Hesabım
    12 Yıllık Esaret
    Ortalama puan
    4,4
    583 Puanlama
    12 Yıllık Esaret hakkında görüşlerin ?

    43 Kullanıcı yorumları

    5
    14 Eleştiri
    4
    14 Eleştiri
    3
    11 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    5 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    Steve McQueen'in üç adet uzun metraj filmi var. Üçü de kalburüstü, üçü de hatırda kalan kaliteli filmler. "Hunger"dan sonra takip edilmesi gereken bir yönetmen olduğunu bas bas bağırıyordu zaten. Daha sonra "Shame" gibi bir esere imza attı. İkisi de çağımızın görülmesi gereken filmlerindendi. Son olarak da, ödül sezonunda büyük sükse yaratacağı tahmin edilen "12 Years a Slave" geldi.
    Solomon Northup 19. yüzyıl Amerika'sında gerçekten yaşamış bir adam. Özgür bir "zenci". Hatta orta-üst sınıfta yer alan bir zenci. Ancak hiç beklemediği bir anda kendisini köleliğin pençesinde buluyor. Bu süreçte yaşadıklarını da yıllar sonra bir kitap haline getiriyor. Kölelik zamanlarının ne kadar berbat, insanlıktan ne kadar uzak zamanlar olduğunu biliriz, daha doğrusu tahmin ederiz. Bu film de o döneme dair ne varsa oturaklı ve aynı oranda çarpıcı bir biçimde aktarıyor. 135 dakikalık süresi sürükleyici akışı sayesinde çok çabuk geçiyor.
    Ejiofor şimdiye dek sükse yaratmış, göz önünde bulunan bazı filmlerde rol almıştı. Ancak genellikle yan rollerde boy göstermişti. Baş role geçtiği bu ilk filminde oldukça başarılı. Filmi tek başına götürüyor tam anlamıyla. Ancak kendisine süre boyunca muhteşem yardımcılar da ekleniyor. Bunlardan en göze çarpanı günümüzün tartışmasız en büyük aktörlerinden biri olarak gördüğüm, hangi projede yer alırsa alsın elmas gibi parıldayan Michael Fassbender. Yönetmen ile daha önceki iki filminde de çalışmış ve yine şahane performanslar sergilemiş oyuncu, Ejiofor ile karşılıklı "döktürüyor". Kısa süreli gözükseler de Cumberbatch ve Pitt gibi isimler de filmin kadrosuna güç katıyor. İzlerken seyircilerin sürekli düşünmesi gereken bir eser.
    Ödül sezonunda neler yapar bilmiyorum ama, diğer tüm adayları henüz görmememe rağmen, büyük ödüllerden bazılarını alırsa sonuna kadar hak ettiğini düşüneceğim bir eser "12 Years a Slave".
    Hülya Kizil B
    Hülya Kizil B

    Takipçi 89 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    29 Ekim 2015 tarihinde eklendi
    Çok popüler çok konuşulan filmleri hemen izleyemeyebiliyorum. Yayınlandıktan 2 yıl sonra izlediğim şu günlerdeki yorumum : Filmin afişindeki zenci ve filmin ismi daha hiç izlemeden bir fikir veriyor zaten. 12 yıl boyunca esaret altında kalmış zulm görmüş bir zenci.Filmi izlediğimde de bundan fazlasını vermedi, tahmin edildiği gibi ilerledi.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Haziran 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Solomon Northup'ın aynı isimli anılarından (1853) uyarlayarak John Ridley'in yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Steve McQueen'in oturduğu "12 Years a Slave"; biyografik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, Afro - Amerikan tarih ve kültürü uzmanı Henry Louis Gates Jr. ile "Solomon Northup: The Complete Story of the Author of the Complete Story of the Twelve Years a Slave" kitabının üç yazarından biri olan araştırmacı David Fiske'in danışmanlığında; 20 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek 3 Academy, 2 BAFTA ve 1 Golden Globe Ödülüne ulaşmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Solomon Northup (Chiwetel Ejiofor), diğer Afro - Amerikan kökenli kölelerle birlikte; Yargıç Turner'ın (Bryan Batt) kamış tarlasında çalıştırılmaktadır...

