Altin Portakal'dan bol ödülle dönerek olay yaratan Zenne'yi izledim geçenlerde. Benim bildigim zenne, kirsal kesimde, tasrada ya da gelenegin yasatildigi kesimlerde açik havada düzenlenen dügün dernekte göbegini kalçasini kullanarak dans eden erkeklerdir. Filmde ise zenne algisi, escinsel kulüplerde seksi danslar yapan erkekler. Oryantalist bakis filmi öyle hakimiyeti altina almis ki Yönetmen olarak Caner Alper ve Mehmet Binay gibi Türk isimlerini görünce insan sasiriyor. Filmdeki Alman fotografçi Daniel (Giovanni Arvaneh) filmi yazmis, yönetmis olsaydi, bunca oryantalist ögeyi anlayabilirdik.
Film, escinsel oldugu için babasi tarafindan öldürülen Ahmet Yildiz'in gerçek hikayesi; ama filmin yapimcilari herhangi bir ana konuda bir türlü karar kilamamis ve ortaya sonuç haliyle odaksiz, iyi islenmemis, anlatacak çok seyi olmasi nedeniyle soluksuz kalmis vasat bir film. Oturdugum yerden Vasat gibi bir yafta yapistirirken içim acimasina engel olamiyorum; çünkü bir filmi bir araya getirmenin ne kadar çok özveri, emek, para ve umut oldugunu biliyorum.
Zennelik yapan Can (Kerem Can) oyunculuguyla görselligi iyi birlestirmis, Dogulu muhafazakar ailenin Istanbul'da yasayan ogullari üniversite ögrencisi Ahmet (Erkan Avci) rolüyle inandirici. Buna karsin filmin ismi Zenne olmasina karsin, Can'in degil, daha çok Ahmet'in hikayesi var. Belki Zenne’de Can ile Daniel’in iliskisi odaga konulsaydi filmin dallari budaklari biraz olsun toparlanabilirdi.
Can, Teyzesi Sükran (Jale Arikan) ve teyzesinin sevgilisiyle birlikte yasadigi ev, keyifli, canli.
Diger bir yan hikaye olan Can’in zarif annesi Sevgi (Tilbe Saran) ve askerlik sirasinda çatismalara girmesi sebebiyle ruh saglini kaybetmis abisinin hikayesinde baska bir film mi izliyorum diye süpheye düsüyor insan.
Ahmet'in annesi Kezban karakteri trajikomik, üstelik de korku filmi kaçkini. Bunda oyuncusundan ziyade yönetmenlerde bir hata aranabilir sanirim; çünkü Rüçhan Çaliskur’a verilen rol bu ise, rolünü iyi yaptigi su götürmez. Yine de Kezban karakteri daha uzun süre kabuslarimda pesimi birakmayacak. Bu kadar yumusak bir babanin, üstelik de kendisi de gizli escinsel olan birinin oglunu ayni nedenle öldürmesini Can ve Ahmet’in arkadasligini anlamak kadar zor.
Diger bir yan hikaye, Daniel’in Afgansitan’da fotograf çekerken bir sekilde ölümlerine sebep oldugu çocuklar nedeniyle duydugu suçluluk.
Odaksizligini, zennenin dans ettigi etkileyici görselligi bir yana koydugunuzda genel itibariyle çakma bir Ferzan Özpetek filminin içinde kaybolmus gibi bu filmi hayretle izleyeceginize süphe yok. Yabanci bir fotografçinin ana rollerden birini üstlendigi oryantalist bir filmde gözler Istanbul gibi nefes kesici bir sehrin görselligini ariyor. Hamam’daki gibi.
Zenne, tek bir filme sigmayacak kadar çok anlatacak konusu olan iyi niyetlerle yapilmis ama maalesef iyi kotarilamamis daginik bir film… ImdB puaninin 7,3/10, beyazperde puaninin ise 1,5/10 olmasi filmin seyirci kitlesinin de Batili oldugunu gösteriyor sanirim.