Hızlı ve Hırsız!
Yazar: Duygu KocabaylıoğluYaz vizyonunun bir olmazsa olmazı büyük-küçük ayırt etmeyen animasyonlarsa, bir diğeri de bol aksiyonlu, kovalamacalı ve tabii ki hafif aşklı-meşkli, popcorn macera filmleridir! Bu hafta da bu eğlencelik kontenjanda, Fransa – ABD ortak yapımı olan Bas Gaza (Overdrive) vizyondaki yerini alıyor.
Film, araba hırsızı iki üvey kardeşin Fransa’nın güneyinde gerçekleştirdikleri ederi yüksek bir soygunun heyecanı ile açılışını yapıyor. Senaryonun omurgası, hırsızlık ünleri gitgide yayılan Garrett ve Andrew Foster kardeşlerin bu soygun sonrası sarpa saran olayları yine kendi yöntemleriyle -yani daha da büyük bir hırsızlıklar ile- çözme planlarına yaslanıyor. Yanlış adamın arabasını çalarak birilerinin canını fena sıkan Foster Kardeşler, kafalarına ilk kurşunu yememek için daha da büyük belalara girip, incelikli bir soygun planını işletmeye koyuluyorlar... Bu arada Andrew kendisi gibi sağlam bir hırsız olan sevgilisi Stephanie’yi bu planların dışında tutmaya çalışırken, üvey kardeşi, duygusal adam Garrett da ekibe yeni katılan Devin’in cazibesine kapılıyor. Araba hırsızlığı ile gönder seri aksiyonu, ver alttan aşkı, coşkuyu yani.
Bu noktaya kadar filmin Hızlı ve Öfkeli serisi ile paralel ilerlediğini düşünenler çok da yanılmayacak; zira dudak uçuklatan arabalara ve onlarla yaşadığımız aksiyona ek olarak, Fast & Furious serisinin artık neredeyse kalbi olan ‘aile’ vurgusu (kulaklarda Dwayne Johnson’un o meşhur ‘faamiliiiii’si çınlasın lütfen) ikisi de hırsız olan ve hayatlarının önemli bir bölümünü ayrı geçiren bu iki üvey kardeş üzerinden, bu filmde de yer yer vurgulanıyor. Öte yandan filmin yönetmen koltuğundaki Antonio Negret kadar, Fransız-ABD karışık menşei oyunculuklarda Scott Eastwood, Freddie Thorp, Ana de Armas ve Clemens Schick isimleri de bir o kadar yabancısı olduğumuz simalar. Şahsen en tuttuğum oyunculuk, biraz da karakterinin (Max Klemp) psikopat yapısından dolayı Alman asıllı oyuncu Clemens Schick’ten geliyor filmde; bir de hırsızlar ekibindeki hantal ama becerikli patlayıcı uzmanı komik bir dokunuş olmuş.
Nihayetinde finale doğru hikayede yaptığı twistle son bölümü daha heyecanlı kılan filmin esas başrollerinde ise herkesin peşinden koştuğu araba koleksiyonları var şüphesiz. Gerek multi-milyoner uyuşturucu baronu Panahi’nin klasik arabaları olsun, gerek psikopat Klemp’in Ferrari koleksiyonu, özellikle araba/yarış meraklıları için çıtayı yüksek tutan bir film Bas Gaza. Kişisel olarak ne araba markaları/modelleri, ne efsane yarışlar, ne de birilerinin gönlünü yakan motor kapasiteleri zerre kadar ilgimi çekmese de, filmde kullanılan araçların tümü seyir zevkini açık ara yükseltiyor. Yapımda güney Fransa kıyıları, ya da yapılan gönderme ile söylersek Fransız Rivierası, görüntü yönetimi açısından çok daha etkili kullanılabilirdi fakat bu haliyle de Akdeniz coğrafyası pek tabii kendisini seyrettiriyor.
Uzun lafın kısası, Bas Gaza daha ilk etapta hem adından hem poster&fragman gibi öncü görsellerinden de anlaşıldığı üzere eril sinema seyircisini hedefe oturtan bir yapım; bu hafta sonu alıcısına patlamış mısırla iyi gidecek, hızlı bir 93 dakika vaat ediyor.