Senaryosu, Kurt Sutter tarafından yazılan "Southpaw", Antoine Fuqua'nın yönetmen koltuğunda oturduğu sportif bir drama...
Gelin isterseniz, Sylvester Stallone'nin efsanevi "Rocky" serisini hiç saymıyoruz bile fakat "Raging Bull" (1980), "The Hurricane" (1999), "Million Dollar Baby" (2004), "Cinderella Man" (2005) ve "The Fighter" (2010) gibi filmlerin yanında son derece sönük kalan filmimizin hikayesine göz atarak ana karakterleri tanımaya çalışalım...
Yapılacak maç öncesi soyunma odasında elleri sarılan Billy Hope'un (Jake Gyllenhaal) yanına, hayatının her anını yönlendiren karısı Maureen (Rachel McAdams) gelerek kendisine şans diler ve maç başlar...
Rakibi Darius Jones (Cedric D. Jones), ringde Billy'i çok fena hırpalamaktadır...
Ama Billy 10. rauntta, peş peşe attığı iki sert kroşe ile sersemleterek devirdiği Darius'u nakavt ederek işini bitirmeyi başarır...
Maçın ardından yapılan basın toplantısında Kolombiyalı boksör Miguel 'Magic' Escobar (Miguel Gomez), Dünya Hafif Siklet Boks Şampiyonu Billy'e meydan okuyunca Billy'de menajeri Jordan Mains'e (Curtis '50 Cent' Jackson) sıradaki Kalil Turay (Rayco Saunders) maçını iptal ederek yerine 'Magic' ile bir maç ayarlaması talimatını verir ve bunu gereksiz bulan Jordan ile Billy arasında küçük bir tatsızlık da yaşanır...
Derken Billy ve Maureen evlerine geçerlerken, Billy'nin yaptığı ilk şey, üst kattaki yatak odasında uyumakta olan kızı Leila'nın (Oona Laurence) yanına çıkarak ona, "Seni çok özledim" diyerek sarılması olur...
Gelecek kaygısına kapılan karısının derdiyse, sürekli kazanıyor olmasına rağmen savunmadaki hataları nedeniyle çok fazla yumruk yiyen Billy'nin iki yıl içinde fiziksel olarak çökeceğini düşünmesi ve o yüzden de ısrarla maçlarına bir yıllığına ara vermesini istemesidir...
Neyse...
Daha pek çok konuşmanın ardından Billy ve Maureen, New Yok Çocuklar Kulübünün yararına düzenlenmiş olan yardım gecesine katılırlar...
Oraya da gelmiş olan Magic, hakaretleri ile Billy'i tahrik eder ve ikili yumruk yumruğa birbirlerine girerler...
Ancak daha da önemlisi o hengamede, kimliği tespit edilemeyen birinin silahından çıkan serseri bir kurşun ile vurulan Maureen'in hayatını kaybetmesidir...
Olanları bir türlü kabullenemeyerek gözünü karatmış olan Billy, elindeki tabanca ile tek şüpheli olarak gördüğü Hector Escobar'ı (Danny Henriquez) öldürmek üzere peşine düşer ama bulamaz...
Bu arada muhasebecisi Simon Stillman (Adam Kroloff) Billy'e, iyice bozulmuş olan mali durumu hakkında bilgi vermektedir...
Zor durumdaki Billy'nin imdadına önüne koyduğu üç maçlık kontratı imzalatan menajeri Jordan yetişir...
İlk maçı Turay iledir...
Hiç karşılık vermeden dayak yediği maçı ve para kazanma fırsatını kaybetmesinin yanı sıra ringe havlu atıldığı için maçı sonlandıran hakemi ringe sermek suretiyle kendi boks kariyerini de bitirir...
Başta, Magic ile çalışmaya başlayan antrenörü Eli Frost J(ose Caraballo) ve Jordan olmak üzere etrafındaki hemen herkes onu terk ederken ne yazık ki mali durumu da içinden çıkılmaz bir hal almıştır artık...
Yaşadığı psikolojik travmayı bir türlü atlatamayarak teselliyi alkol ve şiddet de arayan Billy, otomobili ile intiharı da dener ve kendini yoğun bakımda bulur...
Böylelikle de önce kızı Leila'nın velayetini ardından da tüm malını mülkünü icrada kaybetme durumuna gelir...
Yardımına koşan tek isim, onu otomobiliyle Tick Wills'in (Forest Whitaker) salonuna bırakan Jon Jon'dur (Beau Knapp) ...
Billy Tick'ten kendisine eğitmenlik yapmasını isterken, mahkeme kararı ile velayeti geçici olarak sosyal hizmetlere verilen kızını geri alabilmesi için devamlı bir işe ihtiyacı olduğunu da söyler...
Ve Tick'ten salonun gece bekçiliği ile temizlikçilik işini kapar...
Dakika 60...
Geride kalan 64 dakikalık süre içinde yanıtlarını öğreneceğimiz üç soru mevcut...
Neler mi?
Buyurun sayalım:
Bunlardan birincisi ve belki de en önemlisi, Tick'in Billy'nin antrenörlüğünü kabul edip etmeyeceği...
İkincisi, kızını yeniden kazanıp kazanamayacağı...
Sonuncusu ise, hem karısının hem de kendisinin intikamını alıp alamayacağı...
Eğer çok büyük beklentilere girmezseniz, gereksiz yere lastik gibi çekilerek biraz uzatıldığını düşündüğümüz filmi sıkılmadan tamamlayabilirsiniz...
Zira tempo, birkaç ikili diyalog dışında pek düşmüyor...
Keyifli seyirler,