Rüzgar Yükseliyor eleştirileri

Yaklaşık 1,5 yıl önce izlemeye başladıktan sonra yarım bırakmak zorunda kaldığım, usta yönetmen Hayao Miyazaki'nin son filmini bu ay en başından sonuna kadar izlemeyi sonunda başardım. Ve The Wind Rises'a bayıldım.

Miyazaki'nin diğer işlerinden çok farklı olan The Wind Rises, bir gerçek hikayeden uyarlanmış. Ve yönetmenin diğer işleri gibi fantastik bir film olmaktan çok uzak olan, sade ve etkileyici bir iş olmuş. Film, II. Dünya Savaşı sırasında uçaklara karşı büyük bir tutkusu olan Jirô Horikoshi'ye odaklanıyor. Film boyunca savaşta kullanmak yerine kendi tutkusunu gerçekleştirmeye çalıştıran Jirô'yu izliyoruz. Bunun yarı sıra ortada çok tatlı bir aşk hikayesi de dönüyor.

Bu film hakkında tam olarak ne söyleyebileceğimi bilmiyorum. Gerek muazzam animasyonu ve müthiş konusu olsun, bu film beni çok etkiledi. Dram ve romantik tonun çok iyi dengelenmiş olmasıyla birlikte ortaya çıkan sonuç daha da etkili olmuş. Her ne kadar süresinin biraz kısaltılabileceğini düşünsem de her anlamda herkese hitap eden, etkileyici bir iş olmuş. Miyazaki'nin en iyi işlerinden birisi The Wind Rises ve eğer filmi hala izlemediyseniz, izlemenizi şiddetle öneririm.

TOPLAM PUAN: 8.6/10

Bir yanda savaş bir yanda mühendislik. Filmde de dediği gibi "Biz silah üretmiyoruz, uçak üretiyoruz".

Miyazaki'nin en gerçekçi filmi. Olaylar ne kadar karanlıksa, geçtiği yerler de bir o kadar iç açıcı. Dağlar, kırlar, nehirler... Hepsinin hiç uğruna heba oluşu.

Merhaba, Miyazaki amcanın ilk filmi olarak bu filmi izledim. Film herkese hitap etmeyebilir. Film biyografiden esinlenerek yazılmış dersek ne kadar yanlış olur bilemiyorum. Temeli gerçekçi koşullar altındaki bir Japonya'dan baş karakterin hayal dünyası ile birleştirilmiş. Hayatındaki hayal peşinde koşarken hayatına anlam katacak birisiyle olan hikayesi ele alınıyor. Hikaye durağan değil lakin geçişleri anlamadan giderken en sonunda acayip bir finalle bitiyor. Filmi anlamam için parça parça tekrar izledim. Tekrar izlediğimde olaylara biraz daha anlam verebildim. Bende büyük bir iz bıraktı. Herkesin izlemesini tavsiye ederim. spoiler:
Baş karakterin olduğu duygusal durumun herkesin anlayabileceğini sanmıyorum. Yalnızlıkla gelen hayatına kendini bu halde kabul edip hayallerin peşinde koşuyor. O boşluğu kapatabilecek olan birisiyle tanışdığındaki sevincini dikkat ederseniz kendi hayal karakteriyle kendi anlattığı büyülü dağ kitabındaki perspektifinde değiniyor. Sonunda ise kapanışını yine o kitapla yapıyor. Tabi burada işleyen Miyazaki amcadır büyük ihtimal. spoiler: