Suçlular savaşır, masumlar ölür...
Yazar: Alper TurgutKanunun Ötesinde’yi yazan ve yöneten Scott Frank, filmini, yarım asırdır polisiye, gizem, gerilim romanları yaratan, ünlü ve ödüllü yazar Lawrence Block’tan uyarlamış. İlk çektiği film “Gözcü” (The Lookout / 2007) ile yönetmenliğe sıkı bir giriş yapan Frank, bu ikinci filmiyle adını bir kenara yazdığımız ve yeni projelerini beklediğimiz bir yönetmen artık. Hah! Unutmadan, Scott Frank, Hollywood’un önemli bir senaristtir, Azınlık Raporu, Anka’nın Uyanışı, Malice, Little Man Tate, Tut Şu Bücürü, Wolverine, onun ürettiği eserlerden bazıları… Evet, yüzden fazla roman ve yüzlerce kısa öykü kaleme alan Lawrence Block’un kahramanlarından dedektif Matt Scudder, 1986 tarihli “8 Million Ways to Die” filminden sonra ikinci kez hayat bulmuş oldu. 28 yıl önce Jeff Bridges’in canlandırdığı Matt Scudder karakterini, şimdi bir diğer büyük aktör Liam Neeson sırtlıyor. Aktörler değişir, karakterler kalır, bir gün elbet aktörler ölecek, karakterler ise hep yaşayacak.
Mevzu aksiyon ise pek çok aktör, hopluyor, zıplıyor, vuruyor, kırıyor, ancak Liam Neeson’ın yeri bambaşka. O, cüssesi, soğukkanlılığı ve yeteneğiyle rakipleri arasından, rahatlıkla ve ustalıkla sıyrılmasını biliyor. Rob Roy’dan Özgürlüğün Bedeli’ne, Gri Kurt’tan Takip serisine, Kuzey İrlandalı aktörün hayranları sürekli çoğalıyor, yaşı 62 olmasına rağmen, bana mısın demiyor. Evet, aksiyon işi, gençlerden daha çok ihtiyarların tekelinde… Harrison Ford abimiz, tam 72 yaşında, lakin Yıldız Savaşları ve İndiana Jones’a devam diyor hala… Sylvester Stallone 68, Arnold Schwarzenegger 67 yaşında ve ikisi de tam gaz macerada… Bir başka aksiyon gediklisi Tom Cruise bile 52’ye dayandı, neyse ki Jason Statham, henüz 47 yaşında… Yaşlı kurtlar, "hey delikanlılar, aman siz yorulmayın, hem gençler beceremez" diyor resmen, maşallah, maşallah…
New York Polis Departmanı’nda memur olan Matt Scudder, 1991’de soyguncu üç genci vurarak öldürür, ancak çatışma anında, kazayla bir kız çocuğunun da can vermesine neden olur. Ancak kahraman polis, zilzurna sarhoştur. Vicdanen büyük yara alan Scudder, önce polisliği, sonra da alkolü bırakır. Ve yıl 1999, aradan sekiz sene geçmiştir, Matt Scudder, artık özel bir dedektiftir. Deneyimli iz sürücü, uyuşturucu tacirlerinin eşlerine musallat olan, onları kaçıran, sonra kocalarından para alan iki suçlunun peşine düşer. Ancak bu sıradan bir fidye meselesi değildir, vahşi ikili, kadınları doğrayarak ve parçalayarak, eşlerine teslim etmektedir. Cep telefonu, internet gibi hayatı kolaylaştıran buluşlara sırt çeviren Matt Scudder, kütüphanede takılan ve geceleri de orada kalan, ailesinin terk ettiği TJ adlı çocuktan destek alır. Matt ve TJ, suçluların, suçlu yakınlarına yönelik saldırısını engellemek için harekete geçer, çünkü kirlenmişlerin savaşında, masumlar ölmektedir.
“Kanunun Ötesinde” (A Walk Among The Tombstones), finale doğru ritmi ve temposu artan, soluk renkli bir polisiye… Doğru ile yanlış, haklı ile haksız arasında kalan, merak unsurunu yedeğine alan, gerilimi diri tutan, türe dair sağlam adımlar atan bir film, hakkını verelim, olmuş bu iş...