Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Doğrusu bu tam iki buçuk saatlik görkemli özel efekt yağmuru önce insanı sersemletiyor. Ve hafiften esnemeye başlıyor ya da dalıp gidiyorsunuz. Ama giderek daha ilginç şeyler çıkıyor. Ben kendi adıma, eski ve gururlu İngiliz kültür geleneği ve günümüzün egemen ve görgüsüz Amerikan değerlerinin çekişmesini ve bunun hep keskin bir mizahla yapılmasını sevdim. Ki bu en çok Yeager ve İngiliz kadın profesör Vivian Wembley’in ilişkilerinde beliriyor. Ayrıca taa kral Arhur çağından gelen bir tarikatın lideri Sir Edmund Burton’a da bayıldım. Ki bu rolü Sir Anthony Hopkins yükleniyor ve yeterli abartma dozunu da katarak, lezzetli bir kişilik sunuyor.
Eleştirinin tamamı için: T24
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Michael Bay’in “Son Transformers filmim” diye takdim ettiği yapımda, uyumsuz karakter ve unsurları bir araya getiren dünyayı kurtarma öyküsünün ciddiye alınacak bir yanı yok. Öküz altında buzağı aramaya kalkarsanız, güvenilmez, beceriksiz ülke yöneticilerine karşı bilge İngiliz aristokrasisi ve Amerikan pragmatizmini buluşturan bir ittifaktan söz edilebilir... Ama bunların hiçbiri, serinin özünde görkemli bir tahribat estetiğine dayandığı gerçeğini örtbas edemiyor. Transformers, dövüş ve takip sahnelerinin yanı sıra özel efektlerin desteğiyle bu kez gezegenimizi de kapsayan geniş çaplı çarpışma, tahribat ve yıkım sahneleri vaat ediyor. Beğendiğimi söyleyemem ama öyle çok yerin dibine batırılacak bir film olduğunu da düşünmüyorum.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Senaryosunu Art Marcum, Matt Holloway ve Ken Nolan üçlüsünün kaleme aldığı ‘Transformers 5’, çok uzun (149 dakika) ve metin, dallanıp budaklandıkça odak kayıyor (hoş bir serideki her adım enikonu bu tür sürelere sahipti ama ben kendi adıma sadece dördüncü filmde sıkılmamıştım). Durduk yerde köklerini ‘Kral Arthur’ efsanesine kadar uzatan ve her şeyin kaynağını ‘Büyücü Merlin’e bağlayan öykü (ki bence filmin sinematografik anlamda en güzel bölümü burasıydı), sonrasında yatağını Amerika’dan Britanya’ya taşıyor. Bu manevranın nedeni aslında sonradan anlaşılıyor; işin içine İngiliz hicvini ve aristokrasisini katmak.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Beşinci filme ulaşması akıl kârı olmayan serinin yeni halkası, özel efekt ve aksiyon şovundan ibaret. Bu yıl Berlin Film Festivali’nin jüri başkanı Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven, Hollywood’un yeni dönemde yetişkinlere yönelik ana akım filmler çekmemesinden yakınıyordu. Michael Bay’in oyuncaklardan yola çıkan serisinin beşinci halkası “Transformers 5: Son Şövalye / Transformers: The Last Knight”, Verhoeven’ın yakınışını haklı çıkarmakla kalmıyor, “The Avengers” gibi filmleri olgun başyapıtlar gibi bırakıyor. Filmin saçma sapan bir öykü akışına eklemlenmiş, daha büyük patlama, daha çok aksiyon dışında hiçbir vaadi yok.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Naçizane Transformers serisine mesafeli duran bir sinema yazarı olarak serinin üçüncü ve dördüncü filmlerinin en iyileri olduğunu düşünürüm. Lakin bu son film herhalde serinin en kötüsü... Metal yorgunluğu oluşmuş belli. Ama o yorgunluk bize ağır bir şekilde sirayet ediyor!
