“Take Shelter”; senaryosu da, yönetmen koltuğunda oturan Jeff Nichols tarafından yazılan bir psikolojik gerilim filmi…
Prömiyeri, 24 Ocak 2011’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 30 Eylül 2011 tarihinde sınırlı salon gösterimiyle Amerika’da vizyona giren filmin, 7.4/10 (93.208 oy) ve 3.9/5 (25.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.0/10 (166 yorum) ve 85/100 (34 yorum) olan Rotten Tomatoes ve ”Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları oldukça etkileyici…
Ama biz yine de; 5 milyon dolar gibi oldukça ekonomik bir bütçeyle çekilen ve nihayetinde de 3,7 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile gişeye çakılan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun için de Jeff Nichols’ın istisnasız bütün filmlerinin oyuncu kadrosunda kendine yer bulabilen Michael Shannon’un göz kamaştıran performansı eşliğinde, neredeyse soluk dahi almadan pür dikkat bir vaziyette izlediğimiz filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce yine filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, izleyen herkese, “Bu da ne şimdi?” dedirten “sürpriz finali”, kendisi ile yapılan ve 10 Kasım 2016 tarihinde CreativeScreenwriting.com’da yayınlanan bir mülakatta, tam beş yıl sonra bu bir kez daha sorulduğunda:
”Filmin sonunun ne olduğuna ilişkin fikrim çok net di. Ne olduğunu kesin olarak biliyorum ve insanların bunu kendi anladıkları biçimde yanıtlamaları da çok etkileyici” diyerek yanıtlayan Jeff Nichols’ın bu filminin çok özel bir çaba gerektirdiğini söyleyerek başlayacağız…
Evet, gerçekten de “Take Shelter”, diğer tüm Jeff Nichols filmleri gibi çok özel ve o nedenle de itina ile izlenilmeyi fazlasıyla hak ediyor…
Ki, zaten izlemeye bir başladınız mı ister istemez sonuna kadar kaptırıp gidiyorsunuz da…
Zira gerçekler ile kâbusları ayırmakta güçlük çekmeye başlayan Curtis rolündeki performansı ile Michael Shannon filmden kopmanıza izin vermiyor…
Hele de, bu olup bitenler karşısında kahrolan Samantha’yı oynayan Jessica Chastain’in kendi kendini yiyip bitiren halini de görünce tamamen yapışıp kalıyorsunuz ekranın karşısındaki koltuğunuza…
Jeff Nichols’ın herkesin malumu olan en önemli özelliklerinden biri de, teknik kadrosunu da görüntü yönetmeni Adam Stone örneğinde olduğu gibi olabildiğince hep aynı isimlerden oluşturuyor olması…
Böylelikle de, beklentilerini ve nevi şahsına münhasır tarzını ekibine her seferinde yeniden anlatmak zorunda kalmadığı için kendini, bu filmde olduğu gibi doğrudan işine verebiliyor…
Şimdi yeniden, Curtis’in (Michael Shannon) kendi kendine, “Bunları sadece ben mi görüyorum?” diye sorduğu o ürkütücü bulutlar, çatır çatır çakan şimşekler, deli gibi uçuşan kuş sürüleri ve sürekli yağan yağmur ile o meşhur sürpriz final sahnesine dönecek olursak…
“Öykü anlatımının güzel yanı, insanlara yalnızca bir hikâye anlatmakla kalmayıp aynı zamanda onlarında, tepkileri aracılığı ile kendileri hakkında bir şeyler anlatmalarıdır. Bu durumda da, izleyicinizle sohbet etmiş oluyorsunuz” diyen Jeff Nichols’a kulak verip daha fazla ayrıntıya girmiyoruz…
Çünkü spoiler de içermesi kaçınılmaz olan fazlası ile Nichols’ın da ifade ettiği gibi, onun vermeye çalıştığı mesajları değil de kendimizi anlatmış olacağız…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; “Light of My Life” (2019) filminin yorumunda yazdıklarımızın bir kısmını tekrarlamış olmak pahasına, nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getirmiş sinemasever dostlara, “Amerikan sinemasının Jeff Nichols, Casey Affleck, Joel Edgerton, Paul Dano, Olivia Wilde ve benzerleri gibi iyi işler yapmaya çalışan yeni nesil yönetmenlerinin filmlerini de izleme listelerinize dâhil etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, aradan geçen bunca zamana rağmen halen izlemediyseniz olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…