Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,2
530 Puanlama
Nuh: Büyük Tufan hakkında görüşlerin ?
5
5 Eleştiri
4
3 Eleştiri
3
12 Eleştiri
2
8 Eleştiri
1
16 Eleştiri
0
18 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
Film Bir çok açıdan güzeldi. Öncelikle Hz. Nuh un peygamber olması ve az çok hepimizin onun hayatıyla ilgili bildikleri olmasından dolayı merak ve ilgi çekiciydi. Beklediğimden daha az aksiyon içerse de sıkılmadım. Tabi İslama göre ters bir çok içerik vardı ancak bunu bir hollywood filmi olarak nitelendirmek gerek tarih ya da din filmi olarak değ bunun yanında dinimizle örtüşen noktalar da az değildi. Çocukların oyunculukları biraz basit kalmış ama nuh ve eşinin mükemmel performansıyla bu açık kapatılmış. Siz de benim gibi tarihi olayları içeren filmlerden hoşlanıyorsanız (gerçekle ilgisiz olaylar olsa da) tavsiye ederim.
Keske bizim ulkemizdede yasaklı olsaymıs..bir Müslüman Türk ulkesi olarak buna nasil izin veriyolar diye düşünmeden geçemiyorum..icinde her türlü sapiksi dusunceyi barındıran bir film.. icinde subliminal mesajlar yerlestirilmis evrim teorisine inaniş var ve en sonunda da Hz. Nuh u şarapçiya bir kesime hitap ettigi belli. Ama asıl sıkıntı Hz. Nuh ve gemisi hakkinda hicbir bilgisi olmayan insanlar arasinda bu saçma senaryoya inananacak olan kişilerin de olması..
Müslüman olarak değerlendirmeyin bi alakası yok çünkü.
Film bir adam selden ailesini kurtarmak için gemi yapıyor.
Filmde fazla illuminati var. Dünya ilk hali hayvanlarla daha güzel o yüzden insanlık yok edilmeli diyor filmde yapımcısı hayvanların kendinden serefli olduğunun fark etmiş herhalde. inanmayan insanda gemiye kaçak biniyor ayrıca. sahilde içki içip çırılçıplak yatıyor adam bune rezillik ona inanan bir kişi bile yok
batının inandığı hiç bir değer yok paradan başka bir kez daha gördük
Film bir adam selden ailesini kurtarmak için gemi yapıyor.
Filmde fazla illuminati var. Dünya ilk hali hayvanlarla daha güzel o yüzden insanlık yok edilmeli diyor filmde yapımcısı hayvanların kendinden serefli olduğunun fark etmiş herhalde. inanmayan insanda gemiye kaçak biniyor ayrıca. sahilde içki içip çırılçıplak yatıyor adam bune rezillik ona inanan bir kişi bile yok
batının inandığı hiç bir değer yok paradan başka bir kez daha gördük
Büyük bir hevesle oturduğum koltuktan 25dakika içinde yanlış bir seçim yaptığımı farkettim. Bir kere filmin 3D olmasına gerek yok, öyle bir sahne yok. Boşuna göz yorgunluğu. Filmin özeti yönetmen yüzüklerin efendisi filminden sonra ucuza 5 kişi ile ne yapsam demiş bu filmi çekmiş. Tek kelime ile yazık.
Filme başarılı diyebiliriz. Öncelikle filmdeki yan karakterler ve ana karakterler olmak üzere bu filmde olan herkesin oyunculuğu çok başarılıydı. Filmdeki görsel efektler de yaratıcı ve iyiydi. Bunu özellikle tufan sahnesi için söyleyebiliriz. Filmin neredeyse tamamında insanların dünyayı yok etmesine değinmiş ve bunu da iyi anlatmış. Filmin de bize anlatmak istediği konu da sevgi. Bu açılardan film çok başarılı ve sürükleyici. Filmde dram sahneleri başarılı, filmde geçen aksiyon sahneleri ise biraz seyirciyi etkilemek için yapılmış. Bu kadar abartılmasına gerek yoktu diyebiliriz. Yani film güzel, sürükleyici yalnız Nuh'un peygamberlik de yaşadıklarını daha ayrıntılı anlatabilirmiş film. 5 dakika içinde film direk konuya giriyor ve filmin gerisi de böyle sürüyor. Sonuç olarak Nuh'un peygamberlik yönünü pek ayrıntılı yansıtmaması eksiği dışında gayet iyi bir film. Tavsiye ederim. 4/5
Kesinlikle çok kötüydü.3d filmlerin arasında izlediğim en kötü çekimdi ı sahnelerde gözlüğü çıkarmak zorunda kaldı zaten kurgu ı bildiğimiz hikaye değşuna giden 2-3 saat.
