Filmin prömiyeri 2013 Cannes Film Festivalinde gerçekleşmesine rahmen ülkemizde bu cuma vizyona girecek. Dün Beyazperde ekibinin Kan Bağları için düzenlemiş olduğu ön gösterime intikal ettim ve filmi sizler için yorumladım.
Ünlü fransız aktör Guillaume Canet'ı yönetmenliğe soyunduktan sonra bu sefer Kan Bağları'nın yönetmen koltuğunda görüyoruz. Chris ve Frank suçlu bir ailenin içinde aynı geleneklerle yetişmiş iki kardeş. İkisinin de yetiştiği ortama göre Frank kendini buradan sıyırıp bir polis olarak hayat düzenini kurmayı başarıyor. Abisi Chris ise küçüklüğünden beri alışmış olduğu hayatın için de suçlulara karışıp gidiyor. Dokuz yıl sonra hapisten çıkan Chris'in kendisine verilen ikinci şansı nasıl değerlendireceğini seyrediyoruz. Hikaye filmin adından da anlayacağımız üzere iki kardeşin birbirlerine zıt olan hayatlarını konu alıyor. Hırsız/Polis kovalamacasının içerisine kan bağları giriyor. Alışılmadık, yeni bir şey vermiyor yapım. Aslında filme daha çok Frank'in psikolojisiyle bakıyoruz. Bir polis olarak her ne kadar Chris'e taviz vermemeye çalışsa da aralarındaki -hiç bir zaman yüksek sesle söylenememiş ve yaşanamamış olsa da- kardeşlik bağı film boyunca Frank'i ve seyirciyi büyük çıkmazlıkların içerisine sürüklüyor. Filmin seyirlik yönü de bu dram oluyor. Filme dikkatli bakıldığında olaylar bol olsa da ara ara artan temponun genel olarak yavaş seyrediyor oluşu rahatsız edici bir hal alıyor. Karakter analizlerinin eksik olması ve diyalogların yetersizliği sonucu seyirci sürekli, karakterleri anlamak için ultra bir enerji sarf ediyor. Olayların akışı gereği beklentiye girmemize rağmen gizem faktörünün eksikliği istenen tatmini vermiyor maalesef.. Kadroda yıldız isimlerle birlikte takdire şayan performansların olması ve hikayenin etkileyici, anlamlı bir final ile noktalanması senaryoda ki eksikliklerin getirdiği eksilerin yanında artı puanları topluyor. Son dönemlerde bu türdeki filmlerin kötü sonuçlanmasına rağmen, Kan Bağları ortalama bir yapım olmuş. Beklentiye girmeden izlemenizi öneriyorum.. Benim Filme Puanım : 3/5
Beyazperdenin düzenlediği yarışmayı kazanarak Kan Bağları Filminin ön gösterimini izleme olanağını elde ettim. Ortaköy Feriye Sinemasında eşimle filmi izledik. Alışveriş merkezlerinin karmaşası, gürültüsü olmadan ,reklam bombardımanına tutulmadan filmi izlemek çok gü kardeş ekseninde gelişen olayların örgüsü ,geçişler çok sağlamdı. Chris’i oynayan Clive Owen filmi sırtlayan oyuncuydu. Karakterler iyi –kötü olarak değil ,hatalarıyla yansıtıldığı için kendimizi karakterlerle bütünleştirdik.Yönetmen filmin ikinci yarısında heyecan ve gerilimin dozunu gittikçe arttırdığı için gözümüzü kırpmadan filmi izledik. Avrupalı yönetmen farkı bu filimde ortaya çıkıan filmlerindeki gibi sürekli gürültülü müzik , arka arkaya bilgisayar ortamında yaratılan hareketli sahneler film vardı.Ben ve eşim filmi beğendik.Ön gösterime davet ettikleri için Beyazperde ‘ye teşekkür ediyoruz.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.