    Ama bunun, daha öncesi de vardır...

    ***

    1841'de Solomon Northup; karısı Anne (Kelsey Scott) ve çocukları Margaret (Quvenzhané Wallis) ve Alonzo (Cameron Zeigler) ile Saratoga Springs, New York'ta yaşayan özgür bir Amerikalı müzisyendir...

    Ta ki, Merrill Brown (Scoot McNairy) ve Abram Hamilton (Taran Killam) kendisine; sadece iki haftalık bir süre için ve de oldukça cazip koşullarda bir iş teklif ederek Washington DC'ye götürünceye kadar...

    Zaten karısı ile çocuklarını da, üç haftalığına Sandy Hill'e yollamıştır Solomon...

    Yani Washington'a giderek çalışması adına gerekli tüm koşullar, yeterince uygun gibi görünmektedir...

    İşte o sebeple de Solomon, Brown ve Hamilton ile Washington'a doğru güle oynaya yola koyulur...

    ***

    Ancak vardıklarında, akşam yemeğinde güzelce bir yedirilip içirilirken fena halde katakulliye getirilerek ilaçla uyuşturulan Solomon; sabah uyandığında kendini, elleri ve ayaklarından zincirlere vurulmuş Georgia'lı bir köle biçiminde bulur...

    Karşısında da, köle tacirleri Burch (Christopher Berry) ile Radburn (Bill Camp) durmaktadırlar...

    Daha da kötüsü, bunlardan Burch'ün; Solomon'u, Georgia'dan kaçmış bir köle olduğunu kabul ettirinceye kadar dövecek olmasıdır...

    ***

    Neyse...

    Kendisinden başka, biri kadın ikisi çocuk beş kişi daha bulunmaktadır aynı köle tacirlerinin ellerinde...

    Bunlardan John (Craig Tate), sevk edilmekte oldukları vapurun içinde Solomon'a, eğer hayatta kalmak istiyorsa; mümkün olduğunca az konuşmasını ve kendisine emredilenlerin tamamını harfiyen yerine getirmesinin yanı sıra kimseciklere, gerçekte kim olduğunu ve okuma yazma bildiğini söylememesini öğütlemektedir...

    Clemens (Chris Chalk) ise, halen vakit varken "ayaklanalım" demektedir...

    Yoksa götürüldükleri yerlerde, hiçbir şansları kalmayacaktır...

    ***

    Çok geçmez...

    Gecenin bir yarısı, kölelerden Eliza'yı (Adepero Oduye), tecavüz etmek amacıyla çıkartıp kendi kamarasına götürmek için üst üste yattıkları koğuşlarına gelen denizciye (Douglas M. Griffin) direnen Robert (Michael Kenneth Williams); bıçaklanarak öldürülür ve ardından da bir battaniyeye sarılan Robert'ın cesedi, Solomon ile John tarafından denize atılır...

    ***

    Yol üzerinde uğradıkları bir limanda, satışa götürülen kölelerden Clemens, vapurun kaptanınca (Marc Macaulay); elinde resmi evrakları bulunan, eski sahibi Jonus Ray'e (John McConnell) teslim edilir...

    ***

    Son duraktaysa, adı Platt olarak değiştirilen Solomon ile Eliza, Lethe (Rosé Belara Young), John ve Oren'i; onları ve elindeki diğerlerini, bir güzel yıkayıp paklayarak pazarlayacak olan Theophilus Freeman (Paul Giamatti) teslim alır

    Bunlardan Solomon ile çocukları Randall (Mister Mackey Jr.) ve Emily'den (Storm Reid) kopartılan Elize artık; kendilerini satın alan, Bay William Ford'un (Benedict Cumberbatch) çiftliğinde çalışacaklardır...

    ***

    Ertesi sabah...

    Solomon ve öteki köleler; kendilerine "Efendi" denilmesini isteyen, Bay Ford'un baş marangozu John Tibeats (Paul Dano) ile çiftliğin kahyası Bay Chapin'in (JD Evermore) karşısındadırlar...

