Hesabım
    Kaptan Amerika: Kış Askeri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Kaptan Amerika: Kış Askeri

    Standartları düşürmüyor...

    Yazar: Fırat Ataç

    Kabul etmek gerekiyor ki Marvel sahip olduğu süper kahraman çeşitliliğinden de faydalanarak daha önce görülmemiş bir seri üretime imza atıyor. Kendi evreninde epik olarak adlandırabileceğimiz Avengers öncesinde, kahramanlarının ortaya çıkış sürecine odaklandığı birinci fazı tamamlayan şirket, altına girdiği 'anlatının bir yerlerde kesişmesi' sorumluluğundan da şu ana kadar alnının akıyla çıkmış gibi. Büyük bir kumar olarak nitelendirilebilecek Iron Man, Thor, Captain America: The First Avenger 'ın, devam filmlerinden daha 'sakin' olması, hem kurulacak zorlu dünyanın temellerini sağlam atma hem de kumarın muhtemel kaybını minimum seviyede tutma çabası olarak okunabilir.  Şu andaki görüntüde, Marvel'in kumarda da aşkta da kazandığı apaçık ortada.

    Iron Man 3 ile başlayan Thor: The Dark World ile devam eden ikinci fazın Agents of S.H.I.E.L.D ve Agent Carter dizileriyle televizyon dünyasına da kapak attığını hatırlatmakta fayda var. Tam da 'süper kahraman işlerinin' bu kadar hızlandığı bir dönemde vizyona giren Captain America: The Winter Soldier yapısal olarak ilk Avengers filmine yakın, ikinci film Avengers: Age of Ultron'a 'bizzat' öncül özelliği taşıyor.

    Avengers'da yaşanan mevzuların iki sene sonrasındayız. Kaptanın modern dünyaya alışma çabaları son hızla devam ediyor. Çevresinden kaçırdığı filmler, dinlemediği parçalar hakkında tavsiyeler almak ve Black Widow'un çöpçatanlık girişimleriyle yabancısı olduğu 21. yüzyıla tutunmaya çalışan Kaptan'ın görece sakin hayatı S.H.I.E.L.D'in artık pek de güvenilir bir kurum olmadığı gerçeğiyle yüzleşmesiyle hareket kazanıyor. İlk filmde karşımıza çıkan aşırı gelişmiş Nazi organizasyonu HYDRA,  S.H.I.E.L.D'in içine sızmış durumda ve bu ciddi bir paranoyayı da beraberinde getiriyor: Kime güveneceğim?

    Evrene eklemlenen neredeyse her filmde olduğu gibi yenilikler içeriyor Captain America: The Winter Soldier. Daha ciddi, daha karanlık bir mesele üzerine eğiliyor. Tipik bir süper kahraman filmi olmaktansa komplo teorisi gerilimi olmayı seçiyor, devletin gözetim sınırlarını, kontrol mekanizmalarını, çürümüşlüğünü ana merkezine alıyor.  S.H.I.E.L.D'in dünya barışı için olası tehditleri anında ortadan kaldırmak için geliştirdiği sistemi, HYDRA'nın gelecekte kendi için potansiyel arıza çıkarak insanlar üzerinde kullanma amacı gütmesi eksenine yerleştiriyor bizi. Klasik 'insanlık için verimli olabilecek bir icat kötülerin eline geçerse ne olur?' hikayesini ,içerdiği 'şüphe duygusu' ve kendi türü içerisinde azımsanmayacak sosyo politik göndermelerle sağlamlaştırıyor.

    Ciddi tonlarını aksiyon sahnelerine de serpiştiren yönetmen ikilisi Anthony Russo ve Joe Russo, daha ziyade arabalı takip sahneleri ve silah kullanımıyla besledikleri aksiyon anlarını fantastiklikten uzak tutmaya çalışıyor, bire bir dövüş sahnelerinde anormal fiziki hareketlere izin vermiyor. Tabii ki özellikle türün hayranlarını memnun etmeleri gereken final bölümünde absürd teknolojiye abanıyorlar ancak bundan dolayı kendilerine kızmamızın imkanı yok. Kızarsak çizgi roman fanatikleri üzerimize çöker çünkü.

    Neredeyse dört başı mamur bir süper kahraman filmi olabilecek Captain America: The Winter Soldier'ın en büyük handikabı tabi ki Kaptan'ın kendisi. İlaçlarla güçlendirilmiş bu İkinci Dünya Savaşı efsanesinin günümüzden 70 yıl öncede kalması dışında ilgi çekici bir yanı yok ne yazık ki. İyi bir asker olması ve alt kademelerinin baş koyduğu yolda sorgusuz sualsiz yürütebilmesi, onun için iyi bir referans peki ya bizim için? Dolayısıyla Marvel'in diğer filmlerine nazaran mizah tonu çok aşağılarda geziyor, nefes almak için yan karakterlere bağımlı kalıyoruz. Black Widow, Nick Fury ve Falcon'un bu filmdeki 'yan rol üstü' perde parsellemesinin nedeni de tam olarak bu.

    Filmin kötü adamı olarak sunulan iki karakterden Winter Soldier – ki kendisi filme adını da veriyor- yeterince üzerine düşülmüş bir kötü kahraman değil. Kaptan'la aynı seviyede dövüşebiliyor olması onu korkulacak biri olma konumuna yerleştirmiyor. İlk filmle olan bağlantısı ve sonraki filmlerde yaratacağı 'zihin bulanıklığı' büyük bir avantaj teşkil edebilecek olsa da bu filme adını verecek ağırlığı taşımıyor Winter Soldier.  E tabii sahne Alexander Pierce rolündeki Robert Redford'a kalıyor böylelikle. Paranoyanın ana hatlarını oluşturduğu komplo gerilimlerinde ciddi tecrübesi bulunan Redford, kendi için 'geçmişi de göz önüne alınarak' yazılan bu rolde çok iyi performans sergiliyor.

    Robert Downey'in Iron Man'i ve Chris Hemsworth'un Thor'u kadar renkli bir karaktere sahip olmamasından ötürü iki oyuncunun gerisinde kalmış gibi görünen Chris Evans'ın Captain America'nın limitleri dahilinde iyi iş çıkardığını söylemek mümkün. Kendi solo filmi için sabırsızlandığımız Black Widow ve Scarlett Johansson ise ana kahramanlardan rol çalmaya devam ederek oyunun içinde kalmaya devam ediyor.

    Marvel'in farklı hikayelerin notalarından ortaya çıkardığı güzel melodinin herhangi bir kısmında sesin kısılmasını istemiyorsanız Captain America'yı görmenizi gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Sevaplarının hatalarından daha fazla olduğu konusunda eminim ki bana katılacaksınız.

    firatatac.com

     

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top