Bu filmi degerlendirirken bana kalirsa söyle bir çerçeve olusturmak lazim; "22 yasinda, kendisi gibi gençlerle bir araya gelerek çok küçük bir bütçeyle, kendi yaraticiligina yaslanarak, ucuz efektlerle, tam bir B filmi havasinda, çok da bir iddiasi olmadan çektigi bir film Sam Raimi'nin". Böyle masumca degerlendirirsek sanirim begenme ihtimalimiz de artar. En azindan filmin kendini ciddiye almadiginin ve bizlere bir efsane yaratmaya çalismadiginin farkina varmis oluruz. Ancak beklenmedik bir sekilde ufak çapta bir efsane ve kült bir film çikti ortaya. O dönemin çocuk ve gençlerine sordugumuzda "muhtesem korkunç, haftalarca uyuyamadim, rüyalarima girdi, harika bir film" cevaplari alacaksiniz. Gerçekten de tam bir 80ler havasi, tam bir kült havasi var filmde. Ancak bugün ilk defa izleyen biri için çok da bir degeri oldugunu zannetmiyorum. Dönemlerle birlikte begenilerin ve tarzlarin degismesinin tipik bir örnegi. Getirdigi muhtesem gise basarisindan sonra yönetmen devam filmleri de çekti. Bugün izledigimiz pek çok filme ilham kaynagi olmus, korku literatürüne orjinal fikirler eklemeyi basarmis bir film. Saygi duyulasi. Gençlerin kendi aralarinda toplanip çektigi bir korku filmi tadi veriyor. Ki bu tat oldukça cezbedici. Çok beklentiye girmeden, eglencesine izlemek lazim. Özellikle son dönemde Spider-Man ile tanidigimiz Sam Raimi'nin ilk uzun metrajli filmi. Kariyerinde rahatlikla izlenebilecek pek çok çalismasi mevcut. The Evil Dead, ilk cümlede olusturdugum çerçeve içinde düsündügümde, basarili bir film.