Bizim de fantastik çocuk filmimiz olsun!
Yazar: Funda SularözYerli yapım ilk fantastik çocuk filmi geçtiğimiz hafta vizyonda yerini aldı. “Bizim niye fantastik çocuk filmimiz yok?” sorusundan yola çıkılarak gerçekleştirilen proje iyi niyetle tasarlanmış ama maalesef ruhsuz bir film olmuş.
Anne ve babası arkeolog olan Deniz, yaz tatilinde dedesini de alıp ailesinin çalıştığı kazı alanına, Mersin/Erdemli’ye doğru yola çıkar. Rüyalarında kulağına fısıldayan Yoncimik adlı peri (Yonca Evcimik), onu Erdemli’de atılacağı maceraya hazırlamaktadır. Kazı alanında ortaya çıkan harita, onları Helenistik Dönem’de yaşayan Olba Krallığı’nın hazinelerine ve en önemlisi de ‘kötü ruh’ olan korsanlardan onları koruyacak kalkana götürecektir. Haritayı ele geçiren Deniz ve arkadaşları maceraya atılırlar!
Yerli yapım bir fantastik çocuk filmine sahip olma fikri teoride oldukça ilgi çekici. Yalnız dünyaya baktığımızda, her açıdan çok başarılı örneklerle karşılaşıyoruz. Özellikle görsel efektlerle meydana getirilen filmlerin fantastik tarafları ciddi altyapılar gerektiriyor. Nitekim Kral Yolu bu tarafıyla sınıfta kalıyor.
Yönetmen koltuğundaki Serli Seta Nişanyan’ın ilk filmi olan Kral Yolu’nda, aksiyonu veremeyen, karakterlerin özelliklerini ortaya çıkaramayan bir senaryoyla karşı karşıyayız. Teknik imkânlardan dolayı efektleri affetsek de senaryodaki sıkıntılar, izlerken “bunu da şöyle yapamazlar mıydı?” gibi sorularla kafada farklı senaryoları doğuruyor. Yalnız illüstrasyonların yer aldığı sahneler, yapan şirket tarafından başarılı şekilde, hakkıyla yerine getirilmiş.
Filmin senaristi ve yapımcılarından biri olan Derya Kaya’nın başroldeki oğlu Deniz mimiksiz, duygusuz bir oyunculuk sergiliyor. Tüm çocukların ilk oyunculuk denemesi olsa da başrol dışındaki çocukların daha iyi performans gösterdiği aşikâr... Filmde gereksiz diyaloglar, tepkiler de söz konusu. Çocukların dilini vermeye çalışırken, bozuk Türkçeli cümleler kullanılmaktan çekinilmemiş. Doğa Rutkay, rolünde yapmacık kalırken ve Arda Esen ile Murat Soydan görece daha başarılıyken, peri rolündeki Yonca Evcimik sahnelere gerçekten de enerji katıyor.
Filmin en büyük artısı ise Mersin/Erdemli’deki doğal zenginlik. Ülkemizin sunduğu doğal platolar filmlerde parlıyor. Ortaya çıkan bu güzel görüntüleri film için bir artı olarak değerlendirebiliriz. Filmin sonunda çekim esnasındaki görüntüler geliyor ve film içim verilen onca emeği görünce insan bu kadar emeğe karşılık keşke daha başarılı sonuçlar alınsaymış diye düşünmeden edemiyor.