Film bilindik şeyleri nasıl anlatabilirim kaygısıyla çekilmek zorunda kalınmış aronofsky durup bi düşünmüş neyi farklı yapabilirim neyi incil-tevrat çizgisinden ayırsam çok tepki almaz?Fakat o da biliyordur ki ayıracağı herşey başına bela olacaktır ve hunharca eleş seçim yaptı Aronofsky ve Nuh'u peygamberlik vasıflarından ayırdı.İyi de yaptı halde film içinde %100 öngörüye sahip bir insan çekilmezdi.
Film görsel açıdan tatmin edici,Emma watson hayranı olarak onu görmek ayrı bir zevk verdi zaten.
edit:tutucu fikirleriniz varsa zevk alamazsınız.
Film görsel açıdan tatmin edici,Emma watson hayranı olarak onu görmek ayrı bir zevk verdi zaten.
edit:tutucu fikirleriniz varsa zevk alamazsınız.
kesinlikle gitmeyin. boşa geçen zaman... Nuh peygamberle bir alakası yok sadece tufan gerçek ama tufandan kurtulanlar bile doğru değil ! gerçeklikle dinle alakası yok.
En beğendiğim yönetmenlerden biri olan Darren Aronofsky'nin tüm uzun metraj filmlerini izlemiş biri olarak en beğenmediğim filmi olduğunu söyleyebilirim.
Nuh Peygamber (Russel Crow), insanların doğru ve iyi olandan sapıklıklarını ve dünyayı yok edişlerini izlerken bir gece bir rüya görür. Tüm insanlığın yok olacağını ve iyileri korumak için bir gemi yapması gerektiğini anlar. Nuh Peygamber ve ailesi yaklaşmakta olan büyük tufan için hazırlık yapmaya başlar.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bildiğimiz Nuh Peygamberin çok; ama çok dışında biriyle karşılaşıyoruz. Zaten film içerisinde bir peygamber olarak da gösterilmiyor. Sıradan bir insan, onun ailesi ve masum yaşamlar için verdiği mücadeleyi görüyoruz.
Nuh Peygamberin uzun yıllar kavmine af dilemeleri için yalvarması ya da insanların ona inanmayıp yaptığı gemiyle alay etmeleri yerine, masum olanı kurtarma ve gemiyi ele geçirme üzerine kurulu bir senaryo çıkıyor karşımıza. Nuh Peygamber gemiyi yaparken kendine inananlar yardım ediyorken burada kendisine kaya melekler yardım ediyor. İnsanların kendisine inanmadığı için gemiye binmek gibi dertleri de yoktu; ama burada gemi için bir savaş görüyoruz. Oğlunun isyanı ve karısının ona inanmayıp gizli sırlarını kavmine anlatması yerine, tüm insanların kötü olduğuna inandığı için kendilerinin de ölmesi gerektiğine düşünen Nuh Peygambere bir isyan görülüyor.
Nuh Peygamberi bir peygamber olarak değil de daha çok insani yönü ile görüyoruz. Nuh, (Allah korkusundan çok ağlayan, inleyen, dua eden anlamına geliyor) ismine uygun bir peygamber olmaktan çok uzak. Nuh Peygamberin bazı mucizeleri ile filmde gösterilen bazı sahneler örtüşüyor. Nuh Peygamber susuz yerden su çıkarabilirdi, eliyle diktiği bir ağaç hemen meyve vermeye başlardı (her yerde ağaçların çıkması), kayaları toprağa dönüştürebilirdi (kaya melekler belki buradan ilhamdır).
