Hesabım
    Hudutların Kanunu
    Ortalama puan
    3,1
    4 Puanlama
    Hudutların Kanunu hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.050 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    6 Temmuz 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Yılmaz Güney'in kendi özgün öyküsünden yola çıkarak kaleme alan Yeni Türk Sineması Dalgasının önemli isimlerinden Lütfi Ö. Akad'ın yönetmen koltuğunda da oturmakta olduğu “Hudutların Kanunu”; 12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştiren faşist Kenan Evren cuntasını, bulabildikleri tüm kopyalarını imhaya yöneltecek kadar kızdıran bir drama olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 1967 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Yılmaz Güney'e "En İyi Erkek Oyuncu" Ödülünü de kazandırmış olan; bu Yeşilçam klasiğine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Kasaba meydanındaki dükkanının önündeki köşeye çökerek oturmuş bir vaziyet de çayını yudumlamakta olan Ali Cello'nun (Erol Taş) ziyaretine, Urfa'nın sıcak ve güneşinde celeblik yapmaktan bunalmış olan Hasan Derviş (Osman Alyanak) çıkıp gelir...

    Zira ona...

    Deliviran köyünden Hıdır'ın ağasının, girdiği silahlı çatışmada...

    Kendisi hayatını kaybederken, hudut teftişinden dönmekte olan mevcut jandarma üsteğmeni Sabri'yi vurarak yaralamasının haberini vermek için bizzat kendisi çağırtmıştır...

    ***

    Bu olay üzerine...

    Bölgedeki jandarma karakoluna, komutan olarak Üsteğmen Zeki Ergün (Atilla Ergün) atanmıştır...

    ***

    Karakola varır varmaz da Üsteğmen...

    Geldiği askeri araçla...

    Yanına aldığı karakol Astsubayı (İhsan Bayraktar) ile birlikte Deliviran köyüne doğru yola koyulur...

    ***

    Köy meydanına tek başına giren Zeki Üsteğmen, muhtar ile köy ahalisini; "Bu iş böyle devam ederse, köyü başka bir yere nakledeceğiz..." diye uyararak oradan uzaklaşırken...

    Yanından geçtiği Hıdır'a da (Yılmaz Güney), baş sağlığında bulunmayı da ihmal etmez...

    ***

    Yeri gelmişken...

    Hıdır ile işbirliği içindeki köylüleri Abuzer (Aydemir Akbaş), İsmail (Sırrı Elitaş), Bekir (Tuncel Kurtiz) ve Ahmet'in (Danyal Topatan)...

    Sınırdaki mayınları, mayın eşeği kullanmak suretiyle patlatıp; yörenin zengin ağalarına ait olan canlı davarları, birim ücreti karşılığında sınırın öte tarafına geçirdiklerini de belirtmiş olalım...

    Yani onlar geçimlerini...

    Bu işten kazanan, "Amerikan westernlerindeki kovboyları" anımsatan hayvan kaçakçılarıdırlar...

    Bir tek ellerinde, kementler mevcut değildir...

    ***

    Derken...

    Onların işini zorlaştırmayı...

    Ve...

    Hatta mümkünse...

    Tamamen engellemeyi kendine görev edinecek olan Üsteğmen Zeki, karakol Astsubayı tarafından...

    Ayşe öğretmen (Pervin Par) ile kendisinden önceki Üsteğmen Sabri'nin de ikamet ettikleri, Hayri Bey'in sahibi olduğu eve yerleştirilir...

    ***

    Elbette...

    Üsteğmen Zeki'nin uğraşacağı insanlar sadece hayvan kaçakçılarıyla sınırlı değildir...

    Ne olursa olsun...

    Her türlü emtianın, Suriye hududundan kanunsuz olarak giriş çıkışının da önüne geçilecektir...

    ***

    Neyse...

    Hıdır ve ekibinin karşıya geçirdiği son parti malın ödemesini Ali Cello yaparken...

    Kendisine yeğenim diye hitap eden Hasan Derviş'de; kendisine ait olan üç bin davarı geçirmesi için, adeta yalvarmaktadır...

    Yoksa zarar etmesi kaçınılmazdır...

    ***

    İşte bu genel çerçeve içerisinde...

    Zeki Üsteğmen ile kaçakçıların yolları sıklıkla kesişecektir...

    ***

    Filmin hikayesine ilişkin anlatımımıza son noktayı koymadan...

    Üç önemli hususa birden de işaret edelim istiyoruz...

    Bunlardan...


    İlki...

    Ayşe öğretmenin, Hıdır'ın köyü Deliviran'da açılacak okula tayin edileceğini...

    Ancak köylülerin...

    Devletin gözü kulağı olacak birinin, köylerinde bulunmasını kabul etmedikleri için buna itiraz ettikleri...


    Ki..

    Bu itiraz...

    Üsteğmen'in Hıdır'a...

    “Olmayan başka bir iş daha var: Okul açmaya teşebbüse geçmişler, direnmişsiniz...

    Böyle daha mı iyi?

    (Hikmet Olgun'un canlandırdığı Hıdır'ın oğlu) Yusuf ne olacak peki, Yusuf?

    Senin gibi mi olacak? Bana bak, Hıdır...

    Bu okul açılmalı, bütün çocukları kurtarmalı... Benim bildiğim, erkeklik budur; yoksa her şeyi göze alıp davarı geçirmek değil... Erkeklik insanın kafasının içindekini yenmektir... Zor olan budur...

    Söyleyeceğim bu kadar” dedirtmesine de sebep olurken...


    İkincisi,

    Hıdır ile Ali Cello'nun, birbirlerinden hazzetmeyen rakip kaçakçılar oldukları...


    Sonuncusu ise,

    Zeki Üsteğmen'in Hıdır'ı, kaçakçılık yerine Duran Ağa'nın (Muharrem Gürses) topraklarında çiftçilik yapmaya ikna etmek için çabalayacağıdır...

    Dakika 35...

    ***

    Martin Scorsese’nin dünya sinemasının unutulan veya hak ettiği gerçek ilgiyi göremeyen farklı kültürel miras ögelerine da haiz örneklerinin korunması ve restore edilmesi için kurduğu World Cinema Foundation’ın bugüne kadar seçtiği iki Türkiye menşeili yapımından biri olan “Hudutların Kanunu” (diğeri Metin Erksan’ın 1963 tarihli “Susuz Yaz”ı)....

    Filmin eldeki tek kopyası, yapımcı Kadir Kesemen’in kızı Nil Gürpınar tarafından Kültür Bakanlığı’na bağışlanmış ve bu kopyanın yıpranmışlığı nedeni ile de...

    2011 yılı içerisinde...

    İtalya'daki, Cineteca di Bologna / L’Immagine Ritrovata Laboratuvarında, bir hayli zahmetli bir restorasyon sürecinden geçirilerek son haline dönüştürülen filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Nida Tüfekçi'nin müziklerinin de kulaklarının pasını silmeye devam edeceği, 36 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top