Hesabım
    Sümela'nın Şifresi Temel
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Sümela'nın Şifresi Temel
    Yazar: Banu Bozdemir

    Bu yıl izleyeceğimiz Türk filmlerine şöyle hızlıca bir göz attım. Aslında son yıllarda vizyon ve sonrasında seyircinin tahammül edemeyeceği kalitesizlikte bir filme rastlamadım. Yangın Var, Entelköy Efeköy'e Karşı gibi örnekler komedi sinemasına kaliteyle eşlik eden ve izleyenlerin önyargılarını un ufak eden yapımlardı. Aslında şubat ayında vizyona girecek SüperTürk'e kadar öyle sulu zırtlak bir komedi de görünmüyor ki SüperTürk'ün de o kadar kötü olacağını düşünmüyorum.

    Adem Kılıç da Yüksel Aksu gibi, yaşadığı toprakların şifresini çözmeye soyunmuş bir yönetmen. Tabii biraz daha farklı bir tarzla. Ortada bir Sümela var elbette, çözülmesi gereken bir şifre de vardır muhakkak ama ortada en azından çözümlemeler adına daha sahici bir şeyler görseydik daha mutlu olacaktık. Keloğlan / Temel kırması ve adı yine Temel olan ‘kel oğlan, keleş oğlan', günümüze uyarlanmış hikayede babası çok zengin olan Zuhal'e aşıktır. Zuhal neyse ki aklı başında kız imajında da bir de oradan yemedik tekmeyi! Filmlerde ‘güzel ve salak' ibaresiyle gözümüze sokulan, üstüne üstlük prim yapan bu tiplemelerden gına geldi.

    Temel her türlü ‘aşırı güven' unsurunu sırtlanarak, babasından Zuhal'i ister. Alaycı bir tonla reddedilen Temel, çareyi zengin olmanın yollarını aramakta bulur. Çare de yıllardır yanı başlarında duran Sümela Manastırı'nın şifresini çözmektir. Fakat keşke bu şifre çözme işi bir yere bağlansaydı... İşin içine birden Rus mafya adamları, çatışmalar, gereksiz bir aksiyon ve hareket giriyor ki, bu alakasız bağlantılar karşısında salonda teslim oluyorsunuz!

    Aslında yaşadığın topraklarda, memleketinde film çekmenin, oradaki dertleri sıvanmanın, neşeyi anlatmanın anlamı paha biçilemez ama senaryosu eksik bir film nereye kadar ilerleyebilir ve seyirciyi ne derece tatmin eder diye de baştan düşünmek gerekiyor. Neyse ki Kılıç hali hazırdaki ‘komedi ikonlarını' kullanmamış. Gecenin Kanatları ve Güneşi Gördüm gibi gayet dram kokan filmlerde gördüğümüz Alper Kul'u farklı bir imajla beyazperdeye taşımış. Yanına da Türkler Çıldırmış Olmalı filminden idmanlı Ruhi Sarı'yı katmış. İsrafil Köse, Altan Erkekli, Tarık Ünlüoğlu ve Zafer Ergin'e kadar uzanan iyi bir kadrodan kotarılan iyi oyunculuklar ama ne yazık ki çözülememiş şifrelerle dolu bir film çıkıyor ortaya. Filmin Karadenizli ruhuna sahip çıkma fikri ve bunu bazı yerlerde yansıtma hali başarılı ama bunlar sayılı anlardan ibaret kalınca, filmin tümünü kaplayan bir hoşnutsuzluk yayılıyor.

    Mesela Yangın Var'da da Karadenizli olmanın ve bir kıza gönlünü kaptırmanın komedisi işleniyor. Sümela'nın Şifresi Temel bunu biraz da Recep İvedik'ten miras kaba komedi tarzıyla kurguluyor. Tabii işin içine futbolu da katarak hedef kitlesini yükseltme derdine düşüyor. Artık bel altı espriler kullanılmadığı için filmlerin belli bir rahatlık ve düzey içinde bulunduğunu da ekleyelim. Sümela da buradan artı bir değer kazanıyor! Sümela'nın Şifresi Temel, keşke şifreye ve aşka giden yolda biraz daha zeki, meşakkatli ve heyecanlı bir yol izleseydi de, biz de iyi bir film izledik diye mutlu olsaydık! Ama Adem Kılıç iyi ve akıcı bir senaryoyla, Karadeniz'e ilişkin inadını, Yüksel Aksu tadında sürdürebilir aslında.

    banubozdemir@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top