Felekten Bir Gece ve Nedimeler karışımı bir komedi...
Yazar: Ayşegül KesirliSon yıllarda sayıları giderek çoğalan düğün temalı filmler, Amerikan film endüstrisinde resmen apayrı bir kategori oluşturmak üzereler. "Felekten Bir Gece (The Hangover)" serisi ve "Nedimeler (Bridesmaids)" gibi filmlerle ön plana çıkan romantik komedinin bu alt türünün, zaman içinde kendi formülünü ve konvansiyonlarını yarattığını bile söyleyebiliriz.
Yakın bir arkadaşın düğününden kısa bir süre önce açılan düğün temalı filmlerde öncelikle, düğünde nedimelik ya da sağdıçlık görevini üstlenecek bekar kadın veya erkeklerin evde kalmışlığına kısa bir vurgu yapılıyor. Gönül ilişkilerinde mutluluğu bir türlü bulamayan bu karakterler, evlilik anını ulaşılması gereken nihai sonuç olarak sunan romantik komedi türünün bir alameti farikası olarak filmin baş karakterleri konumuna yerleşiyorlar. Filmlerin gelişme bölümüne gelindiğinde -ki bu çoğunlukla düğünden bir gece önceye denk düşüyor- bekar karakterlerin haylazlıklarından doğan türlü aksilikler evlilik anına dek izleyenleri bir yandan güldürüp, bir yandan da diken üstünde oturtuyor. Her şeyin sonuca bağlandığı düğün töreni ise tüm olayların çözüme kavuştuğu dakika olmakla kalmayıp, gönül ilişkileri yolunda gitmeyen bekarların da kendilerine birer eş adayı bulduklarının kanıtı olarak izleyenlere sunuluyor.
Leslye Headland'in kendi imzasını taşıyan tiyatro oyunundan beyazperdeye taşıdığı "Bekarlığa Veda (Bachelorette)," ilk dakikalarında yukarıda detaylandırdığımız formüle alternatif bir anlatım tutturacakmış gibi bir izlenim yaratıyor. Uyuşturucu kullanan, cinselliğini özgürce yaşamaktan çekinmeyen ya da yaptığı en ufak iyiliği bile insanların gözüne sokmaktan kendisini alıkoyamayan yer yer ‘itici' karakter tiplemeleriyle film, romantik komedi türünün muhafazakar kalıplarını zorlayacağını hissettiriyor. Bununla birlikte gerçekleşecek düğünün etine dolgun baş kahramanı Becky'nin, nedimelerinin de özellikle vurguladıkları üzere Dale gibi beyaz atlı bir prensle evlenmesi, romantik komedi konvensiyonlarına başlı başına aykırı bir durum aslında.
Bekarlığa Veda, gelişme bölümüne kadar bu aykırı ses tonunu korumayı başarıyor. Ancak düğün gecesine gelindiği anda ne yazık ki film, "Felekten Bir Gece" ve "Nedimeler" karışımı bir yöne saparak öznelliğini kaybediyor. Bu noktadan sonra hikayenin odağını Regan, Gena ve Katie'nin hayatlarından çok düğünü ‘mahvedebilecek' aksiliklere çevirmesi tüm gidişatın alışıldık bir koşuşturmaya dönüşmesine neden oluyor. Film, bütün bu endişeli koşuşturma örgüsü içerisinde bu üç sıra dışı kadının başlarından geçenleri ve duygusal vaziyetlerini de gözler önüne sermeye çalışıyor elinden geldiğince. Fakat bu çabaları karakterleri derinleştirmek ve sahici birer insana dönüştürmek yerine yüzeysel birer "Sex and the City (Sex and the City - The Movie)" kadınına çevirmekten öteye de gidemiyor ne yazık ki.
Oysa yönetmen Leslye Headland'in elinde hem düğün filmi kategorisinin içinden konuşup, hem de bu kategoriye alternatif bir ses oluşturacak yeterli malzeme mevcut. Headland'in en büyük şansı ise Kirsten Dunst, Rebel Wilson ve Lizzy Caplan gibi üç yetenekli oyuncuyu bir araya getirmiş olması. Katie rolünde harikalar yaratan Isla Fisher başta olmak üzere her üç oyuncu da canlandırdıkları karakterleri bir nebze daha derinleştirip, sahicileştirmek için filmin yönetmenine bulunmaz fırsatlar sunuyorlar. Ne var ki "Bekarlığa Veda, bu fırsatı asgari düzeyde değerlendirmekle kalıyor sadece.
Öte yandan, bütün bu eleştirileri yaparken filmin özellikle gelişme süreciyle birlikte "Felekten Bir Gece" ve "Nedimeler" ile aynı yöne sapmasında yapımcıların parmağının olduğunu da düşünmemek elde değil aslında. Ben her ne kadar kişisel olarak filme Woody Allen'ın Maç Sayısı (Match Point) ya da Cassandra'nın Rüyası (Cassandra's Dream)'nda yaptığına benzer şok edici bir son yakıştırsam da Hollywood'un gösterim ve reyting kriterlerinin bir eserin gelişim sürecinde ne kadar etkili olduğunu es geçmemek gerek belki de.
Dolayısıyla "Bekarlığa Veda," elinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışan ancak yer yer ana akımdan uzaklaşmamak adına elindeki malzemeyi yeterince kullanamayan bir çalışma. Yine de filmin tüm bu aksaklıklara rağmen başından sonuna dek sıkılmadan izlenebilecek keyifli bir sinema deneyimi vaat ettiğini de eklemekte fayda var. Uzun lafın kısası "Bekarlığa Veda," üzerinde fazla düşünmeden izlenip, eğlenceli vakit geçirmek için ideal bir film; ancak eğer hikayenin en başında benim gibi alışıldıktan fazlasını beklemeye başlarsanız düş kırıklığına uğramanız kaçınılmaz.