En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Amir Han
Takipçi
452 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
1 Ağustos 2014 tarihinde eklendi
Mark Wahlberg Shia LaBeauf'a nazaran daha iyi bir karakter prototipi çizmiş. İkinci bir üçlemenin başlangıcı olacak olan bu yapım espri dilinide yerinde kullanarak yaş grubu aralığınıda biraz daha yukarılara taşımış. 1 milyar dolar gişe rakamını geçtiği şu günlerde ikinci filmin çekimi için yapımcı firma kolları sıvamış. Eğlenceli saatler vaadeden filmi kaçırmamak gerekir.
Filmin 2 saat 46 dakika oluşundan mıdır, 3 boyutlu gözlüğün; gözü yormasından mıdır nedir bir müddet sıkıcı olmuştu film. Sonra 'Optimus Prime'nin yeniden devreye girmesi ile o sıkıcı anlar geçip gitti. Ama zaman yine dolmak bilmedi. Durağan sahneler geldikçe salonu terk etmeler başladı. Minimum 15-20 kişi son 15 dakikaya yakın salonu terk etti. Ki kalanlar ise filme zor dayandı (buna kendimi de ekleyebilirim). Film 'muhteşem' bile olmuş olsa; süre sıkıntısı biraz ön yargıyla yaklaşmanıza vesile olabiliyor.
Bir hurdacıdan -borç parayla- kamyon alıp, onun daha sonradan Transformer olduğunu öğrenen, teknolojik aletler meraklısı Cade rolüne hayat veren Mark Wahlberg,(Zor Kazan., Bitik Şehir) rolünün üstesinden gelmiş gibi. Michael Bay'in 'oyuncuları kendisi seçmesi şartıyla' filmin yönetmenlik koltuğuna oturmasının bir 'avantaj'ını daha burada görüyoruz. Birçok 'transformers serisi hayranı' bu filme biraz tereddütle girmiştir. Fakat eminim ki filmin ortalarında ön yargılarını kırmışlardır.
Uzun süredir 3 boyutlu/2 boyutlu filmlerin dublajını tam tadında yapamıyorlardı. Bunlara Malefiz ile Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'ni örnek gösterebiliriz. Her filmde artık 'aynı düblör'ü duymaktan bıkmıştım, ta ki bu filme kadar. Çoğu filmin dublörü olan Umut Tabak (Açlık Oyunları, Bay ve Bayan Smith, Avatar...) bu filme sonunda yakışmış. Cade karakterinin sesi; uzun süre sonra en beğendiğim dublaj olmuş oldu. Keza diğer dublörleri de unutmamakta fayda var. 10 numara, 5 yıldız bir dublaj işi çıkartmışlar filmde.
Çoğu yönetmenden ön planda tutarım niyeyse Michael'i. Pearl Harbor filminden itibaren takip etmeye başladım kendisini. Transformers serisi ile ününe ün katınca da artık çoğu kişi tanımaya başladı. Robotlar-araçlar ve insanları 'ustaca' bir yönetmenlikle seyircinin beğenisine sunuyor ve her zaman da takdiri hak ediyor. 'Kendi oyuncusunu seçme şartıyla' kabul etmesi sanırsam gişede de işlerine yaradı. Şahsen, yönetmen eğer ki Michael olmasaydı gitmezdim. Hatta bir çok 'Transformers serisi hayranı' da öyle düşünüyordur.
Girdiği ilk haftadan itibaren hasılatın çoğunu Transformers serisinin ı olan Kayıp Çağ aldı, götürdü. Geçen hafta(11 Temmuz) çok beklenen Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti'nin vizyona girmesi ile itibaren 'gişe sayısında' biraz düşüş bile yaşamış olsa; sayısı hâlen diğer rakiplerine oranla fazla. Hatta vizyona girmesinin üzerinden 4 hafta bile geçmiş olsa salonlar halen ful.. Gittiğim sinemanın 14:30 seansında yalnızca 3-4 koltuk boştu.. Sanırsam; Maymunlar Cehennemi ile birlikte diğer filmlere gişede pek yer vermeyecekler..
supermanin sonfilmi gibi bol bol moloz ve yıkım var ama bir konu bütünlüğü ve kurgu derece dağınık ve kendi içinde mantıksız olaylar filmlerinde çıtanın yükselmesi beklenir o yüzden bence hayal kırıklığı..
Evet, 3 yıl aradan sonra nihayet beklediğimiz yeni Transformers filmi nihayet vizyona girdi. Peki bu bu filmde sevdiğimiz şey nedir?
Çünkü seride hep aynı konu üzerinden gidiyorlar ve artık konunun klişeleşmiş olduğunu kabul ettik. Fakat bu filmde seyirciyi ayakta tutan şey ise görsel efektler, aksiyon sahneleri. Bu serinin her filminde konu ne kadar kötü olursa olsun seyirciye tam bir yıkım-dökümlü bir aksiyon filmi yaşatıyordu. Bu yüzden seri tutuldu ve serinin tamamı dünya çapında 1.5 milyar hasılat yaptı.