Her dini inanışta farklı olarak yansıtılan bir tufan, Hristiyanlık ve Musevilik inanışında tüm dünyayı kapsıyorken İslamiyette sadece o bölgeyi kapsamaktadır. Kendi inancımız temelinden baktığımızda, Nuh Peygamberin bütün insanların yok olması gerektiği noktası uygun düşmüyor; çünkü bütün dünya değil sadece oradaki kavim yok oluyor. Kendi inancımız da 80 kişilik bir inanan grubunun gemide olduğu bilgisi verirken diğer inançlarda bu sayı 7 kişi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu tür filmlerin en temel sorun noktası şüphesiz ki inançların çarpışması ve herkesin kendi penceresinden olaya bakması. Film, Nuh: Büyük Tufan yerine başka bir isimle ve de bir peygamber hayatı yerine fantastik bir hikaye olarak yapılsaydı, muhakkak ki çok başarılı bir yapım olarak karşımıza çıkabilirdi. Hem İslam inancına hem de diğer inançlara ters olan yapımın başrolünde Russel Crow bulunuyor. Kendisine eşlik eden diğer isimler ise Jennifer Connelly (eşi), Emma Watson, Douglas Booth, Logan Lerman, Ray Winstone ve tabi ki Anthony Hopkins. Russel Crow'un oyunculuğundan sonra adından söz ettiren isim Emma Watson, özellikle de film sonundaki o ağlama sahnesiyle. Filmin yönetmen koltuğunda oturan isim ise Darren Aronofsky (kendisinin en beğendiğim filmi The Fountain).
Nuh: Büyük Tufan, ne görsellik, ne de konu akışı açışından yeterli olmaktan oldukça uzak, hayal yıkan bir yapım.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bildiğimiz Nuh Peygamberin çok; ama çok dışında biriyle karşılaşıyoruz. Zaten film içerisinde bir peygamber olarak da gösterilmiyor. Sıradan bir insan, onun ailesi ve masum yaşamlar için verdiği mücadeleyi görüyoruz.
Nuh Peygamberin uzun yıllar kavmine af dilemeleri için yalvarması ya da insanların ona inanmayıp yaptığı gemiyle alay etmeleri yerine, masum olanı kurtarma ve gemiyi ele geçirme üzerine kurulu bir senaryo çıkıyor karşımıza. Nuh Peygamber gemiyi yaparken kendine inananlar yardım ediyorken burada kendisine kaya melekler yardım ediyor. İnsanların kendisine inanmadığı için gemiye binmek gibi dertleri de yoktu; ama burada gemi için bir savaş görüyoruz. Oğlunun isyanı ve karısının ona inanmayıp gizli sırlarını kavmine anlatması yerine, tüm insanların kötü olduğuna inandığı için kendilerinin de ölmesi gerektiğine düşünen Nuh Peygambere bir isyan görülüyor.
Nuh Peygamberi bir peygamber olarak değil de daha çok insani yönü ile görüyoruz. Nuh, (Allah korkusundan çok ağlayan, inleyen, dua eden anlamına geliyor) ismine uygun bir peygamber olmaktan çok uzak. Nuh Peygamberin bazı mucizeleri ile filmde gösterilen bazı sahneler örtüşüyor. Nuh Peygamber susuz yerden su çıkarabilirdi, eliyle diktiği bir ağaç hemen meyve vermeye başlardı (her yerde ağaçların çıkması), kayaları toprağa dönüştürebilirdi (kaya melekler belki buradan ilhamdır).
Her dini inanışta farklı olarak yansıtılan bir tufan, Hristiyanlık ve Musevilik inanışında tüm dünyayı kapsıyorken İslamiyette sadece o bölgeyi kapsamaktadır. Kendi inancımız temelinden baktığımızda, Nuh Peygamberin bütün insanların yok olması gerektiği noktası uygun düşmüyor; çünkü bütün dünya değil sadece oradaki kavim yok oluyor. Kendi inancımız da 80 kişilik bir inanan grubunun gemide olduğu bilgisi verirken diğer inançlarda bu sayı 7 kişi olarak karşımıza çıkıyor.
