“Kill List”; senaryosunu, editörlüğünü de birlikte üstlendiği (eşi) Amy Jump ile birlikte yazan Ben Wheatley’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 12 Mart 2011’de South by Southwest (SXSW) festivalinde yapılan ve 2 Eylül 2011’de İngiltere’de vizyona giren filmin, 6.4/10 (37.779 oy) ve 3.3/5 (5.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (95 yorum) ve 67/100 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Yine de isterseniz, 800 bin dolarlık bir bütçeyle çekilen ve sadece 462 bin dolarlık bir gişe yapabilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, “Down Terrace” (2009) sonrasında, Ben Wheatley’in çıkışını sürdürmeye devam ettiği bir başka düşük bütçeli bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
2011 tarihli “Kill List” filminde de, Ben Wheatley’e kameranın arkasında, görüntü yönetmeni olarak daha önce “Down Terrace” (2009) ve daha sonra da “High-Rise” (2015), “Free Fire” (2016) , “Happy New Year, Colin Burstead” (2018) ve "Rebecca" (2020) gibi filmlerde de olduğu gibi yine Laurie Rose eşlik etmiş…
Diğer Ben Wheatley filmlerinde olduğu gibi bu filmdeki ayırt edici bir başka özellik de, ses efektleri ile müziklerin etkili kullanımının bariz bir biçimde öne çıkması…
Öyle ki, seslerin ve müziklerin tınısı ile temposundaki değişiklikleri, bir süre sonra bir sonraki sahnede olacaklar için neredeyse bir ön “geliyorum” sinyali gibi algılamaya başlıyorsunuz…
Ve nihayetinde bu, alışan için Ben Wheatley’in sinema dili için bir rutin uyarı mekanizması halini alıyor…
Ki, bizce Dario Argento bu işin üstatlarının başında gelir…
O da vakti zamanında, sınırlı bütçe olanakları ile kamera, ses, müzik, ışık, makyaj ve görsel efektleri doğru kullanarak çok iyi işlere imza atmıştır…
Filmde dikkat çeken bir diğer isim de, daha sonra Wheatley’in “High-Rise” (2015) ve “Happy New Year, Colin Burstead” (2018) filmlerinde de oynamış olan Neil Maskell…
Tiyatro kökenli olduğunu her hali ile belli eden Maskell, bu filmde Michael Smiley ile birlikte oldukça etkileyici bir performansa imza atmış…
Ben Wheatley sinemasının bir başka özelliği de, sadeliği…
Yani, lafı döndürüp dolaştırmadan taşı doğrudan gediğine koyması…
Bunu, gizlice bir şeyler ima etmek yerine, bazen ağır argo ve küfür bazen de (son derece acımasız gibi görünen) çok sert sahneler aracılığı ile doğrudan açık mesajlar vermeyi tercih eden filmlerinde çok net olarak görebiliyorsunuz da zaten…
Nasıl mı?
Örneğin bu filmde, Sam Peckinpah’ın sertliğine rahmet okutacak nitelikteki çekiçli darp sahnesindeki travmatik görüntüler son derece inanılmaz ve hatta bir o kadar da dehşet vericiydi…
Bir diğer ders dolu dramatik sahne ise, kedi tarafından boğularak öldürüldüğü söylenen tavşanın etinden yapılan yahninin Jay karakteri tarafından iştahla yenilmesiydi…
Bütün bunları alt alta koyup topladığımızda, Ben Wheatley’in çok farklı bir sinemacı olduğunu hemencecik anlayıveriyoruz…
Fakat onun kötü olan bir tarafı da var:
O da filmlerinde, tercihleri vasatın ötesine geçemeyen sinema izleyicisine hitap etmekle hiç uğraşmıyor olması…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimiz filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; “Happy New Year, Colin Burstead” (2018) filminin yorumunda söylediklerimizi bir kez daha tekrarlamış olmak pahasına sinemaseverlere, “Farklı duruş ve tarzlarıyla sinema sanatına apayrı bir renk katmakta olan Ben Wheatley gibi çok özel yönetmenlerin filmlerini de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmış olalım…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer aradan geçen bunca yıla rağmen halen izlemediyseniz “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,