"Jamie Foxx, Christoph Waltz, Leonardo DiCaprio, Kerry Washington ve Samuel L. Jackson'dan oluşan, 2 Oscarlı, 8,5 IMDb puanlı, muhteşem senaryolu bir Quentin Tarantino başyapıtı. Quentin Tarantino, bu filmle birlikte o kendine has ucuzlaştırma tarzından çıkmış ve bir nevi Western türüne geçiş yapmıştır, merakla beklenen The Hateful Eight bunun bir kanıtıdır. Ayrıca Tarantino, küçük bir rolde almıştır. Filmin eşsiz muzikleri, Western türüne layık çöl, dağ, kayalık manzaraları vardır. Zekice kurgulanmış diyalogları, fazla işlenmemiş bir konuya sahip olmasıyla dikkat çeken yapımda Tarantino'nun her zaman ki tarz ve stilinden çok çok uzaklarda bir senaryo ve tür var. Oyunculuklar, senaryoya çok büyük uyum sağlamış ve gerçekten daha iyisi olamazdı. İzlerken sürenin su gibi akıp gitmesi, filmin ana karakteri Django isminde ki kölenin intikam isteği ve karısını kurtarma umudu filmi izlemeye değer ve çekici bir film olarak tanıtıyor. Christoph Waltz, oyunculuğuyla büyülemiş ve aldığı Oscar ödülünü hakettiğini her fırsatta kanıtlamıştır. Filmde çok doğal şiddet sahneleri, çekim ortamları ve özellikler var; özellikle de silahların konuştuğu ilk sahnede. Karakterler çok doğal ve çok hoş, sinema tarihine kazandırılması izleyicilere edilmiş en büyük armağanlardan birisi. İnsanların, Teksasta bir kasabada bir zenciyi at üstünde görürken verdikleri tepkiler görülmeye değer. Western türü filmler, her zaman çok beğenilmiş ve IMDb üzerinden de güzel puanlar almıştır; işte bu filmde o filmlerden bir tanesi. Türünün kalitesini yükselten, başarılı Western filmlerinin 60'lı 70'li yıllarda kalmadığını açıkça yüzümüze tokat gibi vuran bir film. Muzikleri de bir ayrı güzel, hepsi tek tek dinlenmeye layık. Film beklediğimden çok daha başarılı çıktı. Filmde ki Django & Schultz ortaklığı, sinema tarihine damga vurmuş ortaklıklardan birisi ve en önemlilerindendir. Filmin büyüsü, diyaloglarıyla paketlenmiş. Tüm bunlara ek olarak da film'de zencilere yapılmış zulümlerin, insanlık haklarının nasıl kısıtlandığının ve onları köle gibi çalıştırdıklarının gerçekleri de anlatılıyor. Leonardo DiCaprio'nun kötülükle beslendiği, Django'nun intikam isteği ve Schultz'un yardımlarıyla renklenen muhteşem bir film. DiCaprio'yu ilk kez bu filmle birlikte kötü bir roldeyken gördüm diyebilirim, çokta başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Bunun yanında Samuel L. Jackson, zaten inanılmaz olan oyunculuğunu gerçekçilikle birleştirerek rolünün hakkını vermiştir; şayet yaşlı bir adam rolü için bu adam seçilmeseydi, bu rol bu kadar başarılı olmazdı kanımca. Django'nun karısını gördüğünde verdiği tepkiler, tüylerimi diken diken etti ve bire bir aynı şeyleri hissetmiş gibi oldum. Kim hayatta en çok değer verip sevdiği, hayatının kadını ilan ettiği kişiyi çıplak bir vaziyette işkence görürken görmek ister ki? İşte Django'nun gözlerinde ki parlaklık, o intikamın günden güne büyüyen ateşinin simgesi. Filmde ki her karakter, birbirini başarı konusunda geride bırakacak niteliklerin sahibi. Leonardo DiCaprio'nun canlandırdığı Candie ve Christoph Waltz'ın oynamayı üstlendiği Dr. Schultz karakterleri bu çekişme de birbirleriyle kıyasıya rekabete giriyor diyebiliriz; çünkü iki karakterde sinema tarihinin en eğlenceli ve gerektiğinde en sert karakterlerinden birisi olabiliyorlar. Filmde öyle beklenmedik,öyle sürpriz anlar var ki ağzım açık kaldı. Muziklerine bir kez daha değinmek istiyorum, sahneleriyle çok büyük uyumlar sağlamış ve insanı filmin içine çekmiş muzikler kullanılmış, özellikle de Ain't No grave isimli efsanevi şarkı. Sondan bir önce ki kurtulma sahnesinde ise, Django'nun oynadığı oyun çok zekiceydi. Dahada ötesinde sahne, sinema tarihinde ki en başarılı sahnelerden ve adından en çok söz ettirmiş anlardan birisidir. Bir karı kocanın kavuşması üzerine kurulu, inanılmaz bir film."