Sinemanın asıl işi olan...
Hazır...
Cebinde bilet parası bulunan...
Meraklısına "hayal satma" heves ve niyetindeki senaryosunu da, Nico Lathouris ile beraber kaleme alan...
"Mad Max" serisinin yaratıcılarından George Miller'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Furiosa: A Mad Max Saga"; aksiyon dozunun giderek arttığı, bilim-kurgu tarzdaki bir macera olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 168 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantaj sayesinde kullanılan yeşil perde ve görsel efekt teknolojileri ile başarılı makyaj uygulamalarına ilaveten; koordinatörlüklerini, Marius Botha,Guy Norris, Richard Norton, Mick Roughan ve Mark Tearle'ın üstlendikleri dublör oyuncuların katkılarının da bulunduğu...
Ve günün sonunda da...
Yapımcıları adına maalesef...
Son derece de haksız bir biçimde...
Brüt 171.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile gişeye çakılıp kalan, post-prodüksiyon harikası bu Avustralya filmine biraz daha yakından bakalım.....
***
Dünyanın...
Neredeyse bir karabasan misali büyükçe bir çöle dönüştüğü bir ortamda...
Furiosa (Alyla Browne) ve Valkyrie (Dylan Adonis) adındaki iki küçük kız çocuğu...
Avustralya'nın...
Gizli kalmış yeşillikler içindeki...
Cenneti andıran bir bölgesinde...
Tam da dalından koparttıkları...
Tazecik şeftalileri toplamaktayken...
***
Artık nasıl eriştilerse...
Çete üyesi...
Motosikletli dört haydut da çıkıp...
O bölgeye gelmişlerdir...
***
Kendisinden daha küçük olan Valkyrie'yi...
Bir köşeye oturtan Furiosa...
Elindeki çakısıyla motosikletlere zarar vermeye çalışırken...
Söz konusu çetenin üyelerinden birisine yakalanacak...
***
Ve böylelikle de...
Kimse yardımına yetişemeden...
Alınıp kaçırılacak...
***
Ardından da...
Bu dörtlüden...
Furiosa'nın annesi Mary'nin (Charlee Fraser) elinden kurtulamayarak öldürülen üçü dışında...
Hayat da kalmayı başaran Toe Jam (David Field) tarafından...
Motosikletliler çetesinin lideri Dementus'a (Chris Hemsworth) götürülecek...
***
Ki...
Sonuncusunun da hakkından...
Kendisini ağır yaralayarak...
Bizzat Furiosa'nın kendisi gelecek...
***
Ve bu şekilde de ortada...
Furiosa ile ahalisinin...
Bolluk, bereket ve yeşillikler içindeki yurdunun...
Yerini tarif edecek kimsecikler kalmayacak...
***
Zaten...
Çok geçmeyecek ve Dementus'un kampına gizlice sızan Mary...
Furiosa'yı kaptığı gibi...
Oradan uzaklaşırken...
***
Yeşil yeri...
Büsbütün...
Keşfetme merakına kapılan Dementus'ta...
Peşlerine düşecektir...
***
Elbette...
Aptal olmayan ve yollarına devam etmeleri halinde...
Yurtlarının açığa çıkacağının farkına varan Mary...
İlerlemeyi bırakarak durur...
***
Ve...
Kızına da...
Yükseklerdeki bir tepeliğe çıkıp saklanmasını...
Bir gün içinde yanına geri dönmezse de...
Güneş ve yıldızlar aracılığı ile yönünü bularak...
Bir başına...
Eve dönmesini tembihleyerek...
Furiosa'dan ayrılıp...
Çok daha ahmakça bir düşünceyle...
Tek tabanca olarak Dementus ve ordusunu durdurmaya kalktığında...
***
Yakalanarak çarmıha gerilerek işkenceye alınacak...
Ve...
Annesinin bu durumuna dayanamayan...
Ama...
Ne yaparsa yapsın...
Kendisini kurtaramayacak olan Furiosa'da...
Saklandığı yerden çıkarak gelecek...
***
Ardında da...
Bir süreliğine de olsa yoluna...
Dementus'un...
Tutsak aldığı evlatlığı olarak devam edecektir...
Dakika 38...
***
Annesinin intikamını almak amacıyla...
Dementus'u öldürmek gayreti içine girecek olan yetişkin yaştaki Furiosa'nın (Anya Taylor-Joy) eylemlerinin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; destansı bir anlatıma sahip olan, 110 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,