Dönüm Noktası: Enteresan bilgiler

1959 yılında kaleme aldığı, 1969 yılında filme uyarlanmış olan Goodbye Columbus ile tanınmış yazarlar arasına giren Philip Roth’un filmin orijinal adıyla aynı olan The Humbling adlı romanı bugüne kadar yazmış olduğu otuzuncu kitabı ve beyazperdeye uyarlanan dördüncü romanıdır.

Yapımcı Jason Sosnoff, Dönüm Noktası'nda hikayenin merkezindeki oyuncuyla anlatılan temayı şu şakilde aktarıyor: "Film hayatınızı ve tüm gücünüzü adadığınız bir tutkunuzu ve ansızın artık bunu yapamayışınızı konu ediyor. Bu yetinizi yitirdiğiniz anda, artık bir hayatınız da olmuyor, hatta belki de uğruna yaşayacağınız bir şeyiniz kalmıyor artık."

Al Pacino, Pulitzer Ödüllü yazarın kitabı hakkındaki fikirlerini şöyle paylaşıyor: “Okuyup da filmini yapmak istediğim kitap çok nadirdir. Bu gerçekten de çok sık gerçekleşmeyen bir şeydir. Dönüm Noktası (The Humbling), bana çok ilginç ve büyüleyici geldi ve kendi hayatıma çok yakın izler taşıyordu. Şu anda yaşamakta ya da o yöne doğru gitmekte olduğum bir şey. Ben inanılmaz bir Philip Roth hayranıyım, o yüzden de bu işi yapmak benim için heyecan vericiydi.”

Yönetmen, Simon Axler karakteri için neden Al Pacino'nun en doğru seçim olduğunu şöyle anlatıyor: “Söz konusu karakter filmlerde rol almakla birlikte aynı zamanda Sheakespeare’nin pek çok klasik eserinde yer almış olan bir tiyatro sanatçısı ki bu Al’a tıpkı bir eldiven gibi oturuyor. Al, sık sık hem tiyatro sahnesi hem de beyaz perdede yer alan nadir oyunculardan biridir. Pek çok gerçekten muhteşem oyuncular olabilir, üstelik sinema oyuncuları ancak onlardan hiç biri asla bu şekilde klasiklerde yer almamıştır. Kendi hayatında yapmamış olduğu bir şeye girişmiyor. Çok rahat ve bu tüm kariyeri boyunca yapmış olduğu bir şey.”

Yönetmen Barry Levinson film üzerine şunları söylüyor: “Yaş ve hayatın buhranlarını konu ediyor. Hayatında yeni düzenlemek yapmak zorunda olan bir bireyin mücadelesini yansıtıyor. Şayet bir adam hayatının büyük bir bölümünü hayal aleminde geçirmişse ve öte yanda hayatın gerçekleri duruyorsa sonrasında birini diğerinden ayırt edemediğiniz herşeyin bulanıklaştığı bir noktaya geliniyor. O noktada ne yaparsınız? İşte tam da bu anda herşey gerçekten ilginçleşmeye başlar.”