En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
ultimatom55
7 değerlendirmeler
Takip Et!
1,5
28 Şubat 2012 tarihinde eklendi
Türk Sinemasi'nda özellikle son dönemde daha da yayginlasan ''koskoca sehirlerde minicik insanlarin hayatlari'' anlaminda otobiyografi tarzi filmlerden biri daha.Bu tarzin da yavas yavas suyu çikiyor demeyin,çok iyi örnekler var aslinda ama ''Eylül'' onlardan biri degil malesef.Izlerken insani sarip kusatan bir film havasi vermiyor.Evet gerçek hayatta bazen içinde bulundugumuz halet-i ruhiye tatsiz,tuzsuz olabilir.Hiçbir seyi begenmeyen veya ne yapacagini bilemeyen dünyali sinifina koyabiliriz kendimizi.Ama bu filmdeki kadar degil.Öyle kasvetli bir hava yaratilmis ki sanki filmdeki herkes ''yillar sonra açik havaya çikmis insan'' görüntüsünde.Bu durum filmin genelinde insani bunaltan ve geren bir havanin olusmasina neden oluyor.Yönetmenin fotografçi kisiligi bunda temel etken olabilir;fakat asla fotograf çekmedeki ustaligin,filmdeki senaryo bunalimini su veya bu sekilde örtbas etmesi düsünülemez.Genel olarak filmdeki bazi sahnelerde bu fotografik özelliklerin kullanildigini görüyoruz.Ancak filmde anlatilmak istenen olgunun bu tip tekniklerle degil,senaryonun gelistirilerek izah edilmesi daha dogru olurdu.Bas karakterlerin -yan karakterler dahil-yasadiklari olaylar,bu kadar duragan ve bu kadar nötr yansitilmamaliydi.Mutlaka gel-gitleri olan,inisleri ve çikislariyla bir duygu devinimi içinde anlatmis olsaydi anlatmak istediklerini,o zaman ''bu insanin hikayesi'' diyebilirdik.Fazla yavan ve fazla yabanci...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.