    O günkü işleri, onları arabalarla naklederek para kazanan Bay Ford için kerestelik ağaç kesmektir...

    Bu nakliyenin, kara yolu ile değil de nehir aracılığı ile yapılmasının, maliyetleri düşüreceğini iddia ederek bunu pratik de, bizzat kanıtlayan da Solomon; Bay Ford'un gözüne girerken John Tibeats'ın düşmanlığını kazanmıştır...

    Ama çocuklarının hasretine dayanamayan Eliza, bu koşullara asla alışamamıştır...

    Üstelik belirttiğimiz şekilde John Tibeats kafayı, onu asmaya yeltenecek kadar Solomon'a takmıştır...

    ***

    Tam da bu ahvalde, olaya müdahale eden Bay Chapin; hem Solomon'un hayatını kurtarmış hem de Bay Ford'un, John Tibeats'ın gerçek yüzünü görmesini sağlamıştır...

    Solomon'un hayatının tehlikede olduğunu anlayan Bay Ford; onu mülkiyet haklarını, daha güvende tutabileceğini düşündüğü alkolik ve genç kadınlara düşkünlüğü apaçık ortada olan Edwin Epps'e (Michael Fassbender) devreder...

    Ki, bu yeni efendi Epps; pamuk tarlalarında, düşük performansla çalışan kölelerini, kırbaçlayarak yola getirmeyi kendine prensip edinmiş olan acayip bir kişiliktir...

    O yüzden de, Solomon'un işi şimdi daha da zordur...

    Yalnız kölelerden Patsey'i (Lupita Nyong'o) kocasından kıskanan Mary Epps'in (Sarah Paulson) durumu da bambaşkadır...

    Dakika 60...

    Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz, oldukça zengin bir oyuncu kadrosunu bünyesinde barındıran ve 187.7 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşılmış olan filmin geride kalanında sizleri; ilgiyle izleyeceğini umduğumuz, 74 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    DENİZ.H
    DENİZ.H

    Takipçi 44 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    16 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    1841 yılında Amerika’nın kuzeyindeki New York'ta yaşayan müzisyen Solomon Northup (Chiwetel Ejiofo), bir sirk işi için teklif alır. İki adamla birlikte New York’tan Washington'a gider. Oldukça başarılı geçen bir haftanın ardından kutlama yaptıkları gece Solomon içkiyi fazla kaçırır ve uyandığında kendini zincire vurulmuş bir şekilde bulur. Kuzeyin güneye göre köleliğe bakış acısından hem de güneydeki çiftliklerdeki köle ihtiyacından dolayı Solomon beraberindekiler ile gemiyle güneye gönderilir.

    Solomon önce kölelerin diğer çiftlik sahiplerinden daha iyi davranan ama borçları nedeniyle de sıkıntı içerisindeki Ford (Benedict Cumberbatch) tarafından satın alınır ve bir süre sonra zalim ve psikolojik olarak zayıf bir karaktere sahip Edwin Epps (Michael Fassbender )’e toprak sahibi hem de eşi oldukça zalim insanlardır. Köleleri mal olarak görmekte onlar üzerinde her türlü hakları olduklarına inanmaktadırlar.

    12 Yıllık Esaret, kendi türünde birçok çevrimi olan kölelik filmleri içerisinde biyografi karışımı ile farklı bir noktada. Bildiğimiz kölelik filmleri ya köleler için mücadele eden beyazlar ya da doğuştan itibaren köle olanlar üzerine kurulu. Burada biz özgür olmasına rağmen, kandırılarak köle pazarında satılan bir adamın hayatını görüyoruz. Ten renginden dolayı aşağılanan, işkenceye uğrayan ve kapı önündeki köpekmiş gibi muamele gören insanların dramı, bir kez daha 12 Yıllık Esaret ile gün yüzüne çıkıyor.

