En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
5 Nisan 2016 tarihinde eklendi
'HERKES BİZİ RAKİP OLARAK GÖRÜYOR FAKAT O SEVDİĞİM AZ İNSANLARDAN BİRİYDİ , HALA ONA İMRENİYORUM!'' Ron Howard'dan müthiş bir biyografi daha , oyuncular süper , kostümler , müzik inanılmaz ayrıca f1 tutkunu biri olarak söylemeliyim ki bir spor ve rekabet duygusu ancak bu kadar çarpıcı anlatılabilir .Eğer hızı, rekabeti ve f1 pistlerini seviyorsanız hala izlememiş olmanız bile büyük bir kayıp. İzlediğim en iyi filmlerden biri, oyunculuklar zaten tavan yapmış durumda, Brühl ve Hemsworth Lauda ve Hunt rollerinde mucizeler yaratıyor ve ortaya böyle mükemmel bir film çıkıyor.Filmin Oscar'da adaylık almamasına hem şaşırdım hem de üzüldüm. Filmi izledikten sonra da James Hunt ve Nicki Lauda'nın hayatlarını biraz araştırdım .1947 doğumlu İngiliz pilot James Hunt, istediğini elde etmiş. Bir kere dünya şampiyonu olmuş. Zaten aklı fikri partilerde olan Hunt iki yıl sonra da yarışçılığı bırakmış. Ve maalesef çok erken bir yaşta kalp krizinden hayatını kaybetmiş. Avusturyalı Niki Lauda ise üç kez dünya şampiyonu olmuş. Sonrasında ise uçaklara merak sarmış ve kendi havayolu şirketini kurmuştur. Şu anda 64 yaşında ve F1 Racing yarış dergisinde makaleler ve yorumlar yazmaktadır. Lauda, Hunt'ı hep dostu olarak bilmiştir. Filmin son sahnesini dikkatli izleyin, duygusal ve iyimser, etkileyici bir final.Birde müziklere değinmemek olmaz mükemmel zaten müzikler Hans Zimmer imzalı..Bu bile anlatır müziklerin nasıl olduğunu :) Kısacası "Rush / Zafere Hücum", sürükleyici kurgusu ve harika görüntü yönetimiyle seyirciye muhteşem bir Formula 1 filmi sunan 2013 ün en iyi yapımlarından biri. İYİ SEYİRLER
Süper bir biyografi, F1 dünyası ancak bu kadar zevkli ve güzel anlatılabilirdi. Oyunculuklar çok başarılı. Hem Chris Hemsworth'in James Hunt’ı, hem de Daniel Brühl'ün Avusturyalı Niki Lauda’sı süper oturmuş. Biyografi olması filmin zevkini bence çok artırmış. Rollerin cuk diye oturmuş olması ve birebir eşleşmesi mükemmel. Görüntüler ve efektler harika, heyecanı size bire bir yansıtıyor, müzikte on numara. Görüntülerin hepsi olması gerektiği kadar ve film sadece bunun üzerinden prim yapmaya çalışmamış, bu yanlışa düşmemiş. Ana konunun altına yan konuları çok iyi yedirmiş ve dallandırmış. Biyografilerde yapılan en büyük yanlış olan sadece ana karektere yüklenip diğer temaları zayıflatma yok aksine herşey sapasağlam. Yönetmen ana karekteri size tanıtırken bunu sindirerek veriyor ve bu da sizi sıkmıyor. Ayrıca en önemli yer filmdeki replikler, resmen özlü söz gibi. Herşeyiyle çok güzel ve zevkli bir yapım. Rekabetin hat safhada olduğu bir yerde bile insanlığın ve saygının kalitesinin yüksek kalması sizi çok etkiliyor. Film duygusallığın canavarca rekabet kokan saldırılara ezilmediğini size çok iyi anlatıyor. Karizmatik oyuncular ve görüntüler dolu dolu anlatım ve müziklerle sağlam bir altyapı senaryo ile insani değerler üzerinden birleşince çok güzel bir yapım olmuş.Yönetmene yani Howard’a alkış.Mutlaka izleyin
Filmin anlattığı hikayeye baktığımızda Howard’ın iki ralli pilotunun üç yıllık bir süreçteki inişleri ve çıkışlarını, farklı boyutlarda ele almaya çalıştığını görüyoruz. Fakat yönetmen bunu yaparken kendinden emin davranamıyor, muhtemelen bazı konularda çekingen davranıyor. Elinde iki tarihi figür varken hangisine odaklanacağını bilemediği gibi bu figürlerin çevresinde dönüp dolaşan olaylar ve kişiler hakkında da aynı ikilemde kalma hatasına düşüyor. Tam bu noktada Zafere Hücum’un yan hikayelerden ve karakterlerden eksik, var olan iki karakter tarafından da taşınması güç yapısı dikkati çekiyor. Bir yanda itici fakat zamanla sempati kazanmaya meyilli James Hunt karakteri başrol olarak öne çıkarılmaya çalışılırken öte yanda disiplini ve kuralları, kendinden emin yapısı ile seyirciyle daha iyi bir bağ kuran Niki Lauda karakteri geri plana itiliyor. Fakat filmin tümünde durum ne yazık ki böyle değil. Lauda, kendisine hayat veren Daniel Brühl’ün dikkat çeken performansının da yardımıyla Hunt’a göre filmi domine eden taraf oluyor. Ortada iki karakterin ilişkisini anlatmaya çalışan bir hikaye varmış gibi dursa da senarist Peter Morgan, iki ayrı hikayeyi zaman zaman kesiştirme yoluna giderek tek film içinde farklı iki karakter etrafında dönen ve eksenini bulamayan bir yapı oluşturuyor. Bu da Zafere Hücum’un en büyük handikapı olarak dikkat çekiyor. Seyirci hangi karakterle arasında bağ kuracağından emin olamıyor, tam birine karşı yakınlık beslerken yönetmen ters köşeye yatırıp öteki karakter üzerinden filmi devam ettirmeye çalışıyor. İki önemli figürü, Chris Hemsworth’ın bile abartısız, beğenilebilecek oyunculuğuna rağmen bir araya getiremeyen Howard, kariyeri boyunca belli çizgilerle çevreleyemediği, üstelik farklılıklara ayak uyduramadığı yönetmenliğinin kurbanı oluyor.
gerçek bir olaydan esinlenilen her anıyla heyecan dolu muhteşem bir film. Bu filmi beğenmek için araba yarışlarını seviyor olmanıza hiç gerek yok emin olun 8/10
Muhteşem bir Formula 1 filmi. Howard pek çok kaliteli filme imza atmış bir yönetmen ve bu başarısını "Rush"ta da sürdürmüş. Her şeyden önce kurgusuyla anında sizi içine çekiyor. Böyle bir film için bu tarz hızlı bir kurgudan daha farklısı düşünülemezdi zaten. Hele bir de tutkulu bir Formula hayranıysanız, bu rekabeti izlemek tadından yenmez. Bu sporun günümüz izleyicisi daha çok Schumacher-Hakkinen rekabetini, veya son dönemden Vettel, Alonso, Button gibi sürücüleri bilirler. Ancak 1970lerin ortasında başlayan Lauda-Hunt rekabeti pek çoğumuza yeni bir şeyler vaat ediyor. Onları isim olarak duymuş olsak da, karakter ve rekabetlerini bu şekilde ayrıntılı olarak görememiştik tabii ki. Bu film hakkını vererek gösterdi bunları bize. Kendine has, ölümün sürekli söz konusu olabildiği bir spor, bu sporun ikisi de çok başarılı ancak taban tabana zıt iki karakteri. İkisinin de söyledikleri hem spor hem de hayat hakkında önemli ipuçları içeriyor. Zaten spor ve hayat birbirinden hiçbir zaman ayrı ayrı düşünülemeyecek iki olgudur. Hele ki böyle tehlikeli ve sınırlarda yaşatan bir spor ise. Lauda ve Hunt güçlü işlenmiş beyazperdeye. Tabii Brühl ve Hemsworth'ün başarısı da bu durumda büyük pay sahibi. Yılın önemli filmlerinden biri olduğunu ödül sezonunda da ismini duyurmasından anlıyoruz. Doyurucu bir deneyim. Aynı zamanda da bir dönem filmi.
Aksiyon ve dram çok iyi harmanlanarak niki lauda ve james hunt arasındaki müthiş rekabet beyazperdeye ustalıkla yansıtılmış.Kurgusunu çok beğendim filmin,sahneleri fazla uzatmadan kısa tutmuşlar,oyunculuklar çok güçlü zaten sadece niki lauda ve karısı arasındaki ilişkiyi ben soğuk buldum onun dışında lafı çok uzatmaya gerek yok,sağlam bir film izlemek isteyenler buyursun 9/10
Film hakkında fazla söze gerek yok. Baştan sona sıkılmadan izlenen muhteşem bir biyografi-dram filmi. En azından bir iki dalda Oscar'a aday olabileceğini düşünüyorum. Bence film, Formula 1 hayranlarından daha geniş bir izleyici kitlesine hitap ediyor. En iyi F1 filmi olmasının yanında bu yılın en iyi filmlerinden biri olmayı da başarıyor. Film, yarış sahnelerinde (gerçek yarış izlermiş gibi) heyecanlandırıyor, dramatik sahnelerde ise uyutmadan anlatmak istediğini anlatıyor. Yani R. Howard vitesi nerelerde değiştireceğini çok iyi biliyor, gerektiğinde yavaşlıyor zamanı geldiğinde de hızlanıyor. Bize de filmi büyük bir keyifle izledikten sonra "ellerine sağlık Howard!" demek düşüyor. Kısaca Zafere Hücum, sinema severlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir yapım! -----Not: Kendi sitemde eleştirinin uzun hali var, burada yorucu olmasın diye sadece son paragrafını yayınladım. Üşenmezseniz, sitemdeki uzun halini okuyun derim.
