Ortalama puan
4,5
686 Puanlama
Bir Zamanlar Amerika’da hakkında görüşlerin ?
3,5
4 Nisan 2008 tarihinde eklendi
bu film eğer uzun olmasaydı daha çok tutulacağı kesindi üstelik bu filmin türkiyede 2 saat 30 dakikalığını vermiş ülke televizyonları düşünün artık bide 3 saat 40 dakika verdiklerini :) bence uzun olması benim için büyük bi dezavantaj hatta çoğu insan içinde öyle onun için 9 ya da 10 yıldızlık bu başyapıta 7 yıldız verdim çünkü bi yerden sonra sıkmaya başlıyor...
5,0
25 Şubat 2005 tarihinde eklendi
filmin uzunluğu 229 dakia..burada yanlış yazılmış o önemli değil ama filmi için fazla eleştirilebilecek bir yönünü bulamıyorum...şimdilerdede 200 dakikalık filmlerr oluyo..ama bir sürü bilgisayar efektiyle zar zor döndürüyolar..bu arada bende hasta derecede robert de niro fanıyım...ama tabii ki her zaman objektif bakıyorum konuya..eğer iyiyseiyi,kötüyse kötü...ama zaten son bir kaç sene dışında de niro'nun hangi filmi kötü demeyelimde hangi filminde kötü oynamış ki...helal olsun walla...daha genç olduğu sahnelerdeki oyunculuğunada yaşlılıktaki o ağır halleri vede kendine has mimiklerine bir kere daha hayran kaldım...ama tabii ki film sadece robert de niro'dan ibaret değil...james wood vede yan karakterlerde oynayan oyuncular ile birlikte bu filmde jennifer connely mükemmel...ama tabii ki o mekan seçimleri vede yönetmenliğini konuşturan kim olabilir sergio leone vede mükemmel müzikler..daha ne olsun...bence kim ne derse desin...sinema tarihinin en iyi filmlerinden birisi..belkide şaheser...
4,0
13 Kasım 2006 tarihinde eklendi
Film çok güzeldi uzun olduğu doğru ama asla sıkmıyor zaten filmi izlemeniz için yeterli bir sebep var Robert De Niro eski bir film olmasına rağmen aklımda hala gayet güzel bir filmdi tavsiyemdir...
3,0
13 Mayıs 2011 tarihinde eklendi
Yönetmenin anlatımı iyi ama bu tür filmlerden hoşlanmadığım için etkilenmedim.. uzun süresinden dolayı da zaman zaman sıkıldım.. robert de niro yine çok sempatik ve başarılı.. film müzikleri hoş.. sevdiğim tür olmadığı için çok fazla eleştirmeye gerek yok.. ortalama bir film bence.. 6/10
4,5
13 Ocak 2011 tarihinde eklendi
filmdeki işleniş ve kurgu o kadar iyiydiki sanki anlatılmak istenen o zamanı ve olayları yaşıyorsunuz.işte budur dedirtedek bi polisiye 10/9
4,5
7 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
Belki de tarihin en iyi westernlerini yapmış olan ve ?western ustası? olarak tanınan Sergio Leone'den hayatları anlatan yarı epik bir klasik. Çekimleri yaklaşık 10 yıl süren filmi Harry Grey'in ?Hoods? adlı kitabından 6 kişi senaryolaştırmış. Böyle uzun ve itinalı bir çalışmanın eseri olan filmin oyuncu kadrosu da oldukça geniş. Özellikle karakterlerin çocukluklarını oynayan oyuncular, büyüklerini oynayan yıldızlar kadar başarılı.Hep bilinmeyen zamanda bilinmeyen insanları anlatan Leone, bu sefer daha bilinen bir zamanda, modern bir kentin analizini yapıyor. Amerika'nın medeniyetin eşiği gibi gözükmesine rağmen hala o western filmlerindeki gibi bir yer olduğunu vurguluyor, Leone. Belki zaman değişiyor ama; alışkanlıklar değişmiyor. Polislerin görevlerini tam anlamıyla yapmadığı, dolandırıcılığın, hırsızlığın kol gezdiği, kimsenin kimseye güvenmediği tekinsiz bir dünyada geçiyor film. Bu özellikleri bakımından bir film-noir(kara film) de diyebiliriz ?Bir Zamanlar Amerika'da? için. Film, yukarıda da belirttiğim gibi küçüklükten beri arkadaş olan ve ufak bir suç grubu oluşturarak, işlerini büyüten birkaç arkadaşın küçük yaştan neredeyse öleceği yaşa kadar olan hayatını anlatıyor. Filmin yaklaşık 4 saate varan süresini bu yüzden fazla diyemeyiz. Koskoca hayatları 4 saate sığdırmak kolay iş değil doğrusu. Ayrıca filmde gereksiz, çıkartılması gereken hiçbir sahne yok. Her şey yerli yerinde kullanılmış. Filmin yıllarca uğraşılmış senaryosu ve kurgusu gediksiz bir şekilde işliyor ve izleyenleri 4 saate yakın olan süresine rağmen 1 saniyesinde bile sıkmıyor. Filmde, zaman zaman ?The Godfather? esintisi alsak da anlatımı ve hikayesi oldukça farklı sadece esintisini alıyoruz. Bu filmle karşılaştırılmasına da son derece karşıyım. Neyse geçelim bu ufak ayrıntıyı. Usta yönetmen Sergio Leone bu son filminde yönetmenliğini zirveye ulaştırmış. Yakaladığı karakterin psikolojisine uyumlu planlar, akıcı kurgusal anlatım, bire bir diyaloglardaki kamera açıları, sahne-müzik uyumu gibi bir sürü detay büyük bir beceriyle sunuyor. Müzik demişken Leone denilince akla gelen müzisyen Ennio Morricone'yi de ayrıca kutlamak lazım. Harika parçalar ve Leone'nin yapıştırdığı sahnelerle izleyenleri kendinden geçirmiş. Uzun yıllar unutulmayacak bestelere imza atmış. Filmin sanat ve görüntü yönetimi de bir harika. Kullanılan dekorlar, döneme ait oluşturulan atmosfer bizleri ekrana daha da bağlıyor. Böyle her şeyi mükemmel olan filmin oyunculukları da mükemmel. Noodles karakterini canlandıran Robert De Niro, özellikle film boyunca attığı altında birçok anlam yatan bakışları ve tecavüz sahnesinden sonraki haliyle üst düzey bir performans sergiliyor. Diğer yandan bir bakıma De Niro'dan bile iyi diyebileceğimiz bir oyunculuk sergilemiş olan James Woods tüm dikkatleri üzerine toplamayı başarıyor. Diğer oyuncuların performansları da film gibi üst düzeyde. Küçük Jennifer Connelly'yi görmek bizlere mutlu etse de Joe Pesci'nin filmde az yer alan bir karakteri canlandırması üzüntü verici.Leone, aramızdan ayrılmadan önce tarihin en iyi 50 filmi arasında yer alacak nitelikte işte böyle bir film yapmış. Bu yönetmenliği, filmi, müzikleri, senaryoyu ve oyuncuları görmezden gelen ödül törenlerinin yanı sıra biz sinema severler bu filmi görmezden gelmeyelim. Aşk, ihanet, hırs, vefa, dostluk kısacası hayatın kendisi ?Once Upon Time in the America?. Her izleyenin kendisinden bir şeyler bulacağı ve dersler çıkaracağı bir klasik.- Senden tüm hayatını çaldım. Senin yerinde yaşıyordum. Her şeyini aldım. Paranı aldım. Kadınını aldım. Senin için geriye kalan otuz beş yaş sürecek acı oldu. Neden ateş etmiyorsun? - İnsanları öldürdüğüm doğru Bay Bailey. Bazen kendimi savunmak bazen de para için. Ama sizinkine dokunmazdık Bay Bailey. - Sen intikamını böyle mi alıyorsun?- Hayır. Sadece olayları böyle görüyorum.- Bir dostun sana ihanet ederse, karşılık verirsin. Yap hadi. - Anlayacağınız sayın bakan benim de bir hikayem var. Sizinkinden biraz daha basit. Uzun yıllar önce bir dostum vardı. Yakın bir dost. Hayatını kurtarmak için polise ihbar ettim. Ama o öldürüldü. Böyle olmasını o istemişti. Harika bir arkadaşlıktı. Hem onun için hem de benim için kötü oldu. İyi geceler Bay Bailey. Umarım soruşturmadan bir sonuç çıkmaz. Bir ömürlük çabanın boşa gittiğini görmek acı olur.
5,0
26 Mayıs 2011 tarihinde eklendi
Sergio Leone ustanın her sahnesiyle sinema dersi verdiği muhteşem klasik.Geçtiği dönemlerin mükemmel atmosferi,ustalıklı oyunculukları ve olağanüstü kurgusu,Ennio Morricone imzalı gelmiş geçmiş en hüzünlü vurucu müzikler.Favori sahnem ufaklık Dominicin vurulup öldüğü sahne.Sinema tarihinde böyle hazin,etkiliyeci ve acıklı bir sahne daha yok eminim.10/10
4,5
13 Temmuz 2004 tarihinde eklendi
Güzel bir film. Yapı itibariyle herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Baba’yla kıyaslamamak lazım.. Robert De Nironun yeri ayrı.. Marlon Brando’nun ayrı.. Sonuç olarak izleyin, beğeniceksiniz...
4,0
16 Ocak 2011 tarihinde eklendi
Gangsterler,,içki yasağı,ihanetler,arkadaşlık,koca bir dönem...

