Son Berlin Film Festivali'nde hem Altın Ayı'ya hem de tüm oyuncu kadrosu için Erkek ve Kadın Oyuncu ödüllerine layık görülen Bir Ayrılık, İran sinemasının tartışmasız zirve noktalarından biri. Orijinal adının tercümesi "Nadir ve Simin, Bir Ayrılık" olan yapım, isabetli bir kararla hem bizde hem de İngilizce konuşan ülkelerde sadece "Bir Ayrılık" ismiyle gösteriliyor. İsabetli diyorum çünkü filmi geçtiğimiz Nisan ayında İstanbul Film Festivali'nde izlediğimde takıldığım nokta, aslında Nadir ile Simin'in ayrılığı hakkında olmayışıydı.
Uzun yıllardır evli olan, İran'ın üst orta sınıfından bu çiftin boşanma kararı öykünün tetikleyici unsuru. Ancak Simin bu filmde sadece yardımcı karakter. Esas mesele daha sonra yaşananlar. Nadir'in bir yandan çalışırken bir yandan da kızına ve Alzheimer hastası babasına bakma çabaları, nihayetinde de babasıyla ilgilenmesi için bir kadın tutması, filmin ana ekseni.
Kocasından gizli olarak bakıcılık işini kabul eden Razieh, hamile olduğunu da iş verenlerinden saklıyor. Fakat kadıncağız bir kaza geçirince, kocası Hodjat ile patronu Nadir karşı karşıya geliyorlar. İş mahkemeye intikal ettiğinde, Nadir ile kızı Termeh arasında bir güven ve dürüstlük sorunu yaşanıyor. Yani tek bir ayrılığın, farklı insanların hayatında zincirleme olarak yarattığı etkileri izliyoruz.
Yönetmen ve senarist Asghar Farhadi'nin, bir nebze de olsa erkeğin tarafını tuttuğunu hissettim ben. Nadir ile Simin'in boşanma kararı, karşılıklı olarak haklı sebeplere dayanıyor. Simin, kızının daha iyi şartlarda yetişebilmesi için yurtdışına yerleşmek istiyor. Nadir ise bakıma muhtaç olan babasını tek başına bırakamadığı için eşinin isteğini kabul edemiyor. Her iki taraf da kendi durduğu noktada haksız değil. Ancak (kendim de şu an biraz Nadir'in pozisyonunda olduğumdan mıdır, bilemiyorum) Simin'i kocasının çaresizliğine karşı biraz anlayışsız buldum. Hele ki bakıcı kadınla ilgili problem ortaya çıktığında, Simin kocasının sözüne güvenmeyi hiç düşünmüyor. Onu hemen yalancılıkla suçlayabiliyor.
Yanlış anlaşılmasın, bütün bunları filmin zaafları olarak görmüyorum. Tam tersine, gücünün bir parçası olarak değerlendiriyorum. Çünkü hepsi sahici durumlar, gerçek duygular. Filmler, içlerindeki karakterler için değil, biz seyirciler için yapılır sonuçta. Bir Ayrılık, kişisel meselelerini bürokratik kurumlarla halletmek zorunda kalan, sıradan insanların hayatlarını anlatıyor... Ve ilk olarak About Elly filmiyle tanıdığımız yönetmen Farhadi, son derece dinamik ve modern bir sinema diliyle perdeye aktarıyor bunları. Tabii Berlin'den ödülle dönen tüm oyuncu kadrosuna da ne övgüler yağdırsak az. Doğal sinema oyunculuğu üstüne ders gibi bu filmin her bir performansı.
Yaygaracı robotların savaşına dair kafa şişirici bir görsel efekt pornosu ya da gözlere takık bir korku filmi falan değilse bu hafta sinemada izlemek istediğiniz, rica ediyorum Bir Ayrılık'ı görün. Bu yıl daha iyi bir film seyreder miyiz, inanın emin değilim.
twitter: aliercivan