hayatımda ızledıgım en ıyı fılmlerden bırıydı bu kadar ıyı bı analız olamaz fılmı ızlerken tuylerım dıken dıken oldu gercekten cok etkıleyıcı bır fılm azım hırs ve zafer... tek kelıme ıle harıka 10/8.5
Başroldeki Daniel Brühl ve Chris Hemsworth güçlü performanslarıyla öne çıkan "Rush / Zafere Hücum", sürükleyici kurgusu ve harika görüntü yönetimiyle seyirciye muhteşem bir Formula 1 filmi sunan yılın en iyi yapımlarından biri. Yeterince etkili bir açılış yapamamasına rağmen kısa sürede harika bir kulvara girmeye başaran filmin özellikle yarış sahnelerinde gözlerinizi ayırmanız neredeyse imkansız hale geliyor.
Fragmanı hayli hayal kırıklığı olsa da proje çoğu yönüyle başarılıdır. Daniel Brühl başta olmak üzere tüm oyuncuların performansı, dönemi yansıtmak adına kullanılan renkler, kostümler 123 dakikanın hızlıca akmasını sağlıyor. Karakter detaylandırması ise kurgunun önüne geçiyor. Bu arada baş rolün Daniel Brühl olduğuna inanıyorum. Zira film boyunca bunu çok kez ispatlıyor.
Rekabet, tutku, hırs, kazanma azmi bunlar yarışma ruhunun olmazsa olmazları. Bu filmde, olayları dışarıdan izleyen gözler olarak , bu duyguların hepsinin içine giriyoruz. İki zıt karakterin rekabetinde iki tarafıda seviyor iki taraftan da nefret ediyoruz. Film seçimlerinde süreye önem veren biri olarak. 2 saat süren bu filmi izlerken kurgunun başarısı ve hikayenin akıcılığı sayesinde filmin nasıl akıp geçtiğini anlamadım. Cinderella Man (Külkedisi Adam), A Beautiful Mind (Akıl Oyunları), Angels & Demons (Melekler ve Şeytanlar) ve The Da Vinci Code ( Da Vinci Şifresi) gibi filmlerden üslubunu bildiğimiz Yönetmen Ron Howard, bu filmde de gerçek bir yaşam öyküsünü filmleştirmiş. Yönetmen Angels & Demons ve The Da Vinci Code gibi son filmlerinde Dan Brown kitaplarının başarısının altında ezilse de bu filml ile A Beautiful Mind ve Cinderella Man gibi sinema arşivimizde en beğendiğimiz filmler arasına giriyor. Yönetmenin başarısında gerçek hikayenin baş kahramanlarına cuk oturucak oyuncu seçimleri de filmin inandırıcılığında başarı sağlıyor. Thor’la ününe ün katan Chris Hemsworth, Mc Laren Pilotu James Hunt, Alman Aktör Daniel Brühl ise Ünlü Ferrari Pilotu Niki Lauda’ya bürünüyor. 70′li yılların havasını güzel yansıtan yönetmen, yarış sahnelerinde ise bize olağanüstü güzel kareler izlettiriyor. İki ana karakterin rekabet öyküsünün ikisine de neler kazandırıp kaybettirdiğini anlatıyor. Filmin güzel yanı da rekabette tek bir tarafın yanında olamıyorsunuz. Birine ak birine kara diyemiyorsunuz.
Bucket: Ablamın aniden gelen f1 aşkının sebep olduğu nadir güzel şeylerden. Yoksa izlemezdim çünkü arabalar vs ilgimi çekmiyor. Ama f1 tema olarak kullanan bir iki kişi arasındaki rekabeti anlatan bir film bu o yüzden benim gibiyseniz yine de şans verin. Chris'in çirkinlği dışında eksisi yok.TTeam niki btw. Hahahaha gatessssssss Gates: Tabiiki de evet. Leclerc neden yok?! Her şeyden önce bir mercedesliyim. Mercedesin neresinden diye sorarlar adama ben de Team niki lauda derim. Monako prensesi olmayı düşünüyorum. Niki'nin araba zıplıyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.