En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Baris Ö.
Takipçi
74 değerlendirmeler
Takip Et!
0,5
29 Temmuz 2018 tarihinde eklendi
Gene klasik Amerikan propagandası gene klasik herkes kötü Amerikalılar iyi senaryosu ve bu sefer bonus olarak Türkiye ve İstanbul manzaralrı altında ufaktan kahraman conilerin Türkiye'de güya at koşturmalarını da izliyorsunuz. Baştan sona 3. sınıf bile diyemeyeceğim saçma sapan, bilindik, klişe ve tatsız tutsuz bir Amerikan saçmalığı daha. İsmine bakıp sakın aldanmayın ne senaryosu, ne oyunculukları, (ki içinde Michael Keaton,Taylor Kitsch ve Sanaa Lathan gibi oyuncular barındırmasına rağmen) ne de kurgusu bakımından beş para etmez bir yapım. O yüzden ilk 30 dakikadan sonra atlayarak izledim. Çünkü dayanılacak gibi değil. Zaten baş roldeki yapmacık ve zorlama adamımız yen yetme Dylan O'brien tek başına bir facia zaten. Siz siz olun bu filme ayıracağınız zamana gidin Pepe filan izleyin daha fazla kaliteye sahip bir yapım izlemiş olursunuz. Bu ve benzeri saçma sapan sahte Amerikan kahramanlıkları ile dünyadaki herkesten daha doğru ve dürüst olduklarını sanan bu Amerikalıların propaganda saçmalıklarına boşuna zaman harcamayın.Benim puanım 0.50 o 50 de başımızın gözümüzün sadakası olsun.
Dylan O'Brien, kendisini iyi bulduğum bir oyuncu. Her ne kadar bulunduğu filmler o kadar dört dörtlük olmasa da her performansına kendisini iyice adamayı başaran bir oyuncu, Maze Runner filmleri ve Teen Wolf dizisi gibi. Bu yüzden bu film hakkında ilgimi çeken şey, Dylan O'Brien'ın Michael Keaton gibi bir oyuncuyla birlikte başrolde olacak oluşuydu. Üstelik fragmanları hiç de fena değildi. Bu yüzden American Assassin filmini izlemeden önce içimde ufak da olsa bir beklenti vardı.
"Kız arkadaşına sahilde evlenme teklifi ettiği gün teröristler tarafından saldırıya uğrayan Mitch'in (Dylan O'Brien) sevgilisi öldürülür. Büyük bir depresyona giren Mitch, bunu yapan adamı öldürmek için intikam yemini eder ve büyük bir hırsla çalışmaya başlar. Bu sırada da CIA'nin radarına giren Mitch, gizli bir operasyona dahil olmak için Stan'in (Michael Keaton) başında olduğu bir ekibe katılır. Duygusal yükü ile yüzleşmeye çalışan Mitch, aynı zamanda da bu gizli görevleri tamamlamaya çalışır."
Dürüst olmam gerekirse, American Assassin'in ilk 45 dakikası oldukça ilgi çekiciydi. Bir intikam öyküsüne ilgi çekici bir giriş yapılmıştı ve genel anlamda yaratılan sert ve gerçekçi atmosferi etkileyici buldum. Üstelik Dylan O'Brien ve Michael Keaton'ın harika performansları, benim için filmi daha sürükleyici bir hale getirdi.
Ama ne olduysa ilk 45 dakikadan sonra oldu. Film bu ilgi çekici intikam öyküsünden sonra birdenbire tahmin edilebilir bir ajanlık filmine dönüştü. Ve daha sonra film her 15 dakikada daha az ilgi çekici bir hale geldi. Hikayeyi bundan önce rahatça takip edebiliyorken birdenbire ana karakterlerin bulunduğu durumları umursamadığımı ve aksiyon sahnelerini o kadar da etkileyici bulmadığımı fark ettim. Son 30 dakikada nelerin yaşandığını doğru dürüst hatırlamıyorum bile, yaşananlar o kadar sıradandı. Sadece filmin finalinde denizde yaşanan aksiyon sahnesinin ilk 45 dakikada hazırlanan tonla hiçbir alakası olmadığını hatırlıyorum, o kadar.
Bu noktada filmin rezalet olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında değil. American Assassin, gerçekten de iyi bir şekilde başlamasına rağmen bu iyi tempoyu sürdüremeyen bir yapım. Filmi bu son haliyle kesinlikle izleyebilirsiniz fakat bir süreden sonra konuya o kadar ilgi duymayabilirsiniz. Bazı aksiyon sahneleri fena değildi, üstelik film şiddet konusunda aldığı yaş sınırını gerçekten hak etmiş. O'Brien ve Keaton, benim için filmi izlenebilir yaptı. Eğer onlar olmasaydı, American Assassin'i zayıf bir aksiyon filmi olarak görecektim. Filmi izleyip izlememek tamamen size kalmış. Çıkan sonuç kötü değil fakat eğer ilgi çekici bir hikaye görmek ve takip etmesi kolay olan bir film izlemek istiyorsanız, American Assassin tam olarak size göre bir film değil.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Dylan O'Brien ve Michael Keaton.
+ Aksiyon sahnelerinin oldukça şiddetli oluşu.
+ İlk 45 dakika.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Filmin ilgi çekici tonunu ve karakterlerini birdenbire kaybetmesi.
- Bir süreden sonra karmaşık bir hal alan senaryo.
- Taylor Kitsch'in kötü adamını herhangi bir oyuncu oynayabilirdi.
Film çok klişe bir hikayeyi aktarıyor. İntikam almak isteyen bir genç, nükleer patlayıcı muhabbeti sıkmadı mı artık? Bu yönüyle eksi bir başlangıç oldu. Bunun dışında, Türkiye sahneleri çok yavan, platolar gerçeklikten uzak, araç plakaları bile Türk plakası değil, figüranlar çok sırıtıyor, Türkçe diyaloglar kulak kanatan bariz hatalar içeriyor, telaffuz hataları ve aksan sizi gerçekten bu filmden soğutacak. Sırf gişe yapsın diye American Assassin diye bir isim belirlemişler, Türkçe ismi de Suikastçi. Benim için hayal kırıklığı oldu.
Daha filmin basinda musluman teroristler olarak gosterilen kisilerden nefret ediyorsunuz. Teroristler yeni uye almadan once mirac ile ilgili soru soruyorlar. Amerikali kotuye "sen namaz kiliyor musun" diye soruldugunda yaptigi kotulukten icin "bu da benim namazim" diyor. Ben ne yazik ki para verip izledim.
Jandarma bile arapca konusuyor. Turkce bir kelime zor duydum. Istanbul da filim cekilmemis netbir sekilde ortada plaka orta dogu plakalari. Plato tam bir ırak suruye ortami. Bildiginiz propaganda yapiliyor. Ilk yarida filimden ciktik
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.