TEK KELİME İLE KORKU BAŞYAPITI 10/10
Yönetmenliğini Andres Muschietti ve yapımcılığını Guillermo Del Toro’nun yaptığı 2013 yapımı “Mama”, yönetmenin daha önce çekmiş olduğu aynı adlı iki buçuk dakikalık kısa filmin doksan dakikaya genişletilmiş hali. Kendisi bir reklam yönetmeni olan Muschietti, çektiği bu kısa korku filmi sayesinde sektörde çabuk fark edilip olumlu eleştiriler alınca yapımcı olan kız kardeşi Barbara Muschietti ile kolları sıvayıp filmi genişletmeye karar verdi. İki İspanyol kardeş, akıl hocaları Guillermo Del Toro ile beraber uzun süren görüşmelerin ardından hiç de kolay olmayan bu işe kalkışıp Mama’yı dram ve korku ögeleriyle harmanlayarak izleyicilerin önüne uzun bir yapım olarak çıkarmayı başardılar. Kısa filmi ilk seyrettiğinde oldukça etkilenen Del Toro, yapılan bir söyleşide Muschietti’nin dramdan çok iyi anladığını, kendisinin çok özgün biri olduğunu ve hikayenin merkezine iki küçük kızı taşıma fikrini çok iyi düşündüğünü dile getirmişti.
İspanya-Kanada ortak yapımı olan “Mama”, iki kız çocuğunu sahiplenmek isteyen bir hayalet annenin öyküsünü anlatıyor. Anne-babaları öldükten sonra ıssız bir kulübede yalnız başlarına kalmak zorunda kalan Victoria ve Lilly tam beş yıl sonra bulunurlar. Ne yazık ki bulunduklarında tamamen vahşileşmiş bir haldedirler. Amcası Lucas ve kız arkadaşı Annabel tarafından yeniden sahiplenen Victoria ve Lilly'yi beş yıl boyunca koruyan “Mama” onlardan kolay vazgeçmez. Eve musallat olan Mama, bundan sonra yeni yaşayacakları bu evde kızlara annelik yaparken bir yanda da ailenin başına bela olur.
Korku filmi seyircisi masalsı anlatımı olan hayalet hikayeleri benimsese de yönetmen Mama'da sadece masalsı bir korku filmi olsun, izleyici korksun, dehşete düşsün diye düşünmemiş, aynı zamanda böylesine ürkütücü bir hayalete insani duygular da katarak filmi dramatik bir havaya sokmuş. Annelik içgülerini bir hayalet hikayesinin üzerine inşa etmek daha önce pek rastlamadığımız sıradışı bir fikir. “Mama” aslında geçmişinde yaşadıkları yüzünden kalbi kırık ve öfkeli bir varlık. Karşısına kulübede yaşayan başıboş iki kız çocuğu çıkınca kendisine acılarını dindirecek ve rahatlıkla annelik yapabilecek bir ortam yaratıyor. Yıllar sonra birileri çıkıp onun “çocuklarını” sahiplenmeye kalkınca da çılgına dönüyor.
Filmin senaryosu son zamanlarda seyrettiğimiz birçok korku filminden daha özgün bir yapıya sahip. “Mama” henüz ilk sahnesinde seyirciyi avucunun içine alıyor ve doksan dakika boyunca bir daha bırakmıyor. Sinema sektöründe izlediğimiz çoğu korku filminde karşımıza çıkan, “ilk bir saat uzatılmış halde konuya giriş ve son kalan yirmi dakikada ise korkutan ögelerin serpiştirilmesi” klişesine bu filmde rastlamanız mümkün değil. Seyredeceğiniz son dakikaya kadar yönetmen size korkacağınızın garantisini baştan veriyor. Hayaletin koridorlarda dolaştığı ve duvarlarda gezindiği sahneler oldukça değişik bir kamera tekniği ile çekilmiş, öyle ki filmde üstünüze doğru gelen “Mama” ile her karşılaştığımızda ödümüz kopuyor. Mama’yı korkutucu gösteren unsurların başında filmi masalsı bir yapıya büründüren Gulliermo Del Toro’nun parmağı olduğunu şüphesiz.
Filmdeki karakterleri canlandıran oyuncular tamamıyla filmle özleşmişler ve gerçekten başarılı performans sergiliyorlar. Önceleri rockçı, bencil, soğuk bir kadın olan daha sonra ise yardımsever bir anne rolüne bürünen Annabel karakterini oynayan Jessica Chastain’den tutun da ufak vahşi çocuk rolündeki Lilly’i canlandıran Nikolaj Coster-Waldau’ya kadar tüm oyuncular filmde harika bir iş çıkarmışlar. Mama, oyunculukların yanı sıra kostümden saç ve makyaja, hayaletin ürkütücü görselliğinden senaryonun işleyişine kadar her türlü takdiri hak eden, korku filmi seven her izleyicinin görmesi gereken ender yapımlardan biri.