The Double, yönetmen Richard Ayoade'in ikinci uzun metrajlı filmi. İlk filmi Submarine'i izleyemedim henüz ancak onun da The Double gibi kendine özgü bir hava taşıdığını fragmanında görmüştüm. The Double filmiyle kıyaslanabilecek pekala bir tane film var tabiki o da Enemy. Aynı yıllarda(2013 yapımı olup 2014 yılında gösterime girmeleri)seyirci karşısına çıkan bu iki filmin uyarlandığı kitabın adı da aynı "The Double" sadece birinin yazarı Fyodor Dostoevsky, diğeri ise Jose Saramago. Şunu söylemem gerekiyor ki The Double'da film boyunca yaratılan atmosfer o kadar güzel ki, filmde sizi içine çeken yegane şey de bu dedirtiyor size ve tabiki bunda da yönetmen Richard Ayoade'ın payı çok büyük tabikide. Enemy ile bu konuda kıyaslanmamalı bence çünkü The Double'ın atmosferi bir başka ve senaryosu çok da inanılmaz bir senaryo olmamasına rağmen hem bu yaratılan atmosfer hem de Jesse Eisenberg'ün çok başarılı performansı filmi hiç sıkılmadan seyretmenizi sağlayan yegane sebepler. Açıkçası karmaşıklık açısından The Double'ın karışık bir film olduğunu söyleyemem yani bu senaryo tipinde bir film seyrettiyseniz kolaylıkla anlarsınız. Mia Wasikowska'yı daha önce The Kids Are All Right filminde seyretmiştim ve zaten dikkatleri de orada üzerine çekmişti genç oyuncu ve bu filmle birlikte de kendini izleyenlere sergilediği performansla net bir şekilde kabul ettiriyor. Daha fazla üzerine yazılabilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum bu film hakkında ancak şunu söylemeliyim ki Richard Ayoade'in ileride ortaya koyacağı filmleri de çıktığında merakla seyredeceğim. Son bir kıyas yapacak olursak Enemy, The Double'ın bir adım önünde bana kalırsa ancak nedense Türk izleyicisinin vizyondayken pek de dikkatini çekmeyen bu yapım bence izlenmeli. 2014'ün de en iyi filmlerinden bir tanesi bana kalırsa.