Şimdi gelelim serinin bu filme. Bu filmde oldukça değişik bir taktik işlenmiş: Yenilik iyidir düşüncesi ile sil baştan gibi değil de sadece serinin olduğu yerden uzak, bambaşka bir yerde geçiyor.
Serinin bu sefer göz odağı, sıradan bir aile olan Yeagar ailesi. Aile bir baba ile kız çocuğundan oluşuyor. Bunlar aileye para kazandırmaya çalışan mucit bir baba Cade Yeager (Mark Wahlberg) ve sıradan bir genç kız olan Tessa Yeager. (Nicola Peltz) Tabii ki bu ailenin yakın çevresi de var. Bunlarda Cade'in arkadaşı, biraz deli fakat aşağı yukarı Cade ile aynı kafada olan Lucas (T.J. Miller) ve Tessa'nın -gizli- ve yarışçı sevgilisi Shane. (Jack Reynor
Robotlardan da yeni üyeler var. Onlardan en göze batanlarsa bir asker olan ve ikide bir puro içen (robotlar puro içebiliyor mu?) Hound ve bir samuray olan diğer bir autobot.
Oyuncular ve robotlar farklı olsa da konu yine aynı sayılır. Fakat bu sefer ekleme yapılarak seyircinin önüne çıkarılıyor. Bu da seyirci açısından iyi bir şey bence.
Oyunculuklara değinelim biraz. Mark Wahlberg yerinde bir seçim olmuş. Karakterini iyi oynamış. Aslında bildiğimiz Mark gibi diyebiliriz ona. Bunun dışında yönetmen Michael Bay'in artık yan kızlar konusunda fikrini değiştirdiğini düşünüyorum. Serinin ilk iki filminde Megan Fox, üçüncü filminde Rosie Huntington-Whiteley'ken bu filmde Nicola Peltz seçilmiş. Nicola'nın oyunculuğu ortalamanın üstünde sayılır. Fena değildi. Fakat filmin en iyi oyuncusu açık ara Stanley Tucci'ydi. Karakterini öyle başarılı oynamış ki bize karakterini hissettirmiş. Bravo ona. Bu arada bir de Fan Bingbing var. O ise sadece kendi ana dilinde konuşmaya ve dövüşmeye devam etsin. Ona en çok yakışan bu bence.
Şimdi filmin iyi yanlarına değinelim. Filmin öncelikle görsel efektleri muazzam. Ben bazılarının animasyon gibi olacağını düşünmüştüm fakat yanıldığımı gördüm. Ayrıca filmde bol patlama ve aksiyon sahneleri var. Bu sahnelerle son zamanların aksiyon filmlerine fark atmış bence. Burası çok başarılı.
Oyunculuklar fena değil, konu ortalamanın üstünde, yönetmenin çekim açıları oldukça iyi. Önceki ekibin yokluğunu gideriyor şahsen. Film buralarıyla yani neredeyse tamamı ile başarılı.
Filmin kötü yanları ise sadece bir tane ve bu hata yüzünden tüm filme etki ettiğini düşünüyorum: 165 dakika olan aşırı süresi. Şimdi Kış Uykusu 196 dakika olsa da bu filmde çok sıkıldım. Daha çok sonlarına doğru. Film ilerliyor, ilerliyor, aksiyon sahneleri, dünya turu derken filmin en sonunda The Avengers gibi bir aksiyon sahnesine geliyoruz. The Avengers, aksiyon sahnelerini tadında bırakarak filmi bitirmişti. Bu film ise aksiyon sahnelerine bir türlü doyamadı gitti ya. Erimiş kaşar peyniri gibi uzadıkça uzuyor, uzadıkça uzuyor... Ben bu sahnelerin bol patlamalı aksiyon sahnesi olmasına rağmen sıkıldım. Hatta bu esnada salondan 3-5 kişi çıkıp gitti. Ben filmden çıktım, 5 dakika sonra yeniden girdim ve filmin bitmesine 2 dakika kala yeniden çıktım ve şinden tatmin olamadım çünkü. Çünkü iyice uzatmışlar ve sonunu çabucak bitirmişler, seyirci sıkılmasın diye. Kusura bakmayın fakat seyirci çoktan sıkıldı bile. Bir de adamlar filmi hemen bitirelim diye sonunu açık bırakarak 5. Transformers filmine bırakmışlar. Ayrıca serinin her filminde son aynı şekilde bitiyor. Autobotlardan birisi kötü adam ve yardımcısına saldırıyor, kötü adam ölüyor, daha sonra tüm autobotlar bir yerde toplanıp Optimus Prime bir konuşma yapıyor ve bitiyor. Bence bunun yerine yeni bir şeyler gelmesi lazım. Bu açıdan kötü oldu benim için. Fakat filmin sonu iyi olmasa da filmin geriye kalanı oldukça başarılıydı. Dediğim gibi, film iyi gidiyor fakat iyice uzattıkları için sonunda tökezliyor. Bir de filmin küçük bir kötü yanı daha var. SPOILER Galvatron isimli yeni decepticonun aslında Megatron oluşu. Yani bu robot illa ki her filmde karşımıza çıkmak zorundan mı kardeşim? Filmin bir de bu yanı insanı biraz gıcık ediyor diyebiliriz.