Suç filmlerinde en çok işlenen konular..Ancak bu filmde hepsinden iyi işlenmiş,özellikle arkadaşlık.Yani bence the godfather ve goodfellas tan çok daha iyi bir film.
Ve yönetmeninden zaten kötü bir film beklemem.Hele hele bu filmde üstün bir yönetmenlik hakim,bunu anlamak için öyle çok film izlemeye falanda gerek yok..
Beni en çok etkileyen sahneler çocukluk sahneleri..Muhteşemdi.

Süresi bir filme göre epey uzun,bu nedenle tekrar tekrar izlemek zorlaşıyor,ama bence bu filme zaman ayırılmalı.
8/10
4,5
15 Nisan 2004 tarihinde eklendi
TANIMLAMADA DA BELİRTİLDİÐİ GİBİ BİR BAŞYAPIT VE DE AMERİKA`YI EN İYİ ANLATAN FİLMLERDEN BİRİSİ.TABLO GİBİ SAHNELER,ETKİLEYİCİ MÜZİK,MÜTHİŞ OYUNCULUK VE HER AYRINTISIYLA YENİDEN YARATILAN 20-30 VE 60`LI YILLAR.BİR MAFYA FİLMİ OLARAK O DÖNEMİ GÜZEL YANSITMIŞ AMA ASLA 'BABA SERİSİ`NİN' YANINA YAKLAŞAMAZ.BABA SERİSİ, MAFYA DÜNYASININ İÇİNE DALARKEN BU FİLM DAHA ÇOK BİR İNSANIN HAYATININ DÖNÜM NOKTALARINI VE ONUN GEÇMİŞLE HESAPLAŞMASINI ANLATIYOR.SİNEMALARDA 139 dk. OLARAK GÖSTERİLEN BU FİLMİN DVD`Sİ 219 dk YANİ CANNES FİLM FESTİVALİNDE GÖSTERİLEN 250 dk.`LIK VERSİYONA ÇOK YAKIN.ORJİNAL VERSİYON ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA 4 DİSK OLARAK ABD`DE PİYASAYA ÇIKACAK.ÜLKEMİZE DE GELİR Mİ BİLMEM.YER YER GEREKSİZ VE UZUN TECAVÜZ SAHNELERİ İNSANI RAHATSIZ ETSE DE FİLMİN UZUNLUÐU GENEL OLARAK İNSANI ÇOK ZORLAMIYOR.LEONE`NİN SON FİLMİYLE BİR SİNEMA DERSİNE TANIK OLMAK İÇİN 'Once Upon a Time in America' FİLMİNİ MUTLAKA SEYREDİN VE SEYRETTİRİN...
4,0
8 Ekim 2006 tarihinde eklendi
Film başlı başına bir tarih filmi taşıyan kesinlikle robert de niro değil sergio leone iyi bir yönetmenin şaheseri kanımca...İzlenmesi gereken 10 filmden irisi!(o 10 film lafın gelişiydi):)
4,0
25 Ekim 2023 tarihinde eklendi
Filmin müziği zaten insanı buhrana sürüklüyor...filmin kalitesi belli her sinemasever izlemeli.....süresi çok uzun olduğu için sıkılma ihtimalide kişiye göre değişir....
5,0
19 Haziran 2016 tarihinde eklendi
Bu film için ne söylense az. Bir film nasıl olmalı sorusuna, Sergio Leone noktayı koymuş. Gerçek anlamda bir sanat eseri. Ben sinema severim diyen herkesin mutlaka en az bir kere izlemesi gereken bir şaheser. İyi Kötü Çirkin efsanesinden sonra en iyi ikinci Sergio Leone filmi olarak benim zihnime kazınmıştır.

