Hesabım
    Çarpık Evdeki Cesetler
    Ortalama puan
    2,9
    9 Puanlama
    Çarpık Evdeki Cesetler hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    13 Ocak 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da Agatha Christie'nin, 1947 yılının sonbaharında, Londra ve kırsalında meydana gelen polisiye bir "olaylar yumağının" anlatıldığı aynı isimli romanından (1949) uyarlayarak Julian Fellowes ve Tim Rose Price ile birlikte kaleme alan Gilles Paquet-Brenner'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Crooked House”; gizemini son anına kadar koruyan, bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, çekimlerinin önemli bir kısmı; 10 milyon dolarlık bir bütçeyle, King's College London'ın Maughan Kütüphanesi'nde yapılan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Sinemadaki film öncesinde yayınlanan sansasyonel haber fragmanlarının birinde, "Bir Efsanenin Ölümü" başlığı adı altında; 1871 yılında doğup, 23 yaşındayken cebinde tek bir kuruşu dahi olmadan Yunanistan'dan ayrılarak İngiltere'ye göçen milyarder iş insanı Aristide Leonides'in (Gino Picciano) ölüm haberine yer verilmektedir...

    Haberin ayrıntılarında:

    Leonides'in yerleştiği yıl, ilk lokantasını açtığını... Çok geçmeden, ilk otelini de işletmeye başladığını... İlk eşi Leydi Marcia de Haviland'ın, genç yaşta hayata gözlerini yumduğunu ve ardında da Leonides'in; genç ve güzel Amerikalı dul Brenda (Christina Hendricks) ile evlenerek hayata tutunduğuna ilişkin bilgiler de yer almaktadır...

    ***

    Ertesi sabah...

    Leonides'in ölüm haberini, yağmurlu bir Londra akşamında, bir gün önce gittiği sinema salonunda öğrenmiş olan özel dedektif Charles Hayward (Max Irons); sabah olup da işbaşı yapmak gayesiyle ofisine giriş yaptığında, asistanı Bayan Ackroyd (Tina Gray) kendisine, odasında bekleyen bir müşterileri olduğunu söyleyecektir...

    Ki içerideki, adını da vermeyen bu müşteri; Charles'tan dedesinin ölümünü araştırmasını isteyecek olan Aristide Leonides'in büyük torunu, Sophia Leonides'ten (Stefanie Martini) başkası değildir...

    Zira Charles ile Kahire'de kısa süreliğine bir gönül ilişkisi de yaşamış olan Sophia; dedesinin bir suikasta kurban gitmesinin yanı sıra, katilinin halen aralarında bulunduğuna dair derin bir endişe ve şüphe de taşımaktadır...

    Ancak terk edilmiş olmanın etkisinden halen kurtulamamış olan Charles; Sophia'nın teklifini reddederek onu, polise yönlendirecektir...

    Ta ki, Bayan Ackroyd; bu davanın sağlayacağı şöhret konusunda, kendisini uyarıncaya kadar...

    ***

    Bunun üzerine Charles, bir komiser yardımcısı olan babasının eski çalışma arkadaşlarından Baş Müfettiş Taverner (Terence Stamp) ile görüşerek kendisinden; konu hakkında bilgi almak amacıyla Scotland Yard'a gidecektir...

    Leonides'in ölüm raporunda:

    Leonides'in göz bebeklerindeki anormalliği tespit eder etmez, gerekli testleri gerçekleştiren doktora göre ölüme; göz tansiyonu (glakom) tedavisinde kullanılan ve fizostigmin olarak da bilinen "eserine"nin neden olduğu yazmaktadır...

    Ama sadece göze damlatılması gereken aynı "eserine", doğrudan kan dolaşımına enjekte edildiğinde; kolaylıkla kalp krizine sebep olabilmektedir...

    Bu da aslında, bir diyabet hastası olan ve düzenli olarak kendisine insülin şırınga edilen Leonides'e; bilerek veya yanlışlıkla insülin yerine "eserine" verildiği anlamına da gelmektedir...

    ***

    Yaptıkları toplantı ve fikir alışverişi sonrasında...

    Oldukça nüfuzlu bir aile olan Leonideslere bulaşarak avukatlarıyla bulaşmak istemeyen Baş Müfettiş Taverner, elindeki bütün dosyaları Charles'a vererek, harekete geçmeden önce telefonunu beklemesini tembihler...

    ***

    Derken...

    O telefon gelir ve Charles, Leonides malikanesine doğru yola koyuluverir...

    Vardığında kendisini, elindeki silahla, bahçedeki köstebeklerin peşine düşmüş olan; Leonides'in ilk karısı Marcia'nın kız kardeşi Leydi Edith de Haviland (Glenn Close) karşılayacaktır...

    ***

    Çok geçmez...

    Rutin bir alışkanlık olarak her sabah, kahvaltısını bizzat odasına götürdüğü Leonides'in; yataktaki cansız bedenini bulan Sophia'da çıkıp gelir...

    Malikanedeki kısa bir tanıtım turu ve duyduğu korku dolu kaygıyı bir kez daha belirtmesinin sonrasında Sophia; işe dedesinin odasındaki ecza dolabından başlayacak olan Charles'ı, tek başına bırakır...

    Charles ile tanışan bir başkası da, Sophia'nın 12 yaşındaki küçük ve dedektif hikayelerine meraklı kız kardeşi Josephine Leonides (Honor Kneafsey) olacaktır...

    Elbette Josephine'in başarısız oyun yazarı alkolik annesi Magda Leonides (Gillian Anderson) ile bir tarihçi olarak; ortaçağ edebiyat ve sanatı hakkında eserler verme uğraşısı içindeki babası Philip Leonides'i de (Julian Sands) atlamayalım ve nereye varacağı şimdiden kestirilemeyen bu öykünün kalanını da, sizlere bırakalım...

    Dakika 18...

    Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz filmin geri kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 97 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Emek verilerek sizlerle buluşturulmuş, özgün ve tamamen farklı bir başka yorumda yeniden bir arada olabilmek dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    pembeoje
    pembeoje

    Takipçi 330 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    27 Kasım 2018 tarihinde eklendi
    Agatha Christie nın kitapları çok güzeldir.. ama film uyarlamaları genellikle başarılı olmuyor o yüzden bu filmden çok fazla beklentim yoktu ama beni şaşırttı gayet güzel bir filmdi..
    Belkin B.
    Belkin B.

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    29 Nisan 2018 tarihinde eklendi
    Bu filmi hiç beğenmedim ben. Bu filmi getirenler bence biraz daha araştırıp daha iyi filmler getirmeyi denesinler. Paramıza yazık ama.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top