Filmin iyi ve kötü yanlarından sonra son olarak bir de soru-cevap yapmak istiyorum:
SORU: Bu Transformers serinin en iyisi mi? CEVAP: Evet ve hayır. Konu ve finali yüzünden serinin diğer filmlerinin gerisinde kalmış. Fakat aksiyon sahneleri tarafından bakarsak serinin en iyisi diyebilirim.
SORU: Shia LaBeouf'mu yoksa Mark Wahlberg'mi? CEVAP: Mark Wahlberg. Kendi klasik karakteri ile Shia'nın önüne geçmiş.
SORU: Tüm serinin konuları aşağı yukarı aynı ise bu filmin konusunun farkı nedir? CEVAP: Diğer filmlerde autobotlar, decepticonlara karşıdır. İnsanlar da ona yardım etmektedir. Serinin kabaca konusu böyle. Fakat bu filmin konusu şu: İnsanlık, autobotlara karşı, autobotlarsa hem insanlara hem de decepticonlara karşı. Serinin bu filmi daha karmaşık ve üstelik bu film bir ailenin üzerinden ilerliyor.
SORU: Film IMAX'mi yoksa normal sinemada mı izlenmeli? CEVAP: Normal sinemada da izlenebilir fakat eğer sabrınız varsa IMAX'de izlemenizi tavsiye ederim. Filmin 40 dakikadan fazlası özel IMAX kameraları ile çekilmiş ve aksiyon sahneleri orada izlenmeyi hak ediyor bence. (bu arada filmdeki IMAX göndermesi de gözümden kaçmadı değil
Sonuç olarak eğer aksiyon filmi seviyorsanız ve ne pahasına olsun Transformers serisinin fanıysanız size keyifli bir seyirli olacaktır bu. Diğerleri içinse söyleyeceğim şeyse sonlarına doğru sıkılabilecekleri. Son zamanların dikkat çeken aksiyon filmlerinden. Fena değil fakat geliştirebilir bu film bence. 3.5/5
filmin hiçbir numarası yoktu.12-18 yaş arası cocuklara hitap bir diyalog ne bir geliştirilebilinmiş üçlemenin ekmeğini yedi son gördüğümde yanımdaki her aksiyon ve diyalog sahnesinde kahkaha atıyordu
Gereksiz uzun ve sıkıcı bir film. Ortalama Amerikan anlayışıyla aksiyon halinde komedi anlayışıyla harmanlanmış kötü bir film. Filmin tek güzel tarafı Nicola Peltz. Tabii ki oyunculuğu değil varlığı filmi güzelleştirmiş.
Az senaryo , klasik amerikan diyologları , bol atraksiyon arıyorsanız tam size göre bir film. Salondan yazıyorum, bitsede gitsek. Vereceğim maksimum puan 2.5 olabilir. Üyelerimizin oyu bana göre yanıltıcı.
(...) İlk olarak 2007'de beyaz perdeye uyarlanan Transformers serisi, gittikçe eskimeye başlamıştı, ki dördüncü filmde yönetmen Michael Bay birtakım değişikliklere giderek yeni bir üçleme yaratmaya karar verdi. Farklı karakterler ve yan öyküler ile mevcut hikayenin üzerine sözde yenilikler katarak aldığı yolda pek de bir yere vardığını söyleyemeyiz ne yazık ki. Son derece basitçe ve çocukça kaleme alınmış senaryo, bir de gereksiz yere uzayınca hiç çekilmez bir hal alıyor. Fakat neyse ki her zamanki gibi sıkı aksiyon ile muhteşem özel efektler yardıma koşuyor. Oyunculuk performansları ise genelde senaryonun kurbanı olurken Wahlberg ile Tucci filme renk katmayı başarıyor. Kısaca şekil değiştiren uzaylı robotlardan hala sıkılmadıysanız sizi her zamanki gibi bol gürültülü, bitmek bilmeyen bir görsel şölen bekliyor!
Film Güzel Süper Efektler Var fakat Sam'in Filmden Ayrılması Kotu olmuş Ve saçma olan Optimus Hurdayken O Enerjiyi Nerden Bulup o Kamyondaki enerjiyi kendine alıyo ve Yep Yeni bir Optimus Prime Ortaya Çıkıyor Orayı Saçma Buldum Ve Son olarak Filmi Birazcık Uzatmışlar 1,5 puan bu iki nedenden gitti
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.