Hesabım
    Çöl Kraliçesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Çöl Kraliçesi

    Elde var sıfır...

    Yazar: Ekin Limoncu

    Çöl Kraliçesi'ni izlediğim süre boyunca aklımda sadece şu soru vardı: Çöl Kraliçesi Werner Herzog'un en kötü filmi olabilir miydi?

    Orta Doğu'da ve Osmanlı'da casusluk yapmış İngiliz gezgin Gertrude Bell'in hayatını Werner Herzog'un gözünden izleyeceğim için film çekim aşamasındayken bile heyecanlıydım. Filmi izledikten sonra bu heyecanım devam etti mi? Malesef hayır.

    Sinemanın ustalarından biri olarak kabul ettiğimiz Herzog, bu biyografik drama filmiyle ortaya kötü bir film çıkarmamış ancak iyi bir filmden söz ettiğimiz de söylenemez. Filmi izlemeden önce konusuna şöyle bir göz atan birinin beklentisi; neredeyse tüm Arap halkından saygı görmüş bu kadının yaptıklarını öğrenmek, döndürdüğü oyunlara şahit olmak, Osmanlı'nın altını nasıl oyduğunu görmek olacaktır. Ama biz tam tersine filmde malesef Bell'in "sıkıcı aşk sahneleri" ile muhatap oluyoruz. Orta Doğu'da İngilizlerin şimdi bile aktif olarak hayata geçirdikleri politikanın kurucusu ve planlayıcısı olan Gertrude Bell'in hayatı anlatılacaksa, bunu sadece aşk meşk üzerinden göstermek "biraz" fazla kötü bir fikir.

    Filme başka bir taraftan bakacak olursak seçilen ışıklar, o dönemin kostümleri, gösterilen manzaralar muazzama yakın. Sinema salonunun tam ortasında kendimi bir çölde hissettiğim ise bir gerçek… Oyunculuklar ise nefes kesici değil ancak başarılı. Bir tek James Franco'nun yapay İngiliz aksanıyla filmde çok fazla sırıttığını söylemeden edemeyeceğim. Nicole Kidman’ın çizdiği güçlü, kendi kararlarını kendi veren kadın profiline ise diyecek söz yok ancak ne yazık ki filmi kurtarmaya yeterli olamıyor. Ajanlık hikayesinin yüzeysel tutulmuş olması belki de Herzog’un filme yaptığı en büyük hatalardan biri. Neresinden tutsam elimde kalan Çöl Kraliçesi sıradanlıktan öteye gidemiyor.

    Oxford mezunu, Irak haritasının çiziminde bizzat rol alan, tarih kitaplarında okutulması gerektiğine inandığım Gertrude Bell’i özlem ve aşk duygusuyla yanıp tutuşurken görmek beni hayalkırıklığına uğrattı diyebilirim. Bu yüzden film ister istemez başka bir yola sapmış ve kulvar değiştirmiş.

    Çöl Kraliçesi, Herzog’un belgeselci yönüyle birlikte daha çok izlenilebilir olmuş, bunu kabul etmek lazım fakat oldu bitti gibi duran bu önemli tarihi konu tam anlamıyla "olmamış" hissi verdi. Tarihi beni ilgilendirmiyor, aşk üçgenleri değil dörtgenleri izlemek istiyorum derseniz buyrun.

    twitter.com/ekinlimonj

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top