Hesabım
    İki Tutam Saç: Dersim'in Kayıp Kızları
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    İki Tutam Saç: Dersim'in Kayıp Kızları

    İki Tutam Saç: Dersim?in Kayıp Kızları

    Yazar: Ali Ercivan

    Tarihimiz, bize yıllarca öğretilmiş olanın aksine, sadece kahramanlık hikayelerinden oluşmuyor. Türkiye'nin yakın geçmişiyle hesaplaşması ve yaşanmış bazı trajedilerin unutulmamasında sinemacılarımıza da büyük sorumluluk düşüyor. Bu açıdan, 1937'den başlayarak Dersim'de (bugünkü Tunceli) devlet eliyle gerçekleştirilen sistemli kıyımın öyküsünü işleyen İki Tutam Saç: Dersim'in Kayıp Kızları önemli bir belgesel.

    Sınırlı miktarda arşiv belgesi ve o dönemi bizzat yaşamış kişilerin anlatıcılıkları üzerine kurulmuş bu yapım. Topraklarından ve ailelerinden koparılmış, farklı asker ailelerinin yanında yetişmiş çocukların anıları ile duygusal bir anlatı oluşturulmaya çalışılmış. Hikayelerin etkileyiciliğini ve yaşları 75-80'i bulan bu insanların samimiyetini inkar edemeyiz. Filmi izlediğim salonda, yaşananları ailelerinden bilen insanların çok yerde ağladığına rast gelmiş olmam da bunu destekliyor.

    Ancak anlattığı gerçekliği bir tarafa bırakıp İki Tutam Saç'ın sinemasal niteliklerine bakacak olursak, bazı şeyleri kabul etmek lazım. Karşımızdaki film, çok ilkel bir sinema ve belgesel anlayışıyla gerçekleştirilmiş. Yetersiz görsel malzemeden ite kaka bir saat çıkarılmış. Ara yazılar, gerekli yerlerde sesini duygusallaştıran anlatıcı ve her şeyin altını çok kaba biçimde çizen ucuz müzikler, filmi zayıflatıyor.

    Ayrıca çok temel bir sorun var. Ses kalitesi, görüşülen kişilerin şive ve yaşları gibi faktörler işin içine girince, anlatılanları takip etmek yer yer zorlaşabiliyor. Röportaj yapılan kişilerden sadece birine altyazı koyulmuş ama diğer bazı röportajlar ondan daha anlaşılır değil aslında. Kimi noktalarda gerçekten mevzuyu toparlamakta bile zorlanabiliyor seyirci.

    Bütün bu teknik ve sinemasal zayıflıkların sonucu çok net. Güçlü bir belgesel malzemesi, pek fazla duygu uyandırmadan geçip gidiyor perdeden. Harcanıyor. Şüphesiz böyle filmlerin yapılmaya başlanması önemli bir adım. Ama mümkünse daha yetkin sinemacıların elinde. Çünkü bu şekilde ancak yaşananlarla doğrudan bağı olanları etkilemeleri mümkün. O etkiyi sağlayanlar da filmi yapanlar değil aslında, kendi anılarını aktaran yaşlı teyzeler.

    Twitter: aliercivan

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top