    Filmde kuzey ile güney arasındaki farklılıklar yanında, Brad Pitt ile herkes aynı değil vurgusu gereksiz yere yapılıyor. Filmde en beğenmediğim sahnelerin başında gelir bu gereksiz diyalog.

    - Köleliğin ne adaleti vardır. Ne de haklı tarafı.

    Ben bu sahnede siyahi yönetmenin ödül kaygısı ile hareket ettiğini düşündüm. Bu kadar kötülük, nefret, kokuşmuşluk ve uyuşmuşluğun içerisinde küçük bir parantez açarak bakın bütün beyazlar aynı değil yaklaşımı, filmin bütün havasına alıp götürmüş. İki buçuk saate yakın sürelikte bir film içerisinde, karşı duruştan bir tek kişi bile işlenmemişken birden son sahneye yakın böyle bir şey yapılması, yönetmenin bir şekilde bazı şimşekleri üzerine çekmek istemediğini düşündürttü. Oysaki filmin başlarındaki bir sahne aslında kölelik konusuna bakış için oldukça ibretliktir.

    Sahne şöyle: Solomon özgür olduğu günlerde, eşiyle birlikte gittiği mağazaya, dışarıdan bir siyahi girer ve onun hemen arkasından da sahibi içeri girer. Adam dükkân sahibinden özür diler ve kölesini dışarı çıkarır. O noktada eşi ile alışveriş yapan Solomon bir anlık duraksamadan sonra alışverişine devam eder. Solomon esir düşmeseydi belki de hayatı hep böyle geçecekti. Kendi başına gelmeseydi belki yıllar sonra kölelik için mücadele eden biri asla olmayacaktı.

    Özgür bir adamken her şeyi olan Solomon, ten renginden dolayı tuzağa düşürülmesi ile belki ilk kez kölelik gerçeği ile karşılaşıyor. Pazarda satılıyor. İlk sahibi ile köleliğin acı taraflarını, ikinci sahibi ve vahşetini yaşıyor.

    2 Yıllık Esaret’te birçok filmden esintiler bulabilirsiniz. Benim için can alıcı noktalardan birisi, kölesine karşı duyduğu hislerinden dolayı hem ondan nefret eden, hem de onsuz yapamayan arazi sahibinin, Schindler'in Listesi filmini bir yahudiye aşık olan Nazi subayını ve de Notre Dame'ın Kamburu filmindeki çingeneye aşık olan rahibi hatırlatmasıdır.

    Uzunca bir film çekince, aralarda boşlukların olması oldukça doğal, bu boşluklar zaman zaman manzara ile kapatılmış. Ben kölelik duygusunun yeterince iyi yansıtılamadığını düşünüyorum. Açıkçası kölelikle ya da ırkçılıkla ilgili çekilen birçok filme göre biraz hafif kalmış. Çok daha ağır şartların yaşandığı, çok daha vahşice olayların işlendiği bir yapım beklerdim. Öte yandan kölelerin kendi içindeki duyguları yerine, Solomon ve bir kadın üzerine kurulu olması da yeterli gelmedi bana. Filmin adı 12 Yıllık Esaret olunca sonunda bu adam kurtulacak diyorsunuz ve hayatı için hiç endişe duymuyorsunuz. Aslında biz burada 12 yılıda hissetmiyoruz. Bunca yıl eziyet gören bir adamın fiziksel olarak ta bir değişime uğramaması inandırıcılık olarak yeterli gelmiyor.

