Geriye Kalan eleştirileri

Senaryosunu da, kız kardeşi Şebnem Vitrinel ile beraber kaleme alan Çiğdem Vitrinel'in, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmek gayesiyle yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Geriye Kalan"; kurgusu etrafında dolanılarak; ana karakterlerini büyük bir felakete sürükleyen...

Yasak bir aşk draması olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olduğu her halinden belli olmasına karşın; gerek hikayesi ve gerekse de başarılı oyuncu performansları ile tüm kısıtların üstesinden gelinerek, izlenilmeyi hak eder kılınan bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Ev hanımı karısı Sevda (Şebnem Hassanisoughi) ve kızları Selin (Nisan Özcan) ile birlikte yaşayan Operatör Dr. Cezmi (Erkan Bektaş)...

Tam da...

Görev yaptığı hastanenin finans bölümünde çalışmak da olan...

Zuhal (Devin Özgür Çınar) ile...

Evine gidip bilgisayarının kamerasını bağlayıp...

***

Aynı bilgisayar üzerinden...

Boşandığı kocası Mustafa (Burak Tamdoğan) ile konuşan...

İnatçı öksürükten mustarip 10 yaşındaki oğlu Arda (Ulaş Kurt) ile tanışır tanışmaz...

Bulduğu ilk fırsat da...

Yeni bir aşkın kıvılcımı olacak kadar...

Gizlice öpüşerek yakınlaşmaya başlamışken...

***

Olan bitenden habersiz vaziyetteki Sevda ise...

Kendileri için satın almayı planladıkları...

İstanbul Acıbadem'deki...

Lüks bir havuzlu villayı gezmekte...

***

Ve...

Günün geri kalanını da...

Orhan Veli'nin tanımıyla...


"Ne atom bombası

Ne Londra Konferansı

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya!"


Modunda tamamlamaktayken...

***

Artık Cezmi...

Bulduğu her fırsat da yatağa atacağı...

Zuhal'in evindedir...

***

Üstelik de Sevda'nın...

Bu ilişkinin farkına varmaması için...

Azami özeni de göstermektedir...

***

Ancak ne var ki...

Tüm ihtimamına karşın...

Şüpheli tavırlarıyla dikkati üzerine çekmekten kaçınamayan Cezmi...

İçine bir kurt düşen Sevda'ya...

Önce çaktırmadan yeni satın aldığı gömleği...

Sonra da telefonundaki mesajlaşma sayesinde...

Yakalanmak da çok da gecikmezken...

***

Beraberce katıldıkları...

Hastanenin yıllık kutlama gecesinde...

Bu birliktelik...

Neredeyse tamamen kesinleşecektir...

***

Böyle olunca da...

Derin bir üzüntüye kapılan Sevda'yı...

Sorununu paylaştığı annesi (Birsen Dürülü)...

Sakin olmaya davet etse de...

***

Büsbütün afallayarak...

Ne yapacağını bilemez hale gelen Sevda...

Evliliğini kurtarmak amacıyla...

Umarsız bir vaziyet de...

Sıkı bir takibe alacağı...

Cezmi ile Zuhal'in peşlerine düşecektir...

Dakika 45...

***

Olayların...

Aldatan ve aldatılan iki kadın ile paylaşılamayan erkek üçgeninde şekilleneceği filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,

Konusu tipik modern Türk aile yapısının bir kısmını özetler nitelikte fakat final biraz Holywoodvari olmuş. Yönetmen Çiğdem Vitrinel'in ilk filmi olmasına rağmen Altın Portakal'dan ödülle dönmesi filmin eli yüzü düzgün bir yapısının olduğuna dair öngörüyü haklı çıkarmakta. Devin Özgür filmde çok başarılı bir portre sergilemesinin karşılığı olarak en iyi oyuncu ödülünü sonuna kadar hakediyor. İzlenmesi tavsiye olunur.

Hiç ama hiç beğenmedim. Türk aile yapısı bu mu ? Gereksiz ayrıntılar, bir çocuğun bile çözebileceği bir cinayetle yapılan final..Vakit kaybı.