Başından sonu anlatan filmleri oldum olası sevmem. Bu filmde en baştan bize gençlerin ölümünü göstererek malum sonu veriyor; ancak olayların akışı hakkındaki merakımızı film içerisine de yaymayı beceriyor. Filmin sonuna kadar kim kimi niye öldürmüş diye merak etmiyor değiliz.
Bir grup genç bir yere gider ve başlarına hani kötü şeyler gelir ya işte bu film, tam öyle başlayan; ama öyle bitmeyen bir konuya sahip. "Bizi Kötüden Koru" tarzı içine polisiye katılan korku filmlerinin korku türüne ayrı bir güzellik kattığını düşünüyorum. Oldukça klasik bir konusu olan bir grup genç hikayesi polisiye ile desteklenince fena olmayan bir sonuç ortaya çıktı. Başta oldukça sıradan ve bol klişeye taşıyan film, finali ile beğenimi kazandı (tahmin edilemez bir son).
Filmde klişe bol, ters dönen haç, aniden yükselen ses (kahvemi döktüm :) ) kuşlar, aniden ortaya çıkan ruhlar, sarsıntılar vb. bildik hemen hemen her şey. Yalnız kan yok, yani ağzı burnu dağılmış adamların kol bacak kopardığı türden kan. Yine kötü bir ev ve yine o kötü evden etkilenmiş bir adam (bunlar genelde niye erkek oluyor). Olaya inanmayan poliste var tabi. Bir bildik olay örgüsüne rağmen daha önce de dediğim gibi filmin finali her şeyi kotarıyor. Film en beğenmediğim iki noktadan birincisi sürekli sallanan kamera (başım döndü), el kamerası ile çekilen kısımları anladım da diğer sahnelerde o kamera niye hep sallanıyor onu anlamış değilim. Sallanan kamera ile korku yaratılmaya çalışılmışsa olmamış. İkincisi ise oyucular, James Wan daha iyi oyuncular seçmeliydi.