    Gelelim oyunculuklara, Chiwetel Ejiofor bence bu role uygun bir isim olmamış, kendisinden köle hissini alamadım. Filmin en başarılı ismi hiç şüphesiz kötü sahip Michael Fassbender’dir. Film IMDB’den 8,7 puan almış; ama bence 7,5-8,0 puan aralıklarında bir film.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    13 Mart 2014 tarihinde eklendi
    BEN HAYATTA KALMAK İSTEMİYORUM. BEN YAŞAMAK İSTİYORUM... "Hunger" ve "Shame" gibi çarpıcı filmlerin yönetmeni Steve McQueen'in üçüncü filmi olan "12 Years a Slave", Solomon Northup'ın kendi hayat hikayesini anlattığı kitabının sinemaya uyarlanmış halidir. 1800'lü yıllarda Amerika'nın siyahiler üzerinde kurmuş olduğu insanlıktan uzak politikasını bir birey üzerinden anlatırken tüm gerçekliği gözler önüne seren bir filme imza atmış Steve McQueen. Hatta kendisi de siyahi olan İngiliz yönetmen, bu etkileyici hayat hikayesini sinemaya taşıyarak siyahilerin maruz kaldığı zulmü bir kırbaç gibi BEYAZ yüzlere vurmuştur... Baş roldeki Chiwetel Ejiofor'un ve yardımcı oyuncu Michael Fassbender'in olağanüstü oyunculukları sayesinde köleliği konu alan birçok iyi filmin arasında bu film de yerini almayı başardı benim gözümde. Bu iki oyuncunun sergilemiş oldukları kusursuz performansların altını tekrar çizmek istiyorum. Resmen gözlerinden oyunculuk akmış. Ayrıca filmde çok az bir rolü olmasına rağmen Brad Pitt de filmin vermek istediği mesajı başarılı bir şekilde özetlemiştir. Şu ana kadar festivallerden onlarca ödül toplayan bu film, umarım hak ettiği değeri Oscar ödüllerinde de görür. (Oscarda görmezden gelinirse de şaşırmam) Hikaye, oyunculuklar, çekim teknikleri ve müzikleriyle unutulmayacak DEV bir film "12 Yıllık Esaret." KÖLELİĞİN NE ADALETİ VAR NE DE HAKLI BİR TARAFI... 9/10
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    22 Aralık 2014 tarihinde eklendi
    Sıra 2014'ün Akademi Ödüllerindeki En iyi Film ve En iyi Uyarlama ödüllerinin sahibi 3 Oscarlı filme geldi. Özgür bir siyahi olarak doğan Solomon Northup'un kaçırılıp köle ticareti sonucu satılması sonucu geçirmiş olduğu 12 yıla ışık tutan, konusu itibariyle oldukça dramatik ve bir o kadarda özgün film.
    Yönetmen Steve McQueen'in Solomon Northup'un gözündeki mutsuzluğu, hayalindeki umutsuzluğu, yaşadığı küçük düşürülmeyi, yeniden istedi özgürlüğü, geçmekte olan ve asla geri dönmeyecek olan senelerin tablosunu mükemmel çiziyor. Açık söylemek gerekirse yönetmen izleyicilerin duygularıyla hiç oynamıyor. Duygu sömürüsü yapan tek bir sahne tek bir müzik dahi yok. Bunu Hans Zimmer'in diğer filmlerdeki ve bu filmdeki müziklerini karşılaştırırsak dahada iyi anlarız. Filmin bu kadar tutulmasındaki en büyük neden ise kuşkusuz konusu ve konusu itibariylede nadide bir eser. Filmdeki en büyük sürpriz ise Brad Pitt.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Mart 2015 tarihinde eklendi
    gerçek bir utanç öyküsünden ekrana yansıtılan güzel bir film 8/10
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    Köleliğin acı ve gerçekten yaşanmış hikayesi etkileyici bir şekilde yönetmen steve mcquenn tarafından beyazperdeye aktarılıyor,gerçekten yaşanmış olduklarının da etkisiyle izlerken beyazlara lanetler yağdırarak izlemiştir benim gibi sanırım birçok kişi zaten duygusu olan insanların da üzülmemesi şaşırtıcı olurdu başroldeki oyuncu mükemmel oynamış tek kelimeyle,yılın iyi filmlerinden olduğu aşikar ama en iyisi mi o tartışılır bence,biraz ödül ve ticari kaygılar da gözönüne alınmış çekilirken
    Ilknur K
    Ilknur K

