Vasat üstü bir taşra gangster filmi
Yazar: Oktay Ege Kozak2005 yılında vizyona giren Avustralya westerni The Proposition, Nick Cave'in efsanevi müzisyen statüsüne bir de senaryo yazarlığını ekliyordu. Cave'in müziği gibi ağır, acımasız ve kasvetli bir havayı başarıyla yakalayan film, aynı zamanda Cave'in yönetmen arkadaşı John Hillcoat'un da karanlık sinemanın önderlerinden biri olacağını müjdeliyordu.
Hillcoat'un Cave'siz yönettiği Cormac McCarthy uyarlaması The Road ise her ne kadar kitabın umarsız ümitsizliğini yakalayamasa da - ayrıca hangi film uyarlaması yakalayabilirdi ki?- gayet orijinal bir post-apokaliptik drama sunuyordu. Senaryo yazarı Cave ile yönetmen Hillcoat takımının dönüşünü müjdeleyen Kanunsuzlar (Lawless) ise, ikilinin kasvet dolu ünü gözönüne alındığında, şaşırtıcı derecede tipik ve hafif bir gangster filmi.
Amerika'da 1920'li yılların içki yasağından faydalanarak zengin olan Al Capone gibi Chicago gangsterleri, Hollywood için o kadar sık ilham kaynağı olmuştur ki, Chicago gangster filmi diye bir alt-tür bile vardır. Bilirsiniz, kafasında fedora, temiz şık kostümlü sert gangsterlerin Tommy taramalı silahlarla 1920 yıllarının arabalarına kurşun boşalttığı filmler... Kanunsuzlar için ise bir bakıma "köylü" Chicago gangster filmi benzetmesi yapılabilir.
1931 yılında Chicago'nun yakınında bir köyde Moonshine ismi verilen ev yapımı içkiyi satarak para kazanan Bondurant kardeşlerin gerçek olaylardan uyarlanmış hikayesini izliyoruz. Ailenin en küçük kardeşi Jack (Shia LaBeouf), sert abisi Forrest (Tom Hardy)'dan izinsiz içki satmaya başlayınca yolsuz ve psikopat kanun adamı Charlie Rakes'in (Guy Pearce) ilgisini çeker.
Kanunsuzlar, Nick Cave'in ünlü egzantrik yapısına oranla gayet titiz ve tahmin edilir bir hikaye yapısını takip ediyor. Türün bütün klişeleri birbiri ardına sıralanıyor filmde. Aile üyelerinden birinin yaşamına olan tehdit yüzünden kısa zamanda gerçek bir erkek olmak zorunda kalan korkak genç kardeş... Gangsterlikten haz alan bir karakterin masumiyeti temsil eden saf ve dindar bir kıza tutulması... Sırf finalden beklenen silahlı çatışma sahnesine daha çabuk gelebilmek için motivasyon olsun diye ara karakterlerden birinin kötü adam tarafından öldürülmesi... Daha tipik bir Hollywood ekibinden bu tarz orta karar bir film çıkması normal olurdu, fakat Cave ve Hillcoat takımından çok daha karanlık ve orijinal bir yapım bekliyorduk.
Canımız Bane'imiz Tom Hardy, acımasız olduğu kadar utangaç Forrest rolünü fazla sessiz ve ifadesiz tutarak özellikle güzel garson Maggie (bu filmde harcanan Jessica Chastain) ile olan sahnelerindeki utangaçlığı gülümsetse de gayet iki boyutlu bir karakter yaratıyor. Shia LeBeouf ise, Transformers filmlerinden sonra yerlerde sürünen oyunculuk şerefini kurtarmak için uğraşıyor ama bildiğimiz saftirik LeBeouf karakterizasyonundan kurtulamıyor. Guy Pearce ise traş edilmiş kaşları ile son yılların en egzantrik kötü adamlarından birini yaratıyor. Keşke filmde daha az Hardy ve LeBeouf, daha çok Pearce olsaymış.
Kanunsuzlar, yine de belli bir profesyonellik ile elden geçirilmiş bir gangster filmi. Türü sevip de her örneğini görmek için can atan seyircinin iki saatini dolduracaktır. Shia hayranları için ise gereğinden fazla LeBeouf var. Fakat diğer yandan ne yazık ki en basit geçer notun üzerinden kalkamıyor.