Hepimiz Brad Bird'ü İnanılmaz Aile ve Ratatuy filmlerinden hatırlıyoruzdur. Bird, yine hayal gücünün güzel bir örneği ile karşımızda. Bunun yanına görsel efektler de eklenince daha da doyurucu bir yapım olmuş.
Bilime meraklı ve hayalperest küçük mucit Frank Walker (George Clooney) 'ın Tomorrowland'e yaptığı ziyaretinde icat ettiği bir şey sonucunda bir daha dönmemesi üzere geri gönderilir. Tıpkı Frank gibi olan Casey Newton ise, bulduğu bir broş sayesinde Tomorrowland'e kısa bir yolculuk yapma şansı bulmuştur. Bunun üzerine broşu araştırmaya başlar ve bunların sonuncunda Frank ile yolları kesişir. Casey ve Frank, Dünya'yı ve Tomorrowland'i kurtarmak için çıkacakları bu yolculukta Casey, Tomorrowland ve Frank'in icadı hakkında bir sürü şey öğrenecektir.
Öncelikle yaş aralığının biraz aşağıya kaçmasında ben bir sorun görmüyorum. Bir film iyiyse ister 10 yaşındakiler için çekilmiş olsun ister 20 yine de izlenir. Fakat Tomorrowland'in bu filmler arasında olup olmayacağı herkese göre değişir. Tomorrowland'in asıl sorunu senaryosunda çünkü hikayenin başlarında çok zaman harcanmış bundan dolayı da sonu çok oldu bittiye gelmiş, maalesef. Bunun yanında diyaloglar da bazı yerler dışında zayıf kalmış. Bunların dışında senaryo, detaylara inildiğinde alışılmışın dışına çıkmayı başarmış. Efektler ise senaryoyu destekler nitelikte, geniş bir hayal gücünün ürünü. Gerçekten sırf görsellik için bile izlenebilir, Brad Bird bu konuda iyi iş çıkarmış. Kurgusu birkaç yaratıcı yer dışında olması gerektiği gibi, başarılı.
George Clooney, başarılı ama bu filme biraz ciddi ve dramatik kaçmış. Britt Robertson ise filmin akışını sağlayan kişi, oyunculuğu bu filme daha uygun. Müzikler ise filmin hitap ettiği yaş aralığını aşağıya çeken unsurlardan biri. Her ne kadar önemsiz bir ayrıntı gibi dursa da dikkatli izlerseniz bunun böyle olduğunu anlarsınız. Doğru yerde kullanılmamışlar, doğru şarkılar kullanmamışlar... Durum böyle olunca da dikkat dağıtıcı bir özellik olmaktan öteye gidememiş.
Bu temel unsurların dışında bir de filmin verdiği bir mesaj var; Dünya'nın öldüğüne gerek canlı kanıtlarla çevremizde, gerek fotoğraflarla şahit oluyoruz ama hayıflanmaktan ve sonumuz yakındır demekten başka hiçbir şey yapmıyoruz. Evet filmde bu çarpıcı gerçek yüzümüze basit birkaç sözle vuruluyor. Evet çok yerinde bir eleştiri, küçük bir kısmımız haricinde çoğumuz bunu yapmıyor muyuz? Ki burada bahsedilen sadece çevrenin katline boyun eğme, doğayı harcama gibi konular değil; bunların yanında siyaset, savaşlar gibi konular da ele alınmış, bunlara da boyun eğilmemesi gerektiği, artık bunları bırakıp Dünya ve insanlar için bir umut arayışına gidilmesi ve bu yönde çalışmalar yapılması gerektiği öğütlenmiş. Evet, çok güzel bir mesaj, çok güzel bir öğüt. Mesaj her ne kadar çarpıcı olsa da, film çarpıcı değil. Size bu mesajı gayet açık bir dille anlattığında sizde büyük bir farkındalık yaratmıyor, o yüzden bu güzel mesajını güzel iletememiş bir film.
Daha iyi bir film olabilir miydi? Evet, olabilirdi. Ama filmi izleyen herkes sağlam bir hayal gücünün ürünü olduğunu anlayabilir. Bu hayal gücü, efektlerle de birleşince ortaya gerçekten güzel bir iş çıkmış.