Hesabım
    Dörtlü
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Dörtlü

    Usta Dustin Hoffman'dan incelikli bir film...

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Usta oyuncu Dustin Hoffman, biz her ne kadar inanmakta güçlük çeksek de artık 76 yaşında. Hayat hikayesine sıkıştırdığı iki Oscar ödülü, yedi Oscar, sekiz BAFTA adaylığı ve akıllara sığmayacak ödül trafiğinin ardından, Hoffman, yepyeni bir kariyere ve yolculuğa adım atıyor. İlk uzun metraj yönetmenlik denemesi “Dörtlü” ile karşımıza çıkan usta aktör, bu yolculukta Oscar ödüllü senaryo yazarı Ronald Harwood’ı da yanına alıyor.

    Harwood’ın aynı isimli tiyatro oyunundan beyazperdeye uyarlanan “Dörtlü,” emekliye ayrılmış profesyonel müzisyenlere özel bir huzur evinde yaşanan olayları konu ediniyor. Bağışlarla ayakta duran Beecham House isimli bu özel mekanı kaybetme tehlikesi içinde bulunan ev sahiplerinin her sene geleneksel olarak düzenledikleri gala konseri bu nedenle ayrı bir önem taşıyor. Her biri klasik müziğe gönül vermiş önemli isimlerden oluşan huzur evi sakinleri, gala konserinde büyük bir yıldızı sahneye çıkarabilirlerse yeterince bağış toplayarak yaşadıkları bu özel mekanı kurtarabileceklerine inanıyorlar. Tam da bu noktada büyük opera sanatçısı Jean Horton’ın Beecham House’a taşınması özellikle belirli bir dönemde kendisiyle aynı sahneyi paylaşmış Reggie, Wilf ve Cissy'i çok mutlu ediyor. Ancak bu üçlünün geçmişte büyük ses getirmiş bir performansı yeniden sahneye koymak için Jean’i ikna etmesi o kadar da kolay olmuyor. İşin içine bir de Jean ve Reggie arasında geçmişte yaşanmış ve sonu hüsranla bitmiş bir gönül ilişkisi karıştığında her şey daha da sarpa sarıyor.

    Konusundan da anlaşılabileceği üzere, filmin senaryosu yer yer karakterler arasındaki ikili ilişkilere yoğunlaşsa da çoğunlukla karakterlerin kendi içlerinde kopan fırtınalara odaklanıyor. Böylelikle, yıllarca sahne ışıkları altında, gösteri dünyasının dinamizmi içinde çalkantılı hayatlar yaşamış Reggie, Wilf, Cissy ve özellikle Jean’in yaşlılığın getirdiği fiziksel problemler ve duygusal yüklerle mücadeleleri filmin merkezine yerleştiriliyor. Karakterlerin yaşadıkları bütün bu iç çatışmaları, sözlü anlatıma yüklenmeksizin görselleştirmek ve filme aktarabilmek elbette ki çok güç bir iş. Bu nedenle Dustin Hoffman’ın ilk yönetmenlik denemesinde bu zorlu görevin altından kalkabilmek için yanına “Piyanist” (2002) filmiyle En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar ödülü kazanan, “Kelebek ve Dalgıç” (2007) filmiyleyse aynı ödüle aday gösterilen Ronald Harwood’ı alması boşuna değil. Hoffman ve Harwood’ın bu işbirliğinden de ortaya iyi kotarılmış ana akım bir film çıktığını söyleyebiliriz.

    Gidişatı süresince karakterlerin geçmişlerine yapılan referanslarla bambaşka dünyalara ve zaman dilimlerine yayılan “Dörtlü,” izleyenlere zengin bir film dünyası sunuyor. Hikayesini görünenle sınırlı tutmaksızın, izleyenleri karakterlerin gençlik yıllarına dair hayal kurmaya yönlendiren film, bu yolla seyredenleri dinamik bir izleme pratiğine de davet etmiş oluyor. İzleyicilerle kurulan bu aktif bağ sayesinde hem duygulara hitap eden, hem de hikayeyle bir duygudaşlık kurulmasına yardımcı olan “Dörtlü,” atmosferine yayılan bin bir çeşit farklı hissiyatı seyredenlere geçirmeyi başarıyor. Bir yandan sükunet, huzur ve çocuksu bir mutlulukla çevrelenen film, bir yandan da yaşlanmanın getirdiği melankoliyi ve ağırlığı gidişatın her anında aynı anda hissettiriyor.

    “Dörtlü”nün başarısında, oyuncu kadrosunda yer alan usta isimlerin de payı büyük. Filmde, Beecham House sakinlerinin çoğunluğu gerçek müzisyenler tarafından canlandırılırken, hikayede öne çıkan ve gidişata yön veren Reggie, Wilf, Cissy, Jean ve Cedric’e usta oyuncular hayat veriyor. Jean rolünde izlediğimiz Maggie Smith, canlandırdığı karakterin yaşlılıkla gelen kendine güvensizliğini, içine kapanıklığını ve pişmanlık duygusunu başarıyla izleyiciye aktarırken, Tom Courtenay, Jean karakterinin karşı köşesine konumlandırılan ketum Reggie karakterini özenle beyazperdeye taşıyor.

    Courtenay ve Smith’in performansları ne kadar sessiz ve derinden ilerliyorsa kendilerine eşlik eden Billy Connolly ve Pauline Collins'in oyunculukları da o kadar kıpır kıpır. Yer yer tüm sahneyi enerji ve dinamizmle dolduran iki oyuncunun bu ele avuca sığmaz performansları, canlandırdıkları karakterlerin kendilerini her daim genç hissettiklerini ustalıkla vurguluyor. Diğer yandan, Connolly ve Collins’in performanslarından yayılan enerji ile Courtenay ve Smith’in dingin oyunculukları arasındaki zıtlığın da filmin duygu zenginliğini desteklediğini söyleyebiliriz.

    Sonuç olarak, “Dörtlü” Dustin Hoffman’ın ilk yönetmenlik denemesinde harikalar yarattığı bir çalışma olmasa da oldukça iyi kotarılmış bir film. Müziklerinde “Kefaret” (2007) filmiyle Oscar ödülü kazanan ünlü besteci Dario Marianellii’nin imzası bulunan “Dörtlü”nün en güzel yanı ise filmdeki karakterlerle aynı duyguları ve kaygıları paylaşan bir ekip tarafından beyazperdeye taşınmış olması. Filmin son derece içten ve sahici bir karakter kazanmasını sağlayan bu durum, “Dörtlü”yü izlenilesi kılan en önemli unsur belki de.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top