II. Dünya Savaşı döneminde Avrupa'da pek çok kapı Musevilere yüzüne kapanırken, farklı ülkelerde konsolosluklarda görev yapan Türk diplomatları nüfuzlarını kullanarak onlarca Musevi'yi soykırımın elinden kurtarmıştır. Ya kamplardan, ya kamplara doğru yol alan trenlerden kurtarılan Museviler Türk diplomatların insiyatifiyle vatandaşlığa geçirilip passaport sahibi olmuş ve bu sayede Türkiye'ye yollanmışlardır.
Bu döneme tanıklık eden diplomat ve Musevilerin kendi anlatımlarıyla kurulan filmin hikayesi yazılı ve görsel tarihi belgelerle desteklenerek o dönem boyunca yaşananları bütün açıklığı ile ortaya koyma amacı gütmekte.
Reklamcılık sektöründe yönetmen olarak tanınan Burak Cem Arlıel'in iki senelik uzun bir çalışma sonucu ortaya koyduğu Türk Passaportu bir dönemin tarihine ışık tutması açısından ilgi çeken, önemli bir çalışma olarak Adana Altın Koza Film Festivali programında yer alıyor.