Hesabım
    İşkence Odası
    Ortalama puan
    2,8
    6 Puanlama
    İşkence Odası hakkında görüşlerin ?

    2 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    16 Aralık 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Pascal Laugier'in aynı isimli filminden (2008) uyarlayarak Mark L. Smith'in kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Kevin ile Michael Goetz biraderlerin oturmakta olduğu "Martyrs"; Los Angeles Sinema Okulu standartları çerçevesinde değerlendirdiğimizde...

    Korkunun, "Psikolojik (Psychological)" ve "Slasher" alt kategorilerindeki...

    Gizemini uzunca bir süre koruyan...

    Bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, yapımcılığını...

    Kategorinin ünlü markalarından Wild Bunch, The Safran Company ve Blumhouse Productions'ın üstlenmiş olduğu...

    Düşük bütçeli bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Lucie Jurin (Ever Prishkulnik), çocukken esir tutulup işkence gördüğü bir binadan kaçar...

    Ve kaçtığı binayı...

    Dedektif (Michael Dempsey) ile yanındaki polislere (DaJuan Johnson, Michael McCarthy) tarif etse de...

    ***

    Onlar geldiklerinde...

    Lucie'nin anlattığı dehşete dair...

    Herhangi bir ize rastlayamazlar...

    ***

    - Bir ay sonra -


    Lucie artık, çocukluğunun geri kalanını St. Mary's Yetimhanesi'nde geçirecek...

    Ve...

    Kendisine musallat olduğunu iddia ettiği bir canavarın (Melissa Tracy) halüsinasyonlarıyla uğraşırken...

    Zaman içinde...

    Yetimhanenin diğer sakinlerinden Anna Assaoui (Elyse Cole) ile de yakın bir dostluk kuracak...

    ***

    Ama Lucie...

    Anna dışındaki kimseyi de...

    Bu canavar hikayelerine inandıramayacaktır...

    ***

    - 10 yıl sonra -


    Çocukluğundaki işkenceyle ilgili olduklarına inandığı gerekçesiyle...

    Ailenin babası Emmett (Blake Robbins)...

    Annesi (Romy Rosemont) ve çocukları Brain (Taylor John Smith) ile Nicole'den (Lexi DiBenedetto) oluşan Patterson'ların kırsaldaki evlerini...

    Elindeki uzun namlulu bir silahla basan Lucie (Troian Bellisario)...

    Dördünü birden...

    Verdiğimiz isim sırasıyla...

    Teker teker infaz eder...

    ***

    Ardında da...

    Anna'yı (Bailey Noble) telefonla arayarak...


    "Onları buldum... Senin de onları görmeni istiyorum... Sana ihtiyacım var..." demek suretiyle...


    Gerçekleştirdiği katliamın adresine çağırır...

    ***

    Elbette...

    Derhal aracına atlayan Anna...

    Oraya vardığında...

    Gördüğü manzara karşısında dehşete düşecek...

    Ve bir ara...

    911'i aramaya da teşebbüs ederken...

    Annenin halen canlı olduğunu fark edip...

    Onu hastaneye yetiştirmeye çalışırken...

    ***

    Bir koşu çıkıp gelen Lucie...

    Mutfaktan kaptığı bir bıçakla...

    Diğer üçü gibi annenin fişini de çekerek...

    Hayatını tamamen bitirir...

    Ve...

    Anna'ya olan güvenini de büsbütün yitirirken...

    ***

    Ne yazık ki...

    O ana kadar...

    Kendi kafasında kurguladığı "zannedilen" canavarın saldırılarından kurtulmayı da...

    Bir türlü beceremeyecektir...

    ***

    Üstelik de Anna...

    Patterson'ların evlerinin bodrum katındaki gizli bir bölmede...

    Hapishane biçimindeki bir işkencehanenin varlığını da keşfetmişken...

    Dakika 34...

    ***

    İşlerin şeklinin ve gidişatının birden değişeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; pek çok ters köşe sürprizi de bünyesinde barındıran, 52 dakikalık oldukça kanlı bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Bünyamin Selami A
    Bünyamin Selami A

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    11 Mayıs 2019 tarihinde eklendi
    Kadın en son neden intihar etti ve Anna onun kulağına ne söylemiş olabilir ?

    Kadın en son neden intihar etti ve Anna onun kulağına ne söylemiş olabilir ?
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top