Hesabım
    Yılın Savaşı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Yılın Savaşı

    B-Boy'lar, hazır mısınız??

    Yazar: Atlantisten Gelen Adam

    B-Boylar; seksenli yılların en büyük alt-kültür akımının dansçı çocukları, Birleşik Devletler’de filizlenen ve tüm seksenler boyunca pıtrak gibi dünyanın dört bir yanına yayılan “break-dance” ekolünün yılmaz savaşçıları…

    Almanya ve Türkiye’yi kasıp kavuran “heavy-metal” akımının en büyük düşmanı “break-dance”çılar ile “tenekeciler”in şimdi nostalji olarak gülümseyerek hatırladığımız sokak savaşları üzerinden çok sular aktı şüphesiz.

    90’lı yıllarla endüstrileşen hip-hop ve break dance, ikibinlerde artık alt-kültürel özelliğini yitirdi, ana akım bir sportif etkinlik-sanat karması haline geldi ve işte Yılın Savaşı da, son yıllarda bu savaştaki üstünlüğünü Uzak Doğulu break dancerlara kaptıran Amerikan break'çilerinin tacı yeniden ülkelerine geri getirme mücadelesini konu ediniyor.

    Break-dance olağanüstü bir disiplin ve vücut esnekliği isteyen bir dans çeşidi. Yönetmen Benson Lee’nin büyük takıntısı olan bu kültür, onun sinema eserlerine de yansıyan bir faktör haline gelmiş.  Zira "Planet B-Boy" adlı müzik ve dans festivalinin belgesel çekimlerinin arkasında da yine aynı isim yer alıyor. Birçok film festivalinden ödülle dönen bu dans-belgesel filmleriyle perçinlediği break-dance kültürü Lee’nin uzun metrajlı bir sinema eseri ortaya koymasına sebebiyet veriyor.

    Amerikan gençlik sinemasında Beyaz Gölge benzeri mücadele filmleri her dönemde büyük beğeni kazanmıştır. Yılın Savaşı da, bu minvalde ilerleyen, bir grup yoksul gencin “yırtma” ve başarıyı elde etme hikayesine odaklanıyor. Sadece gençler mi? Eşini ve çocuğunu elim bir trafik kazasında kaybetmiş ve hayata tamamen boş vermiş Koç Jason Blake rolüyle karşımıza çıkan Josh Holloway alkol ile olan bireysel savaşımına adeta panzehir olabilecek bir enerjiyi, işte bu dansçı çocuklar ile elde etme çabasına girişecektir.

    Esasında bir Amerikan kültürü olan break-dance’ın bir "takım oyunu" olarak algılanmaya başladığı noktada Avrupa, Rusya ve Uzakdoğu’daki rakip devletlerin desteğiyle ABD’ye posta koyar bir hale gelmiş olması, yeniden “tacı ait olduğu yere” geri götürme hedefine kitlenmiş kahramanlarımızı motive eden bir etken olmaktadır. Tabii bu “ulusalcı” güdülenme, aynı zamanda dansçılara “çirkin Amerikalılar” imajını tüm dünyada “dünya lideri ABD’liler” imgesine dönüştürmek için büyük bir fırsat sunma şansını yaratacaktır. Zira Fransa’ya ilk adım attıkları andan itibaren rakip takımın bakışlarına şaşırıp “Neden bize kötü bakıyorlar?” sorusuna kendi aralarında verdikleri cevap manidardır: “Çünkü Biz Kötü Amerikalılarız!”.

    Deplasmanda mücadele etmek zorunda olan bu takımda aslında yok yoktur; bir bebeği olan fakir gençten gey karaktere, hispaniklerden çekik gözlü dansçılara, çikolata renkli break-dansçılardan evladiyelik bir tane de koç yardımcısı koreograf sarışın kadın ile aşk unsuru da unutulmamıştır. Dolayısıyla başlangıçta “tüm dünyanın ortaklaşa nefret ettiği” ve yarışma esnasında yuhaladığı ABD takımı önce seyirciyi ikna etmek zorunda kalacaktır.

    Filmde kimsenin laf edemeyeceğini düşündüğüm bir artı özellik var ki, ona değinmeden geçmeyelim: Yılın Savaşı, muhteşem dans-savaşları ile göze hitap eden akrobatik mücadeleler, müthiş figürler ve hip-hop ile yoğrulmuş bol rap müzik vaat ediyor. Haftanın “müzikli, danslı” gençlik filmlerinden.

    @atlantisliadam

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top