Filmin süresi bakımından bakarsanız iki film süresi kadar ama içeriğini ele alırsanız belki 5,6 filmde işlenebilecek konunun hepsi bu filmde var. Bu film hatta zamanında eleştirmenler tarafından o yılın en kötü filmi seçilmiş. Neden mi ? Çünkü adamlar filmin 2 saatlik kısa bir versiyonunu izlemişler ve haliyle tabi hiçbir şey anlamamışlar. Daha sonra ayn eleştirmenler film 4 saat'e yakın gerçek versiyonunu izledikten sonra 80 lerin en iyi filmi demişler bu filme. Dediğim gibi bir sanat eseri. Ama her saniyesi değerli bir sanat eseri. Nakış gibi işlenmiş bir eser.

Buradan sonrası spoiler içerebilir...

Filmi tek sefer de bitirmiş olanlar olabilir. Ben bölerek izledim. Benim gibi izleyenler belki bazı şeyleri unutmuş ve tam kavrayamamış olabilirler. Bu bakımdan bitirdikten sonra tekrar en başını açıp ilk 15 dakikalık bölümü bir defa daha izlemelerini tavsiye ederim. Olayları daha iyi kavrama ve bağdaştırma açısından. Çünkü bildiğiniz gibi film, düz bir şekilde ilerlemiyor. 3 farklı zamanı karışık ve iç içe geçmiş şekilde anlatıyor. Hem dostluğu, hem ihaneti, hem aşkı, hem vefakarlığı bir arda işlemiş bir film. Her türlü duyguyu size yaşatıyor. Üzülüyor, seviniyor, şaşırıyor, sinirleniyorsunuz. Bazen kızıyorsunuz. Onlara dostuna bu yapılır mı be diyorsunuz. Acıyorsunuz, daha çok gençken sönen hayatlara üzülüyorsunuz. Seviniyorsunuz, mutlu oluyorsunuz onlar gülünce, eğlenince. O denizde ilk işlerini başarıyla tamamladıklarında, bankaya gidip paraları kasaya koyduklarında.

Ben en çok çocukluk zamanında geçen bölümleri beğendim. O saf arkadaşlık ve kardeşlik duygusu, gençliğin verdiği heyecan ve bazı saçmalıklar, o küçük çete ve onların şapşallıkları çok hoşuma gitti. Bir de bazı şeyler gençken güzel oluyor. Yaşlanınca bir kıymeti kalmıyor. Yaşlanınca bazı şeylerin anlamı kalmıyor. Ve işler artık eskisi gibi kolay olmuyor. Ve o saf yüreklerin yerini hırs duygusu, istekler, arzular alıyor. Filmde aynı zamanda boşa geçmiş bir ömrü anlatıyor. Önce bir arkadaşı uğruna kendini feda ediyor. Daha sonra ise arkadaşı tarafından ihanete uğruyor. Çok kolay değil bu filmi sindirebilmek. İzlerken bazen hiç bitmese diyorsunuz. Aslında başlarda biraz sıkılmıştım ama film bittikten sonra anladım ki filmin en önemli kısımları başlarda anlatılıyormuş.

