan bağımsız olarak düşündüğümde, ortada büyük bir boşluk, büyük bir hayal kırıklığı var. Beni en rahatsız eden eksikliklerin başında, karakter tanıtımı ve karakter derinliğinin koskocaman bir "sıfır" olması yer alıyor. Bu insanlar hangi motivasyonlar ile bu işlere kalkışıyor, kimdirler, nereden gelip nereye giderler hiç belli değil. Motivasyon ile ilgili bazı ufak kısımlar var ancak yeterli değil. Konuya bir an önce girme çabası, bu kısımların hızlı bir şekilde atlanmasına neden oluyor. Clooney başarısız bir yönetmen değil aslında. Fakat bu filmi çok parlayamıyor maalesef. Kadro üzerine düşeni yapmış olsa da, karakterler o kadar sığ ki akılda kalıcı bir performans çıkmıyor. Büyük oranda gerçek olaylara dayanıyor ve dediğim gibi konu ilgi çekici. Bunun dışında çok da bir şey kaçırmaz izlemeyenler.
Film ne kadar aksiyon, macera dolu bir film gibi görünse de izleyince o kadar olmadığını anlayacaksınız. Konu güzel, oyuncular iyi fakat senaryodan beklenilenin aksine film durgun bir tempoda ilerliyor. Fakat böyle olmasına rağmen insanı sıkmıyor. Her an bir kovalamaca bir gerilim var. Muhtemelen bu George Clooney’nin kendine özgü film anlayışı olsa gerek.
Bir araya getirilen ekipte oyunculuğunu en sevdiğim aktörler Richard Campbell rolündeki Bill Murray ve Walter Garfield rolündeki John Goodman‘dı. Cate Blanchett da casus rolünde oldukça başarılıydı. George Clooney bu rol için çok iyi bir seçim yapmış.
İşin içinde nazilerin olduğu bu filmde daha fazla aksiyon, gerilim ve macera beklerdim ama olmadı. Bunu görmememizin nedeni bence yönetmen George Clooney’in film ile ilgili yaptığı açıklamadan da anlaşılacağı üzere ve ilk paragrafta bahsettiğim gibi filmin konusunun ‘sanat eserlerinin değerinin insan hayatının değeriyle karşılaştırılması’ olması. Böylesine dram dolu bir konu aksiyonu arka planda tutarak çekilirse ortaya The Monuments Men gibi bir film çıkıyor. Bu film George Clooney’nin iyi bir oyuncu ama o kadar iyi bir yönetmen olmadığını gösteriyor.
Film izlenebilirlik açısından güzel, insanı sıkmıyor. Ailenizle beraber izleyebilirsiniz.
Film giriş bölümü çok uzun ve karışık bir anlatımla başlıyor. filmin gelişme bölümünde heyecan başlayacak ve sonuç bölümünde etkisini doruklara çıkaracak zannederken sıkıcı sahneler, anlamsız geçişler , sonucun başından belli olduğu klasik bir yabancı filmle karşı karşıya kalıyorsunuz. Oyuncu kadrosuna aldanıp gitmeyin derim.
(...) George Clooney'nin hem yönettiği, hem başrolde oynadığı, hem de senaryosunda emeği geçen yeni filmi Hazine Avcıları (The Monuments Men), sizi İkinci Dünya Savaşı'nın perde arkasına taşıyor ve Naziler'in Avrupa'dan çaldığı, bazısını yakıp, bazısını da depolara sakladığı resimleri, heykelleri, kitapları kurtarıp tekrar vatanlarına kavuşturmak için ant içmiş cesur birkaç Amerikalının hikayesini anlatıyor. Her yerde her zaman kahramanlıklarını ilan edebilen Amerikan topluluğunun Avrupa'yı Naziler'den arındırmakla yetinmediğini, Batı'nın kültürel mirasını oluşturan sanat eserlerini de kurtardığını vurguluyor Clooney. En büyük yanlışı ise hayatın değerini sanat eserlerinin anlamıyla karşılaştırarak yapıyor. Savaşın ortasına askerlik deneyimi olmadan atılan sanatsever bir grubun başarı öyküsü, hayatını sanat eserleri için feda eden kahraman Amerikalıların hikayesi bu! Haksızlık etmeyelim, gayet iyi niyetli yapılmış bir film ve finale kadar pohpohlama düzeyini abartmamayı başarıyor. İyi de filmin tek eksiği bu bilindik Amerikan salaklığıyla kalmıyor ki... (...)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.