    Takipçi 1.238 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    16 Eylül 2014 tarihinde eklendi
    Her kölelik filmi ayrı bir etkiliyor insanı. Yaşanan gerçekler tokat gibi yüze çarpıtılıyor bu tarz filmlerde. Ne kadar süre almış, oyunculuk nasılmış insan eleştiremiyor bile. Gerçek yaşanmış bir dünyaya giriyorsunuz ve adeta kanınız donuyor. O noktadan sonra özgürlük için aç olan insanlardan, yoğun duygulardan başka birşey hissedemiyorsunuz. O yüzden bu tarz filmler gerçekleri göz önüne tüm çıplaklığıyla serilirken hiç bir şeyden kaçınılmıyor ve bu da bizi daha çok o zamanları anlamaya itiyor. İnsanlık utancı dönemler... Bu filmde herşeyi bulabilirsiniz. Oscarları topladı ve haketti de.
    yuzbasiyulaf
    yuzbasiyulaf

    Takipçi 412 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    Gerçek yaşam hikayelerinden uyarlanan filmler her zaman favorim olmuştur. Hele geçmişte yaşanılan olayları bizlere yansıtması ayrı bir güzellik katıyor. Tabi ki her zaman güzel hikayeler olmuyor. Bu film gibi acı, şiddet, aşağılanma, kölelik gibi konular biraz ağır oluyor. Film çok trajik ve üzücü olsa da ben beğendim. Oyunculuklar çok başarılı. Umuyorum ki en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Lupita Nyong'o Oscar ödülünü alabilir.
    Ata Kalinyazgan
    Ata Kalinyazgan

    Takipçi 204 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    31 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    Anlattığı hikayenin önemi sayesinde hak ettiğinden daha fazla övgüler alması benim gözümde 12 Yıllık Esaret'i yılın en iyi filmi yapmıyor. Genel olarak baktığımızda 12 Yıllık Esaret'ten çok daha iyi filmler izledik bu yıl -izlemeye de devam ediyoruz. Kesinlikle iyi bir film olmadığını söyleyemeyiz çünkü yönetmenin hikayeyi kurgulayış biçimi fevkalade ayrıca zanaatkarlık beceresi üst düzeyde. Anlayacağınız, bir iki tane kusuru dışında sonuna kadar sıkılmadan izlenen 12 Yıllık Esaret'in, fazlasıyla etkileyici, başarılı bir dram filmi olduğuna şüphe yok.

    Film, teknik anlamda kusursuz; kamçılanmış, yara bere içindeki zenci sırtlarının makyajı son derece inandırıcı olduğu gibi kostüm ve dekor tasarımları da takdire şayan. Çekimlerin bazılarında klasik McQueen yorumu azıcık insanı baysa da genel anlamda çok iyi kotarılmış bir yapım olduğu kesin. Uzun süresine rağmen kesinlikle sıkılmanıza imkan vermeyecek kadar sürükleyici, izleyeni derinden sarsan zor bir yapım 12 Yıllık Esaret. -Devamı film eleştiri merkezinde...
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 462 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Kasım 2024 tarihinde eklendi
    Bakışlarındaki acı o kadar gerçekçi ki o acıyı taa içinde hissedebiliyorsun mükemmel bir oyunculuk sanki yaşananları gerçekten yaşamış gibi hissettirdi. Gerçekten fevkalade mutlaka izlenmeli
    Gürkan A.
    Gürkan A.

    Takipçi 165 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    21 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
    Mükemmel bir film zaten ödüllü bir başyapıt
    Bir diğer önemli konu özgürlüğe gerekli önemi verelim insanlar ne hayatlar yasiyor
    mumillica
    mumillica

    Takipçi 52 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    22 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    Amerikan tarihinin hiç silinmeyecek lekesi olan kölelik mevzunu arka planda işleyen yönetmen Steve McQueen, merkeze Solomon (Platt) karakteri üzerinden yaşama hakkı ve özgürlük kavramlarını yerleştiriyor.
    mehmet53
    mehmet53

    Takipçi 126 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    oyunculuklarıyla gerçekçi bir anlatımıyla çok başarılıydı 12 yıllık esaret özellikle üstünde konuşulacak sahneleriyle unutulmayacak oscarı haketmiş müzik kullanımı son derece başarılı bir film
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top