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Doğrusu bu tam iki buçuk saatlik görkemli özel efekt yağmuru önce insanı sersemletiyor. Ve hafiften esnemeye başlıyor ya da dalıp gidiyorsunuz. Ama giderek daha ilginç şeyler çıkıyor. Ben kendi adıma, eski ve gururlu İngiliz kültür geleneği ve günümüzün egemen ve görgüsüz Amerikan değerlerinin çekişmesini ve bunun hep keskin bir mizahla yapılmasını sevdim. Ki bu en çok Yeager ve İngiliz kadın profesör Vivian Wembley’in ilişkilerinde beliriyor. Ayrıca taa kral Arhur çağından gelen bir tarikatın lideri Sir Edmund Burton’a da bayıldım. Ki bu rolü Sir Anthony Hopkins yükleniyor ve yeterli abartma dozunu da katarak, lezzetli bir kişilik sunuyor.
Habertürk
Michael Bay’in “Son Transformers filmim” diye takdim ettiği yapımda, uyumsuz karakter ve unsurları bir araya getiren dünyayı kurtarma öyküsünün ciddiye alınacak bir yanı yok. Öküz altında buzağı aramaya kalkarsanız, güvenilmez, beceriksiz ülke yöneticilerine karşı bilge İngiliz aristokrasisi ve Amerikan pragmatizmini buluşturan bir ittifaktan söz edilebilir... Ama bunların hiçbiri, serinin özünde görkemli bir tahribat estetiğine dayandığı gerçeğini örtbas edemiyor. Transformers, dövüş ve takip sahnelerinin yanı sıra özel efektlerin desteğiyle bu kez gezegenimizi de kapsayan geniş çaplı çarpışma, tahribat ve yıkım sahneleri vaat ediyor. Beğendiğimi söyleyemem ama öyle çok yerin dibine batırılacak bir film olduğunu da düşünmüyorum.
Hurriyet
Senaryosunu Art Marcum, Matt Holloway ve Ken Nolan üçlüsünün kaleme aldığı ‘Transformers 5’, çok uzun (149 dakika) ve metin, dallanıp budaklandıkça odak kayıyor (hoş bir serideki her adım enikonu bu tür sürelere sahipti ama ben kendi adıma sadece dördüncü filmde sıkılmamıştım). Durduk yerde köklerini ‘Kral Arthur’ efsanesine kadar uzatan ve her şeyin kaynağını ‘Büyücü Merlin’e bağlayan öykü (ki bence filmin sinematografik anlamda en güzel bölümü burasıydı), sonrasında yatağını Amerika’dan Britanya’ya taşıyor. Bu manevranın nedeni aslında sonradan anlaşılıyor; işin içine İngiliz hicvini ve aristokrasisini katmak.
Milliyet
Beşinci filme ulaşması akıl kârı olmayan serinin yeni halkası, özel efekt ve aksiyon şovundan ibaret. Bu yıl Berlin Film Festivali’nin jüri başkanı Hollandalı yönetmen Paul Verhoeven, Hollywood’un yeni dönemde yetişkinlere yönelik ana akım filmler çekmemesinden yakınıyordu. Michael Bay’in oyuncaklardan yola çıkan serisinin beşinci halkası “Transformers 5: Son Şövalye / Transformers: The Last Knight”, Verhoeven’ın yakınışını haklı çıkarmakla kalmıyor, “The Avengers” gibi filmleri olgun başyapıtlar gibi bırakıyor. Filmin saçma sapan bir öykü akışına eklemlenmiş, daha büyük patlama, daha çok aksiyon dışında hiçbir vaadi yok.
Sabah
Naçizane Transformers serisine mesafeli duran bir sinema yazarı olarak serinin üçüncü ve dördüncü filmlerinin en iyileri olduğunu düşünürüm. Lakin bu son film herhalde serinin en kötüsü... Metal yorgunluğu oluşmuş belli. Ama o yorgunluk bize ağır bir şekilde sirayet ediyor!