'beni düşlediğini düşlemeye cesaret edemiyorum'aklımda kalan bu ve buna benzer bir kaç replik sadeceben mi çok beklentiye girdim yoksa yorum yazan arkadaşlar mı çok abartmış tam anlayamadım ama beğenen izleyici sayısı çok olduğundan sorun ben de galiba.!?beklediğim tamamen dramatik bir filmdi,duygusallığı uç noktalarda yaşarım sanıyordum ama kenarından bile geçemedim filmde. sadece ana karakterin hayali olarak çıktığı geçmişinin yolculuğunda sevdiği kadının gözüktüğü sahneleri beğendim. kadın şiir gibi konuşuyordu adeta ve insanı durup düşündürüyordu. tam adamın duygusal hüznüne kendimi ortak etmeye çalışıyordum ki sokak çocuğunu hikayesi giriyordu arayabilmiyorum...umduğumu bulamadığımı üzülerek söylemeliyim:(
Üzgünüm, müzikleri haricinde sanıyorum yanlış bir zamanda izlediğim için hiç tat alamadığım bir film oldu.Çok ağır ve birkaç güzel replik ve araya serpiştirilmiş huzurlu sahnelerle toparlanmaya çalışılmış.Kısacası sevmedim.4/10
sürekli gittiğim mekandaki bir tablo bana daima bu enfes filmi hatırlatıyor..neden acaba?..hı!film!..sonsuzluk ve bir gün.adı yetiyor zaten..izlerken kendimi o kadar kaptırmışım ki bittiğinde güzel bir rüyadan uyanır gibi oldum.tadının,damakta kaldığı filmlerden.
Dünyada çekilmiş her döneme göre inanılmaz filmler vardır.Bu film klasik film izleyicisine hitap etmemektedir.Bu filmde kavga ,dövüş aksıyon yoktur.Bu filmde His vardır,düşünce vardır.Bu film çekildiği döneme göre ve bana göre dünyanın en iyi filmlerindendir.
Theo Angelopoulos’dan hayata,sevgiye,iç hesaplaşmalara,özleme dair kalburüstü bir film.Müthiş karakter çalışmalarının yanısıra kameranın alabildiğine yavaş hareket etmesi sebebiyle karakterleri daha iyi anlıyoruz.Şahane müziklerle beraber adeta görsel bir şölene dönüşmüş.her zaman geriye sadece hatıralar kalır...ve bir replik: -Yarın ne kadar sürer diye bir soru sormuştum Anna ,hatırladın mı?-Sonsuzluk ve bir gün kadar.-Duyamadım?-Sonsuzluk ve bir gün kadar..
aptal hollywood filmlerinden sıkılabilenlerin duraklarından biri... oldukça yavaş ama aynı ölçüde sarsıcı bir angelopoulos güzellemesi... şiddetle tavsiye edilir...
hastalanmış eski 1 şair . gecikmiş pişmanlıkların sancısından mı hastalandı yoksa eski eşinin hasretinden mi bilinmez . peki geçmişteki hata ve yarım kalmışlıkları onarım telaşeşi de hem de 30 yıl önceki 1 mektupla . küçük 1 çocuğun kimsesizliğini giderme uğraşı yoksa birnevi kendi yalnızlığını unutma arayışı mıydı . peki hergün aynı şarkıyı açaraçmaz karşı balkondan ona eşlik eden şarkı da neyin nesi . 1 şair neden kelime satın alır annesinin sesini işitemiyorsa eğer 1 sürgün yerinde .
"gözlerim kapalı bakıyorum... kulaklarım mühürlü seni dinliyorum... ağzım yok ama sana yalvarıyorum..." mükemmel film.. sakin ve ayık kafayla mümkünse sabaha karşı izlenmelidir.. mümkünse arkasından omuza bir palto atılıp gün doğarken en yakın sahile gidilmelidir.. bir sigara yakılmalı ve hayat üzerinde düşünülmelidir.. hatta yeni sevgililer mümkünse bu filmle denenmelidir:)) (sountrack'inin fiyatı asla sorulmamalıdır.. filmin cd'siyle idare edilmelidir:)) saygılarımla:P
Öncelikle film uzun sekansta ve sahneler genelde yavaş akıyor. Aslında bir filmden çok şiir dinletisi gibi denilebilir. Hayata, hayata dair yanılgımıza karşı düşündürücü ve üzücü bir film Angelopoulos'un en başarılı işlerinden. Çok güzel replikleri yönetim beraber göndermeler de hiç az değil. Kesinlikle izlemeye değer. spoiler: Filmde hasta yazar sonsuz gibi yaşadığı hayatında neleri eksik yaptığını hastaneye yatmadan önce anlar, ve bu sonsuzluğun ardından bir günü doyasıya yaşamaya çalışır. En son 'Argadini, Korfoula köy" Alexandre'nin yaşamda nasıl geç kaldığının bir yansımasıdır. Ve hastaneye yatmaktan vazgeçer ve kalan birkaç gününü yaşamaya karar verir
filmi, yağmurlu ve sakin bir günde seyrettim. genel olarak beğendim. hele de bazı diyalogları müthişti. insanın bu dünyada fani olduğunu hissettiren replikler vardı.fakat ülgen1526 isimli arkadaşın yorumunu okuyunca, yeniden düşündüm. evet, haklı. filmin alt hikâyesi ve semboller, helen milliyetçiliğine göndermeler yapıyor. ülgene teşekkür ediyorum.
yapılan yorumlar üzerine bu filmi izledim büyük bi beklenti içinde izlediğim için filmden pek fazla bi tat alamadım. o yüzden bi beklenti içinde izlemeyin ama müziği gerçekten güzeldi.
sinemada felsefik anlatımın unutulmayacak filmlerden biri sonsuzluk ve bir gün....filmde dikkatimi en çok çeken az ama çok yoğun diyaloglardı..filmi izledim ve bitti olmuyor..saatlerce film üzerine yorum yapabiliyosunuz.angelopolous'un anlatımı gerçekten çok özgün,yaratıcı,sakin ama çarpıcı...eleni bi müzik şöleni sunuyor adeta...ama filmden asla koparmıyor sizi...yönetmenin diğer filmlerini bütün çabalarıma rağmen bulamıyorum.bilen gören varsa ve bana bildirirse çok sevinirm.
Bir otobüsün içi küçültülmüş bir dünya gibidir. Dışarıda esip gürleyen kızıl bayraklı bir militan koltuğunda uyuklar. Sevmediği erkekten çiçek alan kızın attığı çiçeği başka bir erkek, evdeki mutsuz karısına götürmek için yerden keyifle alır. Yaşlı ve şemsiyeli adamlar aynı durakta inmek için yorgunca ayaklanırlar. İndikleri bölge sessizce ölmek için tasarlanmış gibidir.
Yaşlı adam ve çocuk; biri ölüm yolculuğuna, öbürü kaçak yaşadığı topraklardan memleketine yapacağı yolculuğa hazırlanırken umutları birbirine karışır, birbirini besler. Yaşlı adam, sıkça geçmişinde dolaşır. Yazacağı kitaplar uğruna, kafasındaki uğursuz fikirleri şekillendirmek uğruna bütün ömrünü harcarken, karısı ondan “iki kitap arası” kendine ayrılacak bir zaman, hatta bir gün ister. Ama bu geçmiş zamanda, şimdiki haliyle dolaşıp af dilemesi, onların isteklerini yerine getirmek için çabalaması boşunadır. Kendinden yüz çevrilmesi, geçmişte kalan o güzel yaz günlerinde, kışlık paltosuyla aralarında dolaşması, umursanmaması, çektiği acının ve pişmanlığın yansıması gibidir. Yeşilde durup kırmızıda geçmiştir hep.
Kendini bırakmakta olan bedeninden vazgeçip, bir çocuğun bedeninde var olmak ister. Bu çabasının da boşa olmasını aynı hastalıklı umursamazlıkla, bir gün bile olsa unutmak ister. Kelimeler satın alıp karşılığında para –maddiyat- vererek yok olmayacak, kendinden geriye kalacak bir şiir inşa etmeye çalışır. Hastalık ruhuna sıçramadan temize çıkmaya çalışır. Büyük bir sessizlik, kabulleniş ve olgunlukla.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.