Daha oyuncu performanslarına değinmedim bile. Ama onlardan önce bir konu daha var ki, müzikler. Efsane yönetmen ve efsane müzik adamı, Ennio Morricone bir daha bir araya gelmişler ve yine çok dokunaklı ve kulaklardan gitmeyecek müzikler, tınılar oluşmuş. Hala daha zihnimde dönüyor müziği. Dram yönünden insanı derinden etkileyen bir yapısı var aynı zamanda müziğin.

Robert De Niro için ne söylenebilir ki olağanüstü bir performans. Hepsi öyle aslında. Bütün performanslar çok çok iyi. Hayattan bir kesit gibi adeta. Çocuk oyuncusundan, figüranına kadar. Ben Joe Pesci ismini duyunca daha fazla süre alır diye düşünmüştüm. O da sevdiğim oyunculardandır. Ama o pek rol almamış.

Filme alakalı farklı bir yorum; Film Robet De Niro nun bir afyon batakhanesinde afyon çekmesiyle başlar ve hikaye anlatılır, tüm senaryo zamanın içinde gidiş gelişler üzerine kurulmuştur, zira bu yüzden montaj sırasında kısaltılması filme çok zarar vermiştir. Filmin bitiş sekansı Robert De Niro'nun bir yere uzanması ve pis pis sırıtmasıdır. İlk gösterimden çıkan bir seyirci sinemanın karşısında çıkanları izleyen Sergio Leone'yi tanır ve yanına giderek tebrik eder, hemen peşi sıra bir soru sormak istediğini söyler ve Robert De Niro'nun sonunda öyle pis pis sırıtmasının anlamanı sorar. Yönetmen gülümser ve filmin başlangıç sekansını hatırlatır sözünü bitirmeden izleyici onu susturur ve sorusunu geri alır, zira bütün hikayenin afyon çeken bir adamın kabusundan ibaret olmasından korkmuştur. Gerçekten öyle midir? Kim bilebilir ki..! İyi seyirler... 9.1/10
2,5
27 Nisan 2008 tarihinde eklendi
film çok uzun 160 dakika koltukta uyuşmak isteyenler için ideal, bazen çok durağan can sıkıcı ama de niro ya laf yok tabiki. filmin başında o sürekli çalan telefon sesi kulak tırmalasada izleyin bence.
4,0
13 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
Noodles gözü parada olmayan, yetinmesini bilen aç gözlü bir karakteri canlandırmasına rağmen dostu Max ise tam tersi aç gözlü, hep daha fazlasını isteyen, gözü yükseklerde olan birini canlandırıyor.Noodles dostu Maxe, geçmişte kendisine attığı kazıklardan dolayı hiçbir kötülük yapmıyor ve Maxe : - Umarım hakkınızdaki soruşturmadan bir şey çıkmaz. Uğruna bir hayat harcanmış bunca şeye yazık olur sonra diyerek adeta bir insanlık dersi veriyor. Filmden çıkardığım sonuç : Kendini bileceksin. Elindekiyle yetineceksin. Aç gözlü olup hep daha fazlasını istersen, insanlara kazık atmaya çalışırsan, su testisi su yolunda kırılır misali bir gün mutlaka yok olur gidersin ...Genel olarak değerlendirdiğimde; oyunculuk, mekan, dekorasyon, kostüm bakımından çok güzel buldum.Filmin müzikleri zaten tartışmasız çok güzel ... 20li 30lu Amerika yılları ve insan ilişkileri iyi yansıtılmış ...
Daha Fazlasını Göster