En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Alp T.
Takipçi
301 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
20 Ağustos 2014 tarihinde eklendi
Attack The Block'un konusu, (kısaca ATB) oldukça klişeleşmiş uzaylı istilası filmlerinin üstünden gidiyor. Filmin yapımcılarının da Shaun Of The Dead'in olmasına şaşırmamalı. Bu iki filmde de bir istila işleniyor fakat yeni ve komik bir açıdan. Yani o kadar komik ki, parodi olmaktan uzak, kaliteli bir iş ortaya çıkıyor. Yani, ATB'de eğlenceli bir film fakat Shaun Of The Dead gibi üstün bir iş beklemeyin bence.
Filmin konusu şöyle; "Varoş mahallelerde hırsızlık yapan gençler birden bire gökten yere bir cismin indiğini görür. O cisim -tahmin edebileceğiniz gibi- bir uzaylıdır. Ve dahası da gelmektedir." Film ile ilgili hiç bir spoiler vermeden yazabildiğim özet bu. Çünkü işin detayına girmek istemiyorum.
Film daha farkını açılış sahnesi ile ortaya koyuyor. O sahne ile nasıl bir film ile karşı karşıya olacağımızı görüyoruz. Gerçi filmde yaşanan tüm bu uzaylı istilası konusu sadece Londra'nın varoş mahallelerindeki bir blokta yaşanıyor ve işin içinde elbette mafya, uyuşturucu, suç ve silahlar var. Bu arada filmde uzaylılar dünyayı istila etmek için gelmiyorlar ya da enerji kaynaklarını yok etmek için değil... Öyle ise bizimle dertleri ne diye soruyor insan. Aslında dertlerini filmin sonlarına doğru öğreniyoruz ama uzayıların yaptığı şey birazcık garip geldi bana. Yani orada ortaya çıkan fikir yaratıcı ama başka bir açıklaması da olabilir miymiş sanki?
İşin içinde klişe birazcık var ama ortaya çıkan iş yine de orjinal ve taze olmayı başarıyor. Bu arada filmin komedi kısmının büyük kısmı klişe uzaylı istilası filmlerini tiye almaya yönelik. Onun dışında ise ortaya belki de bir korku filmi çıkabilirmiş. Korku teorisini de filmde uzaylıların birdenbire çıkış veya insanları yeme anına dayanarak söylüyorum ama oradaki bazı efektler biraz tıs gelebiliyor. Ama gerçekçi olmaya da çalışıyor.
Oyunculuklar olarak filmdeki Moses ve kendi arkadaşları (küçük çetesi de denilebilir) ve çeteye yardımcı olmak isteyen 2 küçük çocuğun rolleri çok başarılıydı. Filmde Sam karakterini canlandıran Jodie Whittaker elinden geldiğince doğal oynamaya çalışmış ama karakterinin içinde biraz klişe olduğu için biraz başarısız olmuş. "Cornetto Üçlemesi"nden (Shaun Of The Dead, Hot Fuzz, The World's End) tanıdığımız Nick Frost, yan karakter olarak ara sıra gözükse de filmde renk katmış, orası aşikar.
ATB, iyi ya da kötü veya saçma olan yanlarına rağmen seyirciye eğlenceli bir 85 dakika sunuyor. Bu film, Cornetto Üçlemesi gibi değil de bir alt leveliymiş gibi bir yandan. Daha iyisi olabilirmiş. Ama kötü bir film değil, amaç eğlenmek. Klişe uzaylı istilası filmlerinden sıkılanlara veya eğlenceli bir komedi filmi arayanlar için birebir. 3/5
Aynı kadrosu gibi çok dinamik,çok enerjik.Su gibi akıp gidecek zevkli mi zevkli bir doksan dakikası var bu dinamizmle ne kadar uzun olursa olsun sıkılmak yine mümkün olmazdı.Joe Cornish ilk sinema filminde çektiği usta işi,enfes sahnelerle (koridordaki sis sahnesi mesela) filmin kalitesinin baş mimarı kesinlikle.2011'in en iyilerinden ve ileriki yıllarda sürekli hatırlanacak,konuşulacak filmlerden.
Görsel efektlere tonla para saymadan da iyi iş çıkartılabileceğini gösteriyor.Bu özelliğiyle 'Vampir Cehennemi' filmiyle çok ortak noktası olduğunu söylememiz yanlış olmaz.Ara ara devlet politikalarına sıkı göndermeler yapıyor,zaman zaman polisi hedef alıyor.Ama finalde kahramanımızın Birleşik Krallık bayrağıyla kurtulması nasıl bir ironi,çözemedim.Zevkle izlenebilir...6,5/10
Filmin başlarda ABD defarmosyonunu açığa veren saçma filmlerden biri olduğunu düşünmüştüm fakat sonrasında verilen ve filmin tamamıyla bağlanan mesaj daha farklı düşünmeme neden oldu, "yapılan her hareketin bir sonucu vardır", bu düşünce filmle çok güzel özdeşleştirilmiş ve kendi gündelik yaşamlarındaki çarpıklarıyla birleştirilerek çok farklı bir uzaylı filmi izleyiciye sunulmuş, bu yüzden filmi beğendim, ayrıca filmde geçen bir diğer önemli mesaj da aslında şu aralar bizi de ilgilendiren bir konuyla ilgiliydi; " neden afrikalılara yardım ediyorsunuz da bize hiç etmiyorsunuz, daha az bronzlaşabildiğimiz için mi" bence bu konuda herkesin biraz düşünmesi gerekli!.....
Simon Pegg, Nick Frostun başını çektiği bir gurup ingiliz sinemacı önce Zombilerin şafağı sonra Hot Fuzz en sonda paul filmlerini çektiler filmlerin ortak noktası onlarcasını izlediğimiz klişe filmlerin oldukça eğlenceli bol göndermeli komik versiyonları olmalarıydı.Zombilerin şafaği yüzlerce zombi filmine, Hot Fuzz tüm polisiye aksiyon filmlerine, paul ise spielberg filmleri olmak üzere tüm uzaylı, yaratıklı bilimkurgu filmlerine güzel taşlamalardı.Daha önceki filmlerin yapım kadrosunda bulunan Joe Cornish, Edgar Wright, Simon Pegg gibi isimlerin yokluğunda Nick Frost ve bir dolu çocuk oyuncuyla hem Londra sokaklarına hem ingiliz polis teşkilatına hemde istila filmlerine harika göndermeler, sert taşlamalar eşliğinde çok dinamik eğlenceli bir film yaratmış.Açıkçası diğer üç filmden çok dinamik olduğunu, çok daha akıcı anlatımı, bitmek bilmeyen eğlencesiyle hem serinin hemde yılın en iyi filmlerinden biri.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.