Bu tür filmlerin en temel sorun noktası şüphesiz ki inançların çarpışması ve herkesin kendi penceresinden olaya bakması. Film, Nuh: Büyük Tufan yerine başka bir isimle ve de bir peygamber hayatı yerine fantastik bir hikaye olarak yapılsaydı, muhakkak ki çok başarılı bir yapım olarak karşımıza çıkabilirdi. Hem İslam inancına hem de diğer inançlara ters olan yapımın başrolünde Russel Crow bulunuyor. Kendisine eşlik eden diğer isimler ise Jennifer Connelly (eşi), Emma Watson, Douglas Booth, Logan Lerman, Ray Winstone ve tabi ki Anthony Hopkins. Russel Crow'un oyunculuğundan sonra adından söz ettiren isim Emma Watson, özellikle de film sonundaki o ağlama sahnesiyle. Filmin yönetmen koltuğunda oturan isim ise Darren Aronofsky (kendisinin en beğendiğim filmi The Fountain).
Nuh: Büyük Tufan, ne görsellik, ne de konu akışı açışından yeterli olmaktan oldukça uzak, hayal yıkan bir yapım.
Nuh'un Gemi yapımı, Dünyadaki tüm tür canlıları doldurduğu ve Dünyanın sular altında kaldığı gerçeği dışında gerisi safsata.
Hani Nuh peygamberin eşi için Nuh dedi de peygamber demedi derler. Bu filmde İslami hatta israiliyat kaynaklı bir referans bulmak bile güç. Tufan dışında herşeyiyle Hollywoodun size sunduğu bir hikaye. Afallamamak için "ben içmeyeyim de kim içsin" modun da bir peygamber algısına açık olarak filme gitmelisiniz. İslam temel inancına göre bir çok kavimin başına benzer felaketler gelmiştir (Nuh Kavmi, Âd', Semûd, İbrahim Kavimleri ve Medyen Ashabı gibi) ama öncesinde bir uyarıcı, hatırlatıcı olarak peygamberler gönderilmiş.
İnsan ister istemez bu tarz bir filmi teolojik bir bakış acısıyla irdeliyor ve filmin bazı sahnelerinde Peygamber olmakta çok zor iş be diyorsun. Carmağa gerilmeye çalışılan, hapislerde, sürgünlerde yada bir mancınığın ucunda ateşe atılmak bir tarafa sadakat sınavında kendi evladını elinde bıçakla kurban etmeye hazır olmak.
İnsan ister istemez bu tarz bir filmi teolojik bir bakış acısıyla irdeliyor ve filmin bazı sahnelerinde Peygamber olmakta çok zor iş be diyorsun. Carmağa gerilmeye çalışılan, hapislerde, sürgünlerde yada bir mancınığın ucunda ateşe atılmak bir tarafa sadakat sınavında kendi evladını elinde bıçakla kurban etmeye hazır olmak.
(...) Yönetmen Darren Aronofsky ile senarist Ari Handel'in ihanetine uğrayan film, özünde son derece hoş mesajlar veriyor. Ancak bunu seyirciye aktarma konusunda ciddi sorunlar yaşıyor. Konu Hz. Nuh olunca birtakım Hollywood yorumları fazla sırıtıyor. Görsel şölen kıvamındaki görüntüleri ve özel efektlerinin yanında müziklerle bazı oyuncuların performansları filmin tek tük artıları arasında yer alıyor. Dincileri kızdırırken aksiyon yüklü fragmanına aldanan seyircileri de sıkıntıdan patlatıyor.
Öncelikle filmin Hz Nuh ile bir alakasi yok. Detaylarina gidersek eğer Bir peygamberin vazifesi irşat ve tebigdir. İnsanlardan kaçan bir peygamber olamaz. Film bu şekilde saçma sapan şeylerle dolu. Film 3D olmasına rağmen fazla bir görselliğe sahip değildi. Dahasida filmde Allah Hz Nuh'a çocukları bebekleri öldürmesini vahyediyorki Acikca bir sapkinliktir bu. Dahasida Hz nuh şarap içiyor ayyaş dolasiyr bu da çok saçma. Dahasi Hz Nuhun karisi ve kenan adındaki oğlu gemiye bilmeyerek helak olmuşlardır filmde ise Hz nuh kari ve cocuklariyla mutlu bir şekilde son buluyor. Basili film bitsede ciksak diye bekledigim ender sikildigim saçma bir film. Paranizi boşa harcamyin.
spoiler:
arkadaş lar film tamamıyla yanlış hatalarla dolu ve islama hiç uygun olmaya hadisler ve abartılarla dolu müslüman kardfeşler kurandaki nuh tufanı ile hiçbir ilişkisi yok izlemeyin paranıza yazık
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler