Demir Kapılar
Yazar: Serdar KökçeoğluBir adam, gözlerini hiç bilmediği bir yerde açar. Nerede olduğu ve oraya nasıl geldiği hakkında en ufak bir fikri yoktur. Birileri ya da gizemli bir güç tarafından hapsedilmiştir. Hapsedildiği odada, mahzende veya daha soyut bir mekânda ipuçlarını inceler ve dışarıya çıkmaya çalışır. Böyle başlayan hikâyelere alışığız sinemada. Küp, Testere ve az bilinen Japon filmi Symbol örnek olarak verilebilir.
İngilizce çekilen Alman filmi Demir Kapılar da aynı şekilde başlıyor. Kimi ucuzluklarına rağmen gayet sürükleyici bir seyir sunuyor ve tartışmalı bir finalle de yolcu ediyor. Yolcu etmek demişken, yazının bundan sonrası filmin bazı gelişmeleri hakkında, sürprizleri açık eden detaylar içerecektir. Karar sizin.
Yerde uyanan kahramanımız, uyanır uyanmaz başına gelenlerin arkadaşları tarafından hazırlanmış bir oyun olduğunu düşünüyor. Burada senarist Peter Arneson ve yönetmen Stephen Manuel'in yapmış oldukları bir tercih filmi biraz ucuzlatıyor. İsimsiz kahramanımızın çenesi epey düşük ve bu sesli düşünme yöntemi bir müddet sonra inandırıcı olmamaya başlıyor. Burada izleyicilerin bir saat boyunca odanın içinde dolanan bir adamı izlemekten sıkılacağı düşünülmüş olsa gerek.
Fakat ilginç bir şekilde, Axel Wedekind'in ortalama oyunculuğuna, Hollywood tarzı cool ve yüzeysel dışavurumlarına rağmen, Demir Kapılar sürükleyici, gizemini sonuna kadar koruyan bir film. Odadaki ipuçlarını keşfettikten sonra izleyici de oyunun bir parçası haline geliyor. Adamın duvarı delerek yan odaya geçişiyle beraber ise film daha ilginçleşiyor.
Yan odada tabutta yatan canlı bir kadın vardır ve adamımız, İngilizce bilmeyen bu siyah kadınla beraber düşünmeye başlar çıkış yolunu. Bu noktada nedense ırkçılık temelli bir intikam oyunun kurbanı olduklarını düşünüyoruz, fakat keşfettikleri odalarda karşılaştıkları bazı metafizik objeler bizi filmin 'ulvi' sonuna hazırlıyor.
Demir Kapılar'ın orijinal bir film olduğunu iddia edecek değiliz. Ama bütün klişelere rağmen çok ilginç detaylar da yakalanmış. Mesela benzer filmlerde görmediğimiz türde gerçekçi bir yapısı var. Buna kurbanların kendi sıvılarını içmesi gibi nahoş detaylar da dâhil. Mide bulandırıcı ama anlaşılır. Filmin bizi en çok şaşırttığı anlar ise, iki kurbanın yaklaştığı bölümler. Aralarındaki cinsel çekim oldukça ilginç ve etkileyici bir sahneyle taçlanıyor. Tabii bunların hepsi final için ve filmin her şeyi açıklayan bir finali var. Çok zekice değil ama filmdeki noktaları birleştirmeyi başarıyor.
Son günlerde Rockstar'ın yeni platform çılgınlığı L.A. Noire oyununa takılan biri olarak, günlerim kırklı yıllardaki bir dedektifin gözüyle ipuçları toparlayıp çeşitli olayları çözmekle geçiyor. Bundan olsa gerek, Demir Kapılar bana oyun oynadığım hissini de verdi. Üstelik iki kahramanımızın karşısına öyle acayip şeyler çıkıyor ki odalarda, filmin gizemi giderek artıyor. Tabii acayiplik konusunda Symbol kadar yaratıcı değil.
Son noktada 3D meselesine gelmek lazım: Doğrusu filme loşluk vermek dışında bir hoşluğunu göremedik! Video oyunlarını andıran, bulmacamsı ve gizemli filmleri seviyorsanız, klişelerine rağmen ilginç bulabilirsiniz bu filmi. Üstelik beklenmedik bir şekilde insani ve romantik anlar içeriyor.