'Old Shcool' ajanlık filmlerini özleyenlere...
Yazar: Oktay Ege KozakKingsman: Gizli Servis, yaratıcıları arasında Mark Millar’ın da bulunduğu bir grafik romandan uyarlanmış üçüncü hiper-şiddetli ve ekstra-stilize aksiyon pornosu. Peki neden 2008’in Wanted’ından nefret edip 2010’un Kick-Ass’ini pek sevmedikten sonra Kingsman’i izlerken olabildiğince eğlendim ve şimdi övmek için elimden geleni yapıyorum? Bu sorunun cevabı tek bir kelimeden oluşuyor, ve o kelime ‘Ton’. Balık değil, hikaye ve görsel yaklaşımın tonundan bahsediyorum.
Wanted, Kingsman’ın benzeri çizgi filmsi abartı şiddeti ahlaki bakımdan yerlerde sürünen bir yaşam felsefesini seyirciye satmak için uğraşan, kirli ve tatsız görsel yaklaşımı ile mide bulandıran bir deneyimdi. Kingsman’ın yönetmeni Matthew Vaughn, Mark Millar dünyasına ilk olarak Kick-Ass ile dalmıştı. O film, her ne kadar görsel yaratıcılık ve heyecanlı aksiyon sekansları sayesinde belli bir kaliteyi yakalasa da, stilize bir gerçek oyunculu çizgi film tonunu süper kahramanların ‘gerçek hayatta’ nasıl oluşabileceğini incelemeye kalkan bir drama ile birleştirmeye kalkarak tutarsız bir hikaye ortaya koyuyordu..
Diğer yandan Kingsman’ın açılışında bir kaleye saldıran helikopterlerin yarattığı hasar jeneriğin isimlerine dönüşürken arka planda Dire Straits’in Money For Nothing’in seyircinin kulak zarlarını tırmalamasından itibaren çocuk beyinli yetişkinler için tasarlanmış aşırı şiddetli bir çizgi film izleyeceğimizin farkına varıyoruz. Kick-Ass’in tersine Kingsman, ilk dakikasında yarattığı tonu hiç bir zaman bozmuyor. Amacı, başta Sean Connery ve Roger Moore’un James Bond’ları olmak üzere 60'lı ve 70'li yılların renkli ve şaşalı casus filmlerine ve dizilerine göndermede bulunmak..
Aslına bakarsanız Kingsman’e 17 yaş sınırlı şiddetle dolu eski usül bir Bond filmi olarak yaklaşmak çok da absürd sayılmaz, sonuçta film 60'lı ve 70^'li yılların Bond yapımlarının bir sürü özelliğine sahip: Gösterişçi hiper-teknolojik mağarasında dünyayı yok etme planları kuran egzantrik bir kötü adam, onun tıpatıp aynı renk tulumlar giyen katil ordusu, ve hepsini eforsuzca darmadağın eden titiz ve pahalı giyimli İngiliz ajanlar..
Kingsman, 1996’nın meta slasher filmi Scream’in yarattığı tonu yakalayarak parodi ve gönderme arasında muazzam bir denge yakalıyor, ve bu sayede Austin Powers gibi bariz casus parodilerinden kendini ayırıyor. Film, eski casus filmlerinin klişeleri ile dalga geçerek seyirciye göz kırpıyor, fakat aynı zamanda belli başlı motivasyonlara sahip karizmalı karakterleri ve muhteşem özel efektleri ile türünün sağlam bir örneği olmayı da başarıyor. Vaughn, bu göndermelerden haz alıyor olmalı ki, filmini 21. yüzyıl Jason Bourne stili ciddi Bond’dan haz almayan, 60'lı yılların abartı casus filmlerini özleyen karakterlerle doldurmuş..
Kingsman, Wanted ile hemen hemen aynı hikaye yapısını takip ederek sinemada hikayenin ne olduğunun değil, nasıl seyirciye sunulduğunun asıl önemli olan şey olduğunu bir kere daha kanıtlıyor. Londra’nın genç hırsızlarından biri olan Eggsy (Taron Egerton), yüksek IQ’sunu ve kavga yeteneğini küçük suçlarla heba etmektedir. Bir gün kaliteli bir terzi dükkanının içinde saklanan, ölümcül centilmenlerle dolu Kingsman isimli gizli servisin elemanı Harry (Colin Firth), Eggsy’nin hayatına girer. Kingsman’ın ajanlarından biri bir Monty Python skeçini hatırlatan absürd şiddetli bir usül ile öldürülmüştür. Harry, Eggsy’i yeni bir Kingman ajanı olarak eğitmeye karar verir ve Eggsy’nin boğulmalar, uçaklardan paraşütsüz atlamalar ve yavru köpeklere bakmalar ile dolu ağır eğitim programı başlar..
Bu arada 1992 yapımı bir Reebok reklamında figüranlık yapıyormuşcasına giyinen deli dolar milyarderi Valentine (Samuel L. Jackson), dünya insan nüfusunun yüzde doksan dokuzunu öldürmeyi kafaya takmıştır. Onu durdurabilecek tek organizasyon da tabii ki Kingsman’dır. Valentine’ın planının küresel ısınma gibi 21. yüzyılın problemi olan bir olguyu 60'lı yılların şaşalı casus filmleri kalıbına uyarlaması da filmin ayrı bir dehası. Pelteklikten yakınan, ölümden haz almasına rağmen kan görse kusan Valentine rolündeki Jackson, son yılların en akılda kalır kötü adamlarından birini yaratıyor..
Vaughn, gayet yaratıcı ve çok yönlü bir yönetmen. Kingsman’de şiddet yerine tansiyondan yararlanan paraşüt sahnesi ile sinemada abartı şiddet hakkında bir sürü tartışmaya sebep olacak bol kanlı ve kırık kemikli kilise sahnesini aynı ustalıkla